"Allah'ım bu sesten nefret ediyoruuuuum!!!!"
Ya bu alarm sesleri neydi abi? Ne amaçlar yapılmıştı? Neden bu kadar iğrenç ses çıkarmak zorundaydı? Bana ne? Kalkmıycam bana ne!!
"Seraaay kapat şu sesi kız mahalle uyandı senin yüzünden!" "Tamam annee."
Yine tipik bir uyanıştı aslında. Kalktım giyindim. Fırından poğaça alıp okulumun yolunu tuttum.
İçeri girdiğimde bir kaç kişi oturmuş ayılmaya çalışıyorlardı. Dünki 'Beyza' denen kız okula gelmemişti. Ama anladığım kadarıyla motorcu çocuk Berke ve o kız kuzendi. Ve sanırım hasta olduğundan dolayı gelememişti. Bugün belki gelir diye ümid ettim çünkü tombiş yanak Berke'nin, tombiş yanak Beyza'sı olmalıydı.
Ben yine düşüncelere dalmışken "Günaydın benim lise arkadaşlarım" sabah sabah bu ne enerji yahu? Kimse takmamıştı anlaşılan benim dışında. "Selam, ben Beyza" demek Beyza buydu. Ne yalan söyleyeyim hayalimdeki Beyza'yla uzaktan yakından alakası yoktu. Ama olsundu. "Seray ben de"
"Yanına oturabilir miyim yeni en yakın arkadaşım Seray?" bu kıza bu cesurluk, bu enerji falan... Ciddiyim bu kız insan değildi. Einstein bile bu kadar olamazdı canım.
"Yanıma oturabilirsin henüz yeni en yakın arkadaş olmadığım Beyza?"
"Olay anlaşılmıştır, peki" dedi."O kuzi gelebildin sonuunda. Welcome the yeni okul." dedi Berke "Peki, hoşbuldum the new school" diye ekledi Beyza. Bunlar kesin kuzendi. Başka açıklaması olamazdı!
"Günydın Çocuklar" diye girdi canım edebiyat öğretmeni. "Günaydın Hocam" diye karşılık verdik. Hayalimdeki lise bu değildi. Kesinlikle, değildi.
Bir kaç ders daha bittikten sonra, can kurtaran zilimiz çaldı ve kendimi direk tuvalette buldum. İnsanın çok birikmis çişini yaparken rahatlamasından daha büyük zevk var mıydı acaba? Ben müthiş duygularla kişisel işini yürütürken birden bire kapım açıldı. "Noluyo beh!" diye bağırdım farkında olmadan. Karşımdaki de 11 yada 12'lerden kızdı sanırım. "Ay bücür" diye bağrınmaya başladılar. Evet 9.sınıf olabilirdim fakat boyum standart 9. sınıf öğrencisi boyundaydı. "Tatlım ben yaş olarak bücür olabilirim ama senin beynin bücür."
"Aaa laf soktu." dedi.
Bu kız kim ya. Kendini büyük zannediyo kıyamam. Nedir bu 9. sınıflara laf sokma hastalığı. Kendilerini havalı sanıyorlar herhalde.
Tam ağzımı açmış bir şeyler söylemeye hazırlanırken üç kişi daha geldi kızın yanına. Beni bunlarla korkutmaya mı çalışıyordu bu kız? Tamam belki biraz korkmuş olabilirdim, sadece biraz." Oooo ablalarım da gelmiş" küçümser bir bakış attım. Tam sağındaki kız elini kaldırıp bana vuracakken -ki ben bunu farketmemiştim- bu el gördüm bana vuracak kızın elinin üstünde.
"Selin Su Koparan, sen kime el kaldırıyorsun bebeğim?"Oowws. Siyahların perisi. Benim Blackwomen'im. Ah hayatımın aşkı. Tamam oh
"Sen kimsin lan?" dedi. İsminin Selin Su olduğunu öğrendiğim kız. "Senin gibi 'tatlış' bir kıza hiç ama hiç yakışmıyor biliyormusun böyle lan lı len li konuşmalar. Ama ben kim miyim? Ben sizi disipline göndermeden ölmeyecek bir 9. Sınıfım." ağzım açık dinliyordum 'muhabbetlerini'.
"Allah Allah, pardon apla. Özüy diyeyim." diye bi kötü kadın gülüşü attı.Tam bir kavgaya tutuşacakları sırada zil çaldı. Allah'ım zil. Yaşasın ziiiil. "Bak kızım, burası sizin okulunuz değil. Ona göre davranın yoksa davrandırmasını biliriz!" diyerek gittiler üçlü küme kız grubu. Ayy.
Sonra canım Doğa'ya baktım. Bana pis bakıyordu. "Teşekkür ederim, sen olmasan ben de olmazdım sanırım teşekkürler,"
"Dikkat et kendine." deyip gitti. Saçını kulağının arkasına atıp gitti.'Ben çok mu safım acaba ya?' diye düşünüyorum.
Yani bu kız?Cool.
Tamam.
Kavgaya meraklı.
Olabilir.
Ama ya okul forması giymemesi?
İlk gün giymişti.
Ama bugün giymedi.
Niye hiç kimse bu kıza karışmıyor?Bu işte bir şeyler var ama Allah kerim. Bu kızın soyismi neydi ki? Duman'ımsı bi şeylerdi sanırım. Okulun müdürünün soyismi değil. Özel sorunları var desem. Belki olabilir. Aman Seray boşver. Seni bu kızların elinden kurtardıya. Daha ne istiyosun diye kızdım kendime. Ve hemen sınıfa koştum çünkü biraz daha geç kalırsam dersin bitimine yetişecektim ancak.
Monoton iki ders daha geçti ve direkt eve yol aldım.
Allah'ım dertler bitmiyor ki. Hemen annem "Seraay, nasıl geçti günüüün?""Nasıl geçsin anne?
Müthişti.. Gene..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmir Çetesi
Teen FictionGerçek dostlar; hayatını birlikte paylaştığındır. Hıç ummadığın an da gelip yüzünü güldüren, gözyaşını silendir. Hayatta annenden sonra seni satmayacak ikinci kişidir dost. Sever seni... Çok sever...