Kimisi bir deniz olmak için hiç olmadığı kadar mavi olmaya çalışıyor, maviye kavuşmak için... Kimisi gökyüzünü seyre dalmış, denizin üzerinden geçen mavi tonlarından bir haber. Kimisi de maviden bile daha haberdar değil. Gökyüzü mü aşık sence denize? Deniz mi muhtaç bu kadar güzel görünmek için gökyüzüne? Bunlar, mavinin ve gökyüzünün iç çatışmaları. Sana bir başka bir sır daha vermemi ister misin? Bunları ne denizin üzerinden ne de gökyüzünde bir buluttan yazıyorum dostum. Bunları, mavi olarak daldığım fakat bugün siyahlıktan başka bir renk göremediğim bir denizin en dibinden çıkarıyorum. Daldır gözlerini... O zaman buraya benim ve insanların nasıl düştüklerinden bahsedelim? Sende burada olup olmadığına karar ver.
Her insan, gece saatlerinde iç sorunlarıyla kavgalı olduğunu söyler, ağlanıyorsa gece, şiir yazılacaksa gece, birileri aranacaksa gece, kulakların bir ses duymak istediğinde bir kez daha gece. Lâkin bu kulaklar, bu kalem, bu gözler gündüzde sana ait. Fakat neden tüm hissiyat dolu her şey gece? Sende tüm savaşlarını gece veriyorsan, denize dalmayı başarmışsın. Ama sistem sana çelmesini takmayı hiç bırakmıyor, karanlığa ne kadar vakit ayırırsan artık senden biri gibi değil, sen olmaya başlıyor. Buralara geldiysen, muhtemelen bir 3 dakikalık Sezen Aksu şarkısı senide 3 yıl geriye götürmüş belli ki.. Yağmurlu havalarla aran nasıl? Seviyor veya nefret ediyor olmanı sormuyorum bunu karıştırma, kaç sigara yakıyorsun? Kaç kahve? Akşam vakitlerine girmeye ramak kala mı dürtüyor artık seni kasvetin? İlgilendikçe sana hakim olacağını söyledim, bu saatlerde canlı veya cansız bir varlığa çok boş gözlerle baktığını da biliyorum. Artık bağırdığımda beni azda olsa işitecek mesafedesin. Buralarda olmanı ben istedim ama sen geldin.. Dalıştan sonraki nefesini tutma süren daha fazla artıyor, bunu da biliyorum...
Sen kapıyı açmadan, yanıma ulaşmadan sana nasıl buraya kendimi tekrar nasıl bıraktığımı anlatmalıyım, hep burda değildim merak etme. Nefes alıp, tekrar boğdum kendimi. Bak dostum, mükemmel bir kadın tanıyorum, psikolojik sıkıntılar yaşadığım anlarda sesini benden esirgemeyen, "deli" yakıştırmasını yaptıkları anda bile çabalayan. Ama sorun vardı, bu çabayı görebiliyordum fakat unutulan bir şey vardı, ben zaten boğulmuş bir balıktım bana nefes vermek anlamsızdı... Ama tabii ki nefesi kesmesi, mükemmel olduğunu hiç değiştirmedi... Nefesimi tekrar sıkı bir şekilde toparlayıp dip de olan yerime doğru ilerledim, hayır dostum, deli değilim... Sadece o nefes vermeyi kesti bende yaşıyor olduğum yalanına son verdim hepsi bu. Geceleri uğradığım bir limandı burası önceleri, sonra manzarasını sevdim, sessizliğini. Sonra sabah da asık suratımla yargılamadı, karşıladı beni burası. Öğlen de, akşam da, gece de. Tüm saydığım vakitlere aitim artık ben. Hep ölü. Gece deniz, sabah gökyüzüyüm ama hep siyahım. O kapıyı açmadan bir daha düşün, su içinde boğulan benim de sen gerçekten suda mısın?