Biri bir zamanlar eğer siz göndermiş değilseniz aşk geminizin dönmesini beklemenin bir yararı olmadığını yazmıştı. Aramızda aşkı beklemeye kararlı çok kişinin olduğunu biliyorum; "prensim bir gün gelecektir" inancıdır bu. Bir kaç talihli için bu doğru olabilir ama bazılarımız, sonsuza kadar, çoğunlukla kuşkucu ve kırılgan insanlara dönüşüne kadar bekleyeceğiz, sevmeye korkacağız ve belki de aşk kapımızı çaldığında onu tanımayacağız.
Herhangi bir yerde hiç fark etmiyor mesela bir kafeterya da otururken, içeriye sahibiyle bir köpek girse bir çok kişinin ilgi odağını üstüne çekmeyi başarır sevimli köpek. Bir çok kişi sevmek ister köpeği.
Bu durum oldukça olağan bir durum elbette ama köşede tek başına oturan bir teyzenin dikkatini çeken bir durum söz konusu haline gelir." İşte benim yaşamımın tipik bir örneği. Tüm akşam boyunca yalnızlık çekiyorum ve bir kişi bile bana anlayışla yaklaşmıyor bile. Oysa içeri bir köpek giriyor ve hemen sevgiye boğuluyor! Bu işte büyük bir yanlışlık var." Diyebiliyor haklı olarak.
İçinizden benim gibi " Köpek içeri girdi ve hareketleriyle bize sevgiye açık olduğunu gösterdi. Mesajı basitti,açıktı ve tehdit edici değildi. Oysa sen hiçbir şey açıklamadan düşünceli bir tavırla oturuyorsun orada. Biz insanın okuyamayız kimi zman konuşman ima etmen gerekir." Dediğinizi duyar gibiyim.
Sevginin bize gelmesini beklemeyelim. Her anı dolu dolu ve sevgiyle geçirmeyi denemeliyiz. Aldığımız nefes emanet neticede.
Duyulmasını istediğimiz bir sevgi mesajı iletmek istiyorsak,bunun gönderilmesinden başka çare yoktur.
Bir lambanın yanmaya devam etmesini istiyorsak ona sürekli gaz doldurmamız gerekir.TERESA ANA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖREBE
RandomKimi zaman hatırlamakta güçlük çekilse de, hepimizin çok uzak geçmişte çocuk olduğumuz bir gerçektir. Pek çok çocuk için inanç katıksızdır. Neşe doğal bir durumdur. Çocuklar pek az kaygılanırlar. Aslında şimdi yetişkin olduğumuz bu sırada davranış...