1.BÖLÜM

30 0 0
                                    




"Minik neredesin?" Ağlamaklı sesle sormuştu bu soruyu. Üzüldüğümü belli etmeden. Miraç'ın yanına sessiz sessiz gidip. "Buradayım Miraç korkma, bir şey olmadı,iyiyim ben." Deyip arkasından sarıldım. Bana doğru dönüp ellerimi ellerinin içine aldı."Seni kaybetmek istemiyorum. Seni kaybedeceğim diye çok korkuyorum -beni kaybedeceğini adı gibi biliyor- Aniden sana bir şey olacak sanıyorum. Beni sakın bırakma..." -bende seni fakat elimde değil-

1 yıl önce

"Ah!!! hadi be Sena terziye gidip hemen geleceğiz işte ne naz yaptın be!" Sena'ya gözlerimi dikip cevabını bekledim. "Şu halime bakar mısın acaba Eylül pijamaylayım. Eve gidip hiç üstümü başımı değiştiremem kusura bakma." İyi be deyip yanından geçerken üzülmüş olacak ki " İyi.Tamam.Geliyorum. Fakat sana büyük olan bir şeyler ver. deyip dolabımı karıştırmaya başladı -aradıklarını bulamamış olacak ki- Bana olabilecek hiç mi eşofman veya pantolon yok acaba?-gözünü dolabımda iyice gezdirirken gözleri minyonlu pijamama takıldı- Bari şu minyonlu pijamanı ver. O bari daha iyi diğerlerine göre" - Aslında kendisine olabilecek bir çok şey vardı ama çaktırmamaya çalışıyor. Nede olsa söz konusu minyon- Saçlarımızı da özensiz bir şekilde bağladıktan sonra bir sokak arkadaki terziye gitmek için yola koyulduk.

"Eylül, Deniz ne zaman gelecek? Daha okullar filan kapanmadı ama özledim malı." yüzümü ekşiterek "Hiç bir fikrim yok." diye sorusuna cevap verirken aniden bağırarak "Allah kahretsin Mert Can ve Ömer orada. Lan uf ya o kadar süslenir, özenir kendimi güzelleştiririm dışarıda kimse olmaz. ŞİMDİİ ise taşlar dışarı da şansıma bak be!!" Deniz haklı ne zaman doğru düzgün şeyler giyinip dışarı çıksam in cin top oynar, özenmeyince de şuan ki gibi olur. Allah var Sena'ın taş diye adlandırdığı kişiler kesinlikle kriterlerime uymuyor.



Bugün biraz Can'ım sıkkın yine hayatımda hiç görmediğim ama rüyalarıma giren annem ve ölüşünü gördüm. Bu kaçıncı aynı rüyayı görüşüm. O kadar çok gördüm ki sayamıyorum artık. Ama bu sefer ağlamayacağım. Eğer dedem ağladığımı görürse soru yağmuruna tutar anlatmak zorunda kalırım bende. İşte bu yüzden ağlamamalıyım. Odamı filan topladıktan sonra her ne kadar ağlamamaya çalışsam da bir iki damla sıcak göz yaşlarım aktı. Duşumu filan aldıktan sonra ıslak saçlarımla -kimse beni görmez bu halimle umuduyla- bakkala ekmek almaya yola koyuldum. Bakkala girecektim ki bana "Eylül" diye seslenen ses ile irkildim. Arkamı dönüp baktığım da bana doğru koşan kişinin Deniz olduğunu fark ettim. Şaşkın bakışlarla sadece "Deniz" deyip birbirimize sarıldık. Deniz'i Sömestr tatilinden beri görememiştim. "Ah Eylül çok özlemişim seni nasılsın?" Biraz pembe yalan söyleyerek "iyiyim" diyebildim. Oda inanmamış olacak ki "pekte iyi görünmüyorsun. Doğruyu söyle küserim bak." Bende yüzümü birazcık ekşiterek. "Bu aralar rüyamda sık sık annemi görüyorum. Ve bugün de gördüm. Dedeme söylemedim, söyleyemedim her annem dediğimde adam ağlıyor. Annem ile ilgili soru dahi soramıyorum. Ondan dolayı biraz canım sıkkın işte -konudan sıkılmış bir şekilde- Aman! boş ver Senin de canını sıkmayayım -diye konuyu değiştirdim.- "Tamam Can'ım özür dilerim." deyip yanağıma bir öpücük koydu. Sonra yeni aklıma gelmiş gibi "Ne zaman geldin? Geldiğinizi duymadı..." Diye sorumu soracaktım ki arkadan "Deniz" diye bir bağırış sesi duyduk. Deniz ile sesin geldiği yöne doğru kafamızı çevirdik. "Deniz" diye bağıran kişiye baktığımda ağzım açık kaldı baya yakışıklıydı. Acaba Deniz bu kişiyi nereden tanıyor. Deniz'e dönüp sorulu bakışlarımı yönelttim. Deniz'de sorumu anlamış olucak ki karşımdaki çoçuğun duyamayacağı şekilde kısık sesle "Abim. Yani kuzenim deyim daha doğru olur." Dedi. Sonra Deniz'in kuzeni yanımıza gelip "Kaç saattir bir ekmek alamadın be Deniz" diye soruyu sorduktan sonra bu kim bakışını Deniz'e yöneltti. Deniz'de "Tanıştırayım. En yakın arkadaşım Eylül. Buda Miraç, kendisi benim kuzenim." Diye kuzeni Miraç ile beni tanıştırdı. Miraç'ta "İyi, hadi ekmeği alda gidelim. Acıktım lan!" Diye Deniz'e çıkıştıktan sonra. Deniz ile vedalaşıp ayrıldık. Deniz ile ayrıldığımızdan beri hiç buluşmadık bende müsait mi diye Whatsapp grubumuza mesaj attım.

"ŞEYTANLAR" grubu

Eylül: Deniz işin var mı? Özledik kızım seni. Bir buluşalım hepimiz. Eksiklik istemiyorum herkes gelecek!!! OK? (mor kafa sinirli şeytan emojisi)

Sena: Deniz mi gelmiş? Ne zaman? Ne ara? Ben görmedim. Sen ne zaman öğrendin? İnsan bana da söyler. Aşk olsun Eylül. (ağlayan kedi emojisi)

Eylül: Bende bu gün öğrendim zaten. Biliyorsun sanıyordum.

Buğra yazıyor...

Yağız: O gelmiş ha! Hiç söylemiyor hanım efendi.

Buğra: Hoş Geldin Deniz.

Eylül yazıyor...

Deniz: Özür dilerim. Teşekkürler Buğra.

Eylül: Tepki vermeyen kişi sadece Buğra çıktı aramızdan. (gülen emoji) Acaba soruma cevap verebilir misin Deniz?

Deniz: Pardon. Bugün biraz işim var. Yarın sabah saat 10'da her zaman ki mekana gidelim olur mu?

Sena: Olurrr.

Eylül: Ok.

Yağız: Olur.

Buğra: Tamamdır.

Ertesi gün

Kahvaltıyı hazırlayıp  dedemi uyandırdıktan sonra masaya oturdum. Tam ağzıma zeytini alacaktım ki kapı çaldı. Kapıyı açtıktan sonra karşımda bizim grup. Deniz, Yağız, Seda, Buğra ve arkalarında Deniz'in kuzeni Miraç. Şaşkın bakışlarda hoş geldiniz diyebildim. Sonra Miraç hariç hepsine sarıldım. "Her zaman ki yerde buluşmayacak mıydık?" Yağız yine malca espirisiyle "İstemiyorsan gidelim. Tamam sabah sabah olmadı şimdi bu. Hepimiz erken gidince sen yoksun diye seni almaya geldik. Biz dışarı da seni bekleriz hazırlan öyle gel." Bende kahvaltıyı yaptıktan sonra evin dağılmış yerlerini biraz düzenledikten sonra üstüme bir şeyler geçirip saçımı topladım. Sonrada bizimkilerin beni bekledikleri yere gittim. Deniz'in arkasından sarılarak "Çok özlemişim ya deyip öptüm." Buna alınacak olacak ki Yağız ve Seda "O ho bizim yüzümüze bile bakan yok. Biz neyiz bakalım Eylül hanım" dedi. Bende Yağız ve Seda'ya bakarak "Sizi her gün görüyorum sıkıldım artık sizden" diye şakasına gülerek cevap verdim.Etrafa öylece boş boş bakınıyordum ki Mİraç'ın yanımızda olmadığı fark ettim. İstemsiz bir şekilde de "Miraç nerede diye sordum. Herkes bana şaşkınca bakarak "Gitti... Birisini mi ne bekliyormuş." Bende cevabımı aldıktan sonra hoşnut olmuş gibi kafamı tamam anlamında salladım. Deniz'e dönerek "Ne ara geldin. Okullarda daha bitmedi"

"Bizim okul biraz erken bitti yani benim için sınavlar filan bitince bende gerek yok diye geldim. Derste işlemiyoruz zaten ne gerek var. Ha bu arada size bir şey söyleyeceğim bu yıl sondu yani artık yatılı gitmeyeceğim. Buradayım artık" diye Deniz konuşmasını bitirdikten sonra hepimiz birden Deniz'in üstüne çullandık. Sonra oradan buradan konuşarak. Buğra  da " Şu Miraç mıdır nedir ne zaman gidecek hiç gözüm tutmadı." Bizde neden tutmadı diye her bir ağızdan  Buğranın sorusuna soru ile cevap verdik. Aslında sorunun cevabını biliyoruz Buğra Deniz'den hoşlanıyor yanında bir erkek olmasına katlanmadığı için sormuştu. Buğra, bize ters ters bakıp sizi geberticem bakışı attı. Bizde kıs kıs güldük. Sonra Seda ve Yağız Teşekkürü 1 puanla kaçırdıkları için hocalardan puan istemeye gittiler. Buğra'ya mesaj geldi bu yaz babasının yanında çalışmaya başlayacaktı. Fakat babası mal mal ortada gezip boş boş oturacağına yanıma gel diye mesaj atmış bu yüzden Buğra ile de vedalaştık. Sonra Deniz bana bakıp bir şey sormaya hazırlanır gibi boğazını temizledikten sonra "Miraç'tan hoşlandın değil mi" diye aniden sordu bende dondum kaldım. Yüzümün yavaş yavaş kızardığını da hissetmeye çoktan başlamıştım. Ne cevap vereceğimi de bilemedim. Evet yakışıklıydı, çekici bir vücudu da vardı ama bilemedim. Kekeleyerek "Bilmiyorum. Sen önce kendine bak...-diye Buğra'nın sırrını tam söylüyordum toparlmaya çalışarak- Yakışıklı çoçuk ama hoşlandığımı sanmıyorum ne de olsa sadece iki defa gördüm." Diye cevapladım. OH diyip kurtuldum diye arkama doğru yaslanırken Deniz ile aynı anda masanın üstüne yansıyan bir gölge gördük.Deniz ile arkamızı döndüğümüzde bu kişi Miraçtı bizi dinlemiş yani kesinlikle konuşmalarımızı duymuştu. O an bayıla bilirdim. Yanaklarım kızarmıştı,ne yapacağımı şaşırdım donup kaldım...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 05, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EYLÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin