Karşılaşma

17 2 0
                                    

uyanıcaktım ben ve 7 hayatta bir araya gelmez dünya bölünse asla.

Sabah olmuştu hayret saat tam 7 de kalktım inanmadım resmen tek ben deil ablam da .

Kahvaltıyı hazırladım kahvaltıyı yaptım  Sonra duş aldım . Üstüme siyah beyaz giysileri konbinledim ve ablamı uyandırıp yola çıktım.

Siyah Beyaz Konbin


Saat 8

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saat 8.30 du . Hemen bi taksi tutmaya gittim . Egoistin biri ile taksi için kavga ettik . Ee tabi ben bindim taksiye ve işe gittim.

Çalıştığım şirket bir moda şirketidir.
Bende patronun sekreteri asistanı olucam . Kahvesini götürücem toplantılarda tercüman olcam . İşim çoook zor.

Şirkete gelmiştim . Patronunun adı Hun Joong . İsim havalı umarım oda egoist değildir.

Ve patronlar karşılaştım .

Hun: Sanırım yeni asistan sensin

Ben: Evet .

Hun: Kahvemi getir.

Ben : Ama sert emir vererek olmazki bu işler.

Hun : Bişeymi dedin .

Ben : Ha ya yok bişey kahveniz nasıl
olsun .

Hun : Şekersiz olsun yeter

İç ses : Kör şeytan diyo al şu tepsiyi geçir kafasına bi beyin kanaması geçirsin bak ne güzel oluyor . Sinir ya
Allah ' ım sen niye bunu verdin benim başıma . İyki egoist olmasın dedik .

Hun :Nerde kaldı kahvem .

İç ses : Daha demin yollamıştım yürüyerek geliyordu gelmedi mi .

Ben : Geliyor . Geldi . Buyurun .

Hun : Bu gün özel bir toplantıya gidicez orda korelilerle toplantı yapıcaz .

Ben : Bana niye diyorsunuz ki .

Hun : Tercüman lık yapıcaksın .

Ben : Neee . İyi de ben Korece bilmiyorum . İngilizce Rusça ve Azerice biliyorum .

Hun : Ozaman hemen öğreniyorsun .
Ben : Ama

Hun : İtiraz yok hemen beşlasan iyi olur toplantı beş de .

İç ses : Ya neden ben . Ben bunları yaşıycak insanmıydım .

Saat beş olmuştu . Ben baya çalışmıştım . Korelilerle toplantı ya girdik ve herşey yolundaydı toplantı
Bitmişti ama o egoist patronum Korece bildiğini öğrenen kadar .

Ben : Korece biliyor muydunuz .

Hun : Evet

Ben : Ve bana onca kelimeyi boş yere öğrettiniz .

Hun : Hayır boş yere deil Koreli ler
Yarın tekrar buraya gelecekler. Ve ben olmuycam sen ilgileniceksin . Kapiş.

İç ses : Kapış miş miş kolaysa gel sen yap Allah Allah ya yok böyle adaletsizlik .

Neyse ki mesayi saatim gelmişti eve gidiyordum . Yolda 3 tane sapık vardı.
Çok korkuyordum . Beni takip ediyorlar dı . Şu ana hızlı adımlarla giderken birinin beni kurtarmasını bekliyordum .

Ve arkamadan biri onları dövüyordu.
Arkama bi baktım patronum .

Centilmence hareketi beni benden aldı . Ve yanıma geldi

Hun : Bişeyin varmı sana bişey yaptılar mı.

Hayranlıkla onun gözlerine bakarken.

Ben : Hayır.

Dedim ve gözlerimin içine bakıp gülümsedi . O anda ne olduğunu unutmuştum ve tam o anda beni öptü.

Hayallerim işte o anda gerçekleşti . Ve kalbimin kapıları da açıldı .

Ben o anda bayılmışım . Gözlerimi açtığımda onun evindeydim .

Ateşim olduğunu söyledi ve kendini yorma dedi . Yarın ki toplantıyı iptal etmiş kıyamam . Şimdi uyu dedi ve oda yatmaya gitti .

Sonraki bölümü bu gün istiyorsanız mutlaka yoruma yazın
Sizi seviyorum
😃





PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin