"Hah,hah,hah.Hop Simon buraya gel bakayım."
Okulun Fizikseller kaptanı Krang köşesine çekilmiş kitabını okuyan Simon'u yanına çağırır.Simon hiçte ufak tefek bir çocuk değildir.Bir doksan boya sahip seksen kilo bir çocuktur.Bu lise iki ye giden bir öğrenci için aşırı bir boy.Ancak bir normal olduğu için kolaylıkla bir zihinsel veyahut fiziksel den rahatlıkla dayağı yerdi.Simon yerinden kalkıp Krang'ın yanına gider"Ne istiyorsun?"
"Benimle saygılı konuş 'Buyurun efendim'diyeceksin,de bakıyım."Krang ayağa kalktı ve kaslı kollarını birbirine kavuşturdu.
"Siktir oradan,artist herif!"
Simon hiçbir zaman ezilen bir çocuk olmamıştı ama hep dayak yiyen olduğu doğruydu.Krang dirseğini aşağıdan yukarı doğru savurdu ve Simon'un tam çenesine vurdu.Simon bayıldı.Son duyduğu şeyler ise
"Bu pislik benim bir fiziksel ve annesinin orospu olduğunu unuttu herhalde."
.....'Karanlık'
diye düşündü Simon.Ayağa kalktı ve etrafa bakınmaya çalıştı ancak heryer kap karanlıktı .
'Yoksa ben öldümmü?'
Simon hiçte üzülmemişti.Çünkü bu karanlık yerle hayatının pek bir farkı yoktu.Eve geldiğinde onunla bununla yatan bir anne.Okulda onu döven öğrenciler ve iş yerindeki sadist patronu.Herşey onun için anlamsızdı.O doğruyu bildiğine inanıyordu çünkü diğer insanların anlayamadığı birşeyi anlamıştı.İster fiziksel ol ister zihinsel ve hatta normal,herkes yönlendiriliyordu.Hayat kısa ve yapabileceklerimiz kısıtlıydı.Özgürlük bir yalandı.Herkes birer piyondu."Demek anlayan biri."
'Ne oluyor?'
"Hihihi,evlat gel seninle biraz laflayalım."
Birden etraftaki karanlık yok oldu ve etrafta duvarlar belirdi ortada ise iki sandalye ve bir masa onun üstünde ise iskambil kağıtları vardı.Tepede ise küçük bir ampülden gelen loş bir ışık yayıyordu.
"Ee evlat oturmayacakmısın?"
Sandalyede oturan bir...bir iskelet vardı.Etrafına karanlık saçan,gözleri mor mor parlayan dehşetengiz bir iskelet.Kafasında fötr bir şapka vardı,şapkanın kenarına bir iskambil kağıdı koymuştu.
"Hey sana diyorum."
Simon şaşırdı ve benmi der gibi işaret parmağını kendine doğrulttu.
İskelet
"Ben Gölge ,Tanıştığımıza memnun oldum Simon."
"Tanıştığımızı Hatırlamıyorum."
"Oo bakıyorumda hemen şoktan çıkmışsın."
'Ne oluyor amk şeytanmı lan bu?'
"Hmm,eminim ben kimim merak ediyorsundur o zaman açıklayayım...Ben Gölge eskiden aynı senin gibi düşünen bir normaldim ancak normal bir normal değil,ölümsüz bir normaldim ve dünyaya o zamanki hırs ve nefretimle savaş açtım ancak bir gün bir Zihinsel beni rüyalara hapsetti...Yani bu şey hmmm nasıl desem...insanların rüyalarında yaşıyorum ben,yani yaşadığım yer hep değişiyor."
"Sana neden inanayım?"
"İnansan ve ben seni kandırmış olsam sana birşey
kaybettirecekmi?"Gölge kilit noktadan vurmuştu konuyu
"Doğru dedin ancak bana nasıl yardım edeceksinki?"
"Sana Gölgenin gücünü yani insanın içindeki ve dışındaki her türlü karanlığı kontrol etme gücü vereceğim."
"Anlamadım."
...
"Şey...çok güçlü olacaksın.""He tamam.Ama neden bana yardım ediyorsunki."
"Şahsen senin düşüncelerini anladığımı varsayıyorum ve bunlar benimkilerin neredeyse aynısı."
"Neymiş o?"
"Dünyayı düzeltme,bunu kodomanları yok edip,tekrar yeni ve sevgi dolu bir dünya yaratmak,işte bu bizim amacımız."
Gölge bunu söylerken gittikçe sesi artmıştı.
"Peki,eskiden kimdin?"
"Gücümü al yada alma."
....
Uzun bir sessizlik oldu"Kabul ediyorum."
"Doğru seçim."
"Peki şey..."
Gölge parmağını şıklattı ve etraf yeniden karardı.
'Hay .....yeter ulan'
Simon'un birden gözleri açıldı,okulun hemşireside yanında duruyordu,karşısında ise annesi vardı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgelerin içinden
FantasyBu dünyada insanlar üçe ayrılır; Fizikseller:Fiziksel özelliklerini normal bir insandan çok daha fazla geliştirmeye olanak sağlar,doğuştan gelir. Zihinseller:Zihin gücüyle demiri bükme gibi şeyler yapmaya olanak sağlayan yetenek türüdür,doğuştan ola...