V. BÖLÜM -YENİ BİR AİLE DOSTU-

1.2K 45 10
                                    

Mutfağa indim ve bir bardak su içtim, tekrar yukarı çıkıp yatağın kenarına oturdum ve kabus'u düşündüm kaçırdığım bir yer var mı diye düşündüm, düşündüm ve tekrar düşündüm. Yoktu kabus'u yorumlamaya çalıştım ama hiç birşey çıkartamadım sonra yatağıma tekrar uzandım ve tekrar kabus görmemek için dua ettim ve uyudum.

Alarmın çalması ile birlikte uyandım, üstümü değiştirdim, dişlerimi fırçaladım annem aşağıda kahvaltı hazırlamıştı biraz atıştırdım tam kapıdan çıkacakken Babam:

-Oliver bu akşam bize bir misafir gelecek dışarı çıkmak için bir plan yapma.

-Tamam baba,zaten bir planım yok.

Kapıdan dışarı çıktım ve durağa gittim bu sefer John benden erken gelmişti şaşırdım. Bu çocuk genellikle geç kalmayı severde. Servis geldi yine boş olan koltuğa yan yana oturduk. Hayatım çok monoton'dur ama bundan sıkılmam çünkü monotonluk güzeldir. Annem ve babamla dışarda yediğimiz yemekler dışında dışarı pek çıkmam, genellikle John bize gelir ben onlara pek gitmem. Okula vardığımızda yağmur yağmaya başlamışdı hemen ceketimin kapşonunu kafama geçirdim. Ve okula doğru hızla yürüdüm. İlk dersim İngiliz Edebiyatıydı dolabımı açtım İngiliz Edebiyatı kitabımı aldım, Elisha yanıma geldi "Sınıfa gitmiyor muyuz ?" dedi, nedense bu kızı her gördüğüm de kalbim yerinden çıkıcak gibi atıyor uzun,düz,kahverengi saçları, mavi gözleri ve harika gülüşü bilmiyorum galiba ona aşığım fakat bir ezik olduğum için bunu ona açıklayamam. "Hadi gidelim öğretmenle aram kötü olsun istemem." Sınıfa gittiğimiz de öğretmen daha gelmemişti rahat bir nefes aldım, genellikle öğretmenlerle aram kötüdür, onları pek sevmem onlarda beni bu hep böyledir.

Okuldan eve geldiğim de annem mutfaktaydı.

-Hoşgeldin oğlum, okulda ki günün nasıldı ?

-Aynı işte, öğretmenin yüzleri,tahta gıcırtıları falan süper yani.

-Git üstüğünü değiştir birazdan babanla misafirimiz gelir, bugün sofrada olmanı istiyorum kaçma şansın yok.

-Peki peki biliyorum.

Yukarı çıktım t-shirt'ümü büyük bir üşengeçlikle çıkardım hala bir tane kıl olmayan beyaz vücuduma mal mal baktım. Üstüme farklı bir t-shirt giydim. O sırada zil çaldı. Meraktan mı bilmiyorum merdivenleri koşarak indim.

Evet kapı da kimi gördüğümü tahmin edemezsiniz tabii ilk önce babam ama ikinci olarak evet o Mitoloji öğretmenim ne işi vardı bu adamın burda annemin suratına baktım bana sırıtıyordu. En sevmediğim öğretmenim bizim eve giriyordu ve bizimle akşam yemeği yiyecekti. Ona Hoşgeldin demek bile içimden gelmiyordu ama;

-Hoşgeldiniz  Mr. Poser.

-Merhaba Oliver, Seni gördüğüme sevindim.

Buna inanmak istemiyordum ama oluyordu masa da karşım da oturuyordu. Bana bakıyor arada sırıtıyor sonra tekrar sohbete dalıyordu. Onlar koyu koyu sohbet ederken fırsattan istifade ederek "Ellerine sağlık anne." dedim ve annemin birşey demesini beklemeden "Şimdi yukarı çıkmam lazım yarına yapmam gereken birkaç ödevim var." "Umarım benim verdiğim ödevi de yaparsın Oliver." Ne kadar ukala bir adamdı bu sürekli laf çarpmalar sırıtmalar mitoloji'ye çok bağlanmış herhalde kendi tanrı zannediyor bu adam hafif bir sırıtma ile "Tabii ki Mr. Poser." dedim ve yukarı çıktım.

Yukarı çıkar çıkmaz pijamalarımı giydim ve kitabımı alarak yatağın içine girdim, 1 saate yakın kitap okudum aşağıdan annemin bağırışını duydum. "Oliver misarifimiz gidiyor ona güle güle demiycek misin ?" Zoraki olarak aşağı indim Mr. Poser kapıda idi. "İyi Geceler Mr. Poser." dedim. "Sana da iyi geceler Oliver, yarın okulda görüşürüz." Bunu duymak bile yüzümün asılmasına yetti. Babam:

-Yakın zamanda tekrar görüşelim Albert.

-Tabii ki Alonzo en yakın zamanda. İyi geceler Alarice.

Kapıdan çıkınca rahat bir oh çektim ve babama "Mr. Poser ile nereden tanışıyorsunuz ?" dedim. Babam:

-Lise'den beri arkadaşız, şimdiye kadar  Colorado'da görev yapıyordu, tahini buraya çıkınca tekrar görüştük, bundan sonra da pek ayrılacağımızı sanmam.

İşte bu benim sonum demekdi en sevmediğim öğretmen babamın en yakın arkadaşı bir aile dostu çıkmıştı. Yukarı çıkıp yatağıma döndüm ve o kötü kabusu tekrar düşündüm Olimpos denilen yerin neden bana ihtiyacı vardı anlamaya çalıştım fakat çözemedim. Uyumaya karar verdim.

Gece güçlü bir şimşek ile uyandım sanki bu şimşek benim yatağımda çakmıştı. Pencereden dışarı baktım babamın dışarda olduğunu gördüm ve boşlukla konuşuyordu ne dediğini duyabilmek için pencereyi yavaşça açtım ve duyduklarım karşısında şaşkınlığa uğradım.

ZEUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin