>Son<

488 62 62
                                    

Gizemli kızın son ipucusundan sonra artık anlamıştı kim olduğunu, artık kavramıştı birçok şeyi. Şuan kendinden utanıyordu, nefret ediyordu, kendini affedemiyordu.

O... ona çarpmıştı. Bir sene önce çarptığı kızdı o, kanlar içinde korkarak bıraktığı kız... Şimdi ise telafi etmek istiyordu birçok şeyi. Telafi ederek bir şeyleri yoluna koymayı. Çarptığı kızın onu delicesine sevmesine inanamıyordu. Zor algılıyordu birçok şeyi ve sakin olmaya çalışıyordu.

Onu görmek için etrafı inceledi. Her türlü araba sevdalısı ve yarışı izlemeye gelenler vardı burada. Yarışların başlamasına az kalmıştı ve hala onu göremiyordu. Zihnine görmeden çarptığı sahneler geliyordu. Kanlı hali, gizlice bakan hali, okulda yanlışlıkla çarptığı hali... Siyah saçlarının savruluşu anımsıyor, onu bu hale getirdiği için kendini affedemiyordu.

"Tam bir aptalım," kafasına sürekli vurup, kendine hakim olmaya çalışıyordu. Bu ona çarptığı yerdi. Arabasını kullanmayı bıraktığı son yerdi. Burada cinnet geçirip çarptı. Burada en büyük korkaklık ve pişmanlığını yaşadı.

"Evren, ilk kez görüyorum seni burada." Gevşek konuşan arkadaşını umursamadan daha ileriye, bakmadığı yerleri aramaya koyuldu. Ona benzeyen birini göremiyordu şuan. Ne ona gelen bir mesaj vardı, ne de ona benzeyen bir insan...

"Yarışmalar başlıyor, katılmayacak mısın?" Sonradan buraya geldiğini düşündüğü arkadaşına uzuna baktı. O buraya yarışmak için gelmemişti. O buraya kurbanını bulup, ondan sayısızca özür dilemek, onu seven kadını tanımak için gelmişti.

"Katılmıyorum. Araba sürmeyi bıraktığımı biliyorsun. " Diyerek ayrıldı yanından. Gecenin karanlığında yüzleri seçmek zaten zor oluyordu, onu oyalamaları daha da zorlaştırıyordu işi.

"Neredesin, nerede?" sıra sıra arabaların durduğu yere baktı lakin bulamadı onu. Her yer duman ve içki kokuyordu. Araba sürmeyenler içki içiyordu tek. Burada tek kural buydu. Araba kullanıyorsan içki içmek yok!

Kızların çoğunlukta bulunduğu yere giderek, içkilerin bulunduğu yere baktı lakin orada da yoktu. Geldiğine şüpheliydi Evren, gelse çoktan karşına çıkabileceğini düşünüyordu.

Umutsuz bir şekilde eline üç bira şişesi alıp, en ucra köşeye oturdu. Yaptıklarını, nasıl bir insan olduğunu ve hislerini düşündü.

Onu kırmıştı, onu yaralamıştı, onu mahvetmişti. Ruhen değil; kalben ve bedenen de yapmıştı bunu. Şuan aciz hissediyordu, oldukça...

Şişelerin birini havaya kaldırarak yansımasına baktı. Bu yüzden nefret ediyordu.

"Pislik adamın tekisin," şişeyi açmaya yeltendi lakin tekme ile şişe yerde savrulmuş ve parçaları dört bir yana ayrılmıştı. Zeminde bira yayılıyordu.

"İçme şunu!"

Duyduğu tanıdık ses ile döndü umuda. Karşında duruyordu, sapa sağlamdı. Uzun, uzun siyah saçları kesikti. Göz altları mosmordu, dudakları soğuk havadan pembenin en koyu halindeydi. Yüzü ise aynıydı.

"Ge... geldin!" Zihninde tekrar kan izleri canlandı; kekelemesi ve baş ağrısı başlamıştı.

Genç kız yanına oturup, ela gözlerini dikti adamın mavi irislerine. Zihni tekrar canlandırdı kazayı. Titriyordu.

"Yü... yüzünde kan yok artık," kadının yüzünde gezdirdi ellerini. Göz altlarını okşayıp, "kan yok artık" diyerek duruyordu kendi kendine.

Kadın, adamın elleri ellerinin arasına alıp okşamaya başladı. "Düşünme artık bunları, unut o sahneleri."

İkisinin de gözlerinden gözyaşları akıyor, sulu sulu bakıyordu birbirlerine. Kadın üç senden sonra ona itiraf ettiği için mutluydu, rahattı. İlk kez huzurlu hissediyordu kendini. Adam ise daha elemli haldeydi ama onu gördüğüne daha da seviniyordu.

"Özür dilerim," diyerek kısa saçlarından dikkatini çeken yaraya dokundu. Kadının canı acısa da fark ettirmedi bunu.

"Özür dilerim," dedi kadın bu kez. Adamın bileğindeki dikiş izlerine dokunarak ona yaşattıklarına üzülüyordu.

"Adın ne gizemli? Seni hep görür gibiyim ama bilmiyorum adını. O hastanedeki cılız kız olduğunu biliyorum ama adını yine de bilmiyorum."

Kadın, Evren'e daha da bakarak iç çekirdi. Ona bu kadar yakın olmak onun için garipti.

"Adımı biliyordun,"

"Ah doğru," diyerek kafasına vurmak istiyor ama Deniz'in eli elinde olduğu için vazgeçiyor bundan. "Adın Deniz'di. Aynaya baktığımda irislerimde göreceğim seni artık." Güldü, kızın saçlarını okşamaya başladı. Kızın kalbi boğazında atıyor, konuşamayı zor başarıyordu.

"Şey... sana bir şey söyleyebilir miyim?"

"Tabii," Kadın dudaklarını birbirine bastırarak konuştu.

"Teşekkür ederim," diyerek adama doladı kollarını.  "Sarılmama izin verdiğin için" Adamda yaptığını gülümsedi kocaman. Kadına, kadından daha sıkı sarıldı.

Havada içki ve benzin kokusu, kulaklarda motor ve son ses müzik sesi... İkisinin ise gözleri etrafa kör, sadece birbirlerine açık.

***
Dırım dırım dırım. Sonunda bitmiş bulundu. İlk kez denedim böyle bir şeyi. Olup, olduğumu bilmiyorum. Umarım beğenmişsinizdir, kendinize dikkat edin ^^

Bu textingi işini çok sevdim yahu. Hem yazması, hem de okuması çok hoş...

Kurban | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin