Okuma sayımız ve voteler baya artmış kitabı okuyanlara ve beni destekleyenlere çok çok çok teşekkür ederim.Bu kitabın okunması gemüz 80 lerde ama ben 1k ya 10k ya 100k ya artacana gönülden inanıyorum çünkü emek harcıyorum :))))
Medya Hale(Jennifer Lawrance)
Buarada kapağı pek beğenmiyorum.Photoshopçu arkadaşlar varsa kapak yapabilirlerse mutlu olurum.
İyi okumalar :D
Yetenek?
Ben hayatımda her zaman sıradan bir insan olmuştum.Hiçbir zaman fakedilmeyen , okulunda en önde oturan inek, diş telli kızdım ben.Hep sakindim ama yinede alay edilirdim.
İnsanların en sevdikleri hobisi beni ezmek olmuştu.En yakın arkadaşım dediğim insan beni arkadan bıçaklamıştı.Ben kaybedendim,hep yanlız olandım.Bana göre ben denizin içerisinde farkedilmeyen mavinin farklı bir tonuydum.
İsimsizin gözlerine baktım.
Bana yeteneklisin demişti.
Üzülmedim,şaşırmadım sadece inanamadım.
Bana göre yetenekli olmak; uzaylılar tarafından kaçırılmaktan,farklı bir dünyaya ışınlanmaktan,uçan arabalardan daha da imkansızdı.
"Ne yeteneği? Sen çıldırmışsın."
"Herşeyin zamanı gelecek."dedi.
Artık bu cümle canımı sıkmaya başlamıştı.Ortalıkta ne halt döndüğünü bilmediğim halde karşımdaki gizem yaratmaya çalışoyordu.
"Sadade gel artık tamammı.Oyunlarından çok sıkıldım.Gizem yaratma."
O anda başım dönmeye başladı.Nefesim tükendi.Bayılacaktım neredeyse.
"Ah tabi ya olamaz,sana oksijen spreyi vermeyi unuttum."
Elini sırt çantasına götürdü ve içerisinden küçük bir şişe çıkardıktan sonra bana uzattı:
"Hergün bu spreyden 2 kez burnuna sıkmalısın."
"Neden?" diye sordum.Böyle birşeye ne gerek var.
"Hava kirliliğini fark etmedin mi? Havadaki oksijen çok yetersiz.Biz de mecburen bu sprey ile oksijen ihtiyacımızı karşılamaya çalışıyoruz."
Çok ilginçti.
Spreyi aldım ve burnuma sıktıkran sonra yanıma garsonun geldiğini farkettim.
Bir Dakika,Bu garsonun yüzü demirden yapılmıştı
Robot olmalıydı.
Ne tuhaf olmalı bu kadar şey yaşayınca insan,buna da çok şaşırmıyor.
Robot bize "Ne istersiniz?" Diye sorunca isimsiz "Tabiki Sütlü bir kahve" diye siparişini verdi.Ben de ne isteyeceğimi bilemediğim için "Aynısı olsun" demek zorunda kaldım.
"Herşeyi anlatıcam"
"Anlat dinliyorum" dedim bağırarak.Sinirlerim tepeme çıkmıştı artık.
"Hale,sen şuan gelecektesin ve buraya doğuştan gelen bir yetenekle geldin.Bende tıpkı senin gibiyim ve senin gibi bir grup arkadaşımız daha var.Bizlere zaman askerleri adını veriyorlar.
Söyledikleri bitmesine rağmen gözlerine bakmaya devam ettim.Sanırım kısa anlık bir şok geçirmiştim.Fakat güçlü olmalıydım.Ne kadar gerçek olduna inanmak istemesemde şuan olanlar en ufak detayına kadar gerçekti.Bunu hissedebiliyordum.
Soğuk kanlılığıma koruyarak cevap vedim:
- Bak,ne diyeceğimi bilmiyorum.Aklım okadar karışıkki.En son çikolatalı pasta yerken bireden kendimi burada buldum ve şimdi birisi geldi bana zaman yolcusu oldumu söylüyor.
Kafa salladı:
"Seni anlıyorum ama yavaşça buna alışacsın.Hepimiz aynı dönemlerden geçtik.İster inan ister inanma bublar gerçekler."
Lanet olsun!
Gerçek olddunu biliyorum ama kabullenmek istemiyorum.
Sorucak bir sürü sorum vardı ama ilk önce sakinleşmem lazımdı.Bir müddet hiç konuşmadan
"Kahveleriniz hazır!"
Robotun sesiyle irkilip yerimden hafifçe sıçradığımda,robotun önüme bıraktığı kahveyi farkettim.
"Aa sanırım yanlış getirdiniz kahve istemiştik,jole değil."
"Önünüzdeki kahve hanımefendi"
Robot bunu dedi ve çekip gitti.
Robot bile bana küstahlık yapıyordu.
Sinirli bir şekilde isimsize baktığım zaman sırıttığını farkettim.
"Ne gülüyorsun? Bu jole haksızmıyım?"
"Hayır tamamen haklısın.Su kıtlığı yaşandığı için içeçekler yerine aromalı joleler yapılıyor.Kahve yerine kahve aromalı jole gibi."dedi.
Ahh ! Bu geleceğin herşeyi anormal.
Kahveler(!) bitince kafeden ayrıldık.Sokağa çıktığımızda yine herkes bana bakıyordu.Bu çok sinir bozucuydu.
-Hey! İsimsiz neden herkes bana bakıyor.
-Üzerindekiler çok demode.Yaklaşık 250 yıllık.Hadi bir mağazaya girelim ve onlardan kurtulalım.
-Pekala öyle olsun.Oysaki bu pantolonu 1 hafta önce almıştım.
Birlikte bir kahkaha attık ve gördüğümüz ilk kıyafet mağazasına girdik
Mağaza görevlisinin üzerimdekilere ezikleyici bakışlar yollamasına fırsat vermeden isimsiz elinden bir kart çıakardı.Bu tıpkı filmlerde CIA ajanın kartını göstermesine benziyordu.Kendimi çok havalı hissettim.İsimsizin çıkardığı kartın üzerinde Zaman Askerleri yazıyordu.
Kadın kartı görünce afalladı ve deminki bakışlarından utandı.
"Merhaba Hoşgeldiniz hemen size mağazamızdaki en güzel parça kıyafetleri göstereyim."
Kadının bir kartla 360 derece bir dönüş yaşaması o anda çok komik gelsede kendimi gülmemrk için zor tuttum ve kadının gösterdiği cekete baktım.Tıpkı o da burada yaşayan neredeyse herkesin giymiş olduğu gibi deriden yapılmıştı.
Beğendiğimiz kıyafetleri bedavaya alarak dışarıya çıktık.
-Sana isimsiz demekten çok sıkıldım adın ne?
-Rüzgar, diye cevap verdi sessizce.
-Güzel isim.Peki ya şimdi ne yapıcaz dedim.
-Zaman askerleri ile tanışıcaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geleceğe Gidebilen Kız
Ciencia FicciónGöz kapaklarımı yavaşça araladığımda kendimi hiç tanımadığım bir Dünya'da buz gibi bir zeminde yatarken buldum.Sanki bir bilim kurgu filminde kapana kısılmıştım.... *** Bazı insanlar yetenekli doğar . Ama onun yeteneği bambaşkaydı.O özeldi,herkesten...