Öncelikle merhaba arkadaşlar. Bu hikayeye uzunca bir süre yeni bölüm atmadığımın farkındayım. Fakat şifayı çok fena kaptım. Uzun zamandır da devam ediyor. Okula da gidemedim doğru düzgün.. Eğer voteler de artış gözükürse yeni bölüm daha çabuk gelebilir. Sizleri seviyorum. Kendinize iyi bakın kuşlar..^^^
2014 Yıllı Ankara Hukuk Fakültesi/1.Dönem
Arabamı sakince okulun önüne yerleştirdim. Fazlasıyla büyük bir kampüstü. Kaybolmasam iyidir diye düşündüm. Yolcu koltuğundan kırmızı deri çantamı alıp arabadan indim. Anahtarın düğmesine basarak arabayı kilitledim. Okulun kapısına uzunca bakıp iç geçirdim. Üniversiteli idim artık.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İnsanları takip ede ede ana binayı bulabildim. Yerleri tuhaf bir aksanla türkü söyleyerek silen kadına tuhaf bir bakış atıp seslendim.
"Hanımefendi bakar mısınız?" kadın yere eğip belli bir ritmle oynattığı kafasını kafasını kaldırıp gözlerini kısarak bana baktı.
"La bebe ye bak. Hanımefendi diyo. Hasbinallah . Ne istiyon kızım?" şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırıp etrafa göz gezdirdim. Şaka mıydı bu?
"Teyzeciğim ben müdürün odasını arıyorum da nerede olduğunu söyler misiniz?" kaşlarını çatarak inceledi beni. Sanki hırsız mışım da kendi kendine analiz yapıyormuş gibi..
"İkinci kata çıg. Oradan sol yap yürü yürü yürü . Ahanda orasıdır." belini tuta tuta yanımdan ayrılırken arkasından şaşkınlıkla baktım. Allahım ilk günümde böyle mi olacaktı diye kara kara düşünürken bahçeden gelen sesle ana binadan çıktım. Merdivenleri yavaş yavaş inerken bahçenin tam ortasında gittikçe çoğalan bir topluluk gördüm. Merakımı cezbettiğinden dolayı kendimi topluluğun arasında buluverdim. Topluluğun tam ortasında iki kız vardı. Bana dönük olan kız sarı saçları ve yeşil gözleriyle fazlasıyla güzeldi. Altında kalçasını zorlukla kapatan buz mavisi kot şort üzerinde ise siyah göbeği açık sloganlı bir tişört vardı. American Rebel. Asi Amerikan mı? Ne tuhaf. Onun önünde ise bana sırtını dönmüş , benim gibi kızıl saçları olan hafif toplu bir kız duruyordu. Güzel olarak tabir ettiğim ego yığını önündeki kıza bağırmakta kalmıyor aşağıyordu. Önündeki kız kafasını yere eğerek tahmin ettiğim gibi ağlayarak susuyordu. Bu olaya daha fazla dayanamayarak yanlarına gittim. Kızıl saçlının bileğinden tutarak arkama doğru çektim.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" kaşlarımı çatmış sinirli bir şekilde ona bakarken alaycı bir şekilde kahkaha attı.
"Kimsin sen ve benim işlerime karışıyorsun?" alaycı sırıtışı sinirli bir yüz ifadesine gelirken şaşırmadan edemedim. Bu kız dengesiz miydi ? Az önce gülerken şimdi nasıl sinirlenebiliyor du?
"Ben Rima ve emin ol işlerine daha çok karışacağım." kızıl saçlının bileğinden tutarak kalabalıktan onu alırken arkadan bağırdı.
"Ben Erda ve emin ol seni mahvedeceğim!"O sinirle kalabalıktan ayrılırken bende yanımdaki kızı çardağa çektim. Onu yavaşça sandalyeye oturtup kendi sandalyemi yanına çektim.
