Phone // Chanbaek

Ek bölüm son!

Önceki bölümdeki istekler yüzünden son bir ek bölüm geldi >< aslında şöyle ki bu fic uzun zamandır boş boş duruyordu ve ben de istekleri yerine getirmek istedim.

İyi okumalar son defa vote ve yorumla gücünüzü gösterin!

Reklam sevmem ama diğer hikayelerime bakarsanız hoşunuza gideceğini düşünüyorum iyi okumalar...

Luhan ve Sehun'un evlenmesinden sonra;

Koca Park: Demek siz de evlendiniz ha?

Mrs.Says Ah: Evet

Mr.Says Oh: Evet

Koca Park: Sehun daha evliliği oyuncak sanarken...

Karıcım: Ki değil çünkü altın başını almış gidiyor...

Karıcım: Ve Sehun fuckir...

Koca Park: Hun hatırlatta bi ara seninle içmeye gidelim...

Mr.Says Oh: Ama ilk önce!

Mr.Says Oh: Fuckir demişken

Mr.Says Oh: Lulu yanıma gelmeye ne dersin bebeğim?

||||||||||||

Chanbaek'in göremediğiniz düğün zamanı:

'Ulan Chanyeol kepçüğü! Beynin kepçe kulaklarından mı aktı! Bıraksana beni be bre sırık!' Chanyeol'un sırtına vurmayı kesen Baekhyun derin derin nefesler aldı.

Tabi Chanyeol'da.

'Ya Baekkie~. Ama sen bana evlenelim dedin diye geldim o kadar. Hatta taksiyle geldim sen düşün paniği. Soktu bana paraları kuruş kuruş, izlerken öldüm zaten.' Gözlerinden üzüntüsü belli olan Chanyeol'a dayanamadı Baekhyun ve sakin olmaya çalışarak konuştu. 'O zaman bir çay içsek?'

Gözleri bu sefer mutluluktan parlayan yodaya baktı. Domates Yoda dedi içinden. Kırmızı saçlı yoda mı olurmuş? Yeni moda mı ne?

'Şu Şey gibi mi olcak yani? Chen ile evleneceksen gel. Veya~ Kris ile Cool evlilikler?' Anlamayan bakışları yüzünde hissedince devam etti Chan. 'Çay içiyorlar ya orda da... Ondan şey ettim...'

'Birincisi: Kris ile Cool evliliklerde çay değil Milkshake içiyor adamlar. Ama önemli olan Cool değil kul olmak bilmiyorlar. Tch Tch Tch.' Onaylamazca kafasını salladı Baekhyun. 'Chen ile evleneceksen gel'de de programın geliri o kadar az ki adamların çaya parası yetmiyor sunucu evden nane limon kaynatıp sürahiyle getiriyor.'

Anlamış olan Chanyeol onaylayan sesler çıkararak Baekhyun'u omzundan indirdi yere. Kısa boylu olanın saçını eli ile düzelterek sordu. 'Sen ne içmek istiyorsun peki?'

'İskender.'

'O bir içecek değil.'

'Suyunu da içerim.'

'Baek sana İskenderi nerden bulayım bu saatte.'

'Bana gecenin on birinde İskender bulamayan adam evlenince kendisine ev, çocuğuna giyecek don, karısına eyeliner bulamaz.' burun kıvıran Baekhyun yarım saat sonra iskenderci de bulmuştu kendini.

~~~~~

'Çok doydum.'

'Baek çocuğuma don alabilirim ben ceoyum. Evlenelim.'

'O yeter mi sanıyorsun?'

'Sana da alabilirim. Neydi seninkilerin markası? **** Değil mi?' Baek yolun ortasında durup ilk önce altına doğru baktı sonra da Chanyeol'un yüzüne. 'Sapık!'

Suratındaki sırıtışla Baekhyun'u tekrar aldı kollarının arasına, cebinden telefonu çıkarıp konuştu. 'Çağıracağın birisi varsa hızlı ol, hayatında bir kere evleniyorsun. Ha tabi kırk gün kırk gece de yapabiliriz sonuçta biliyorsun. Kocan CEO.'

~~~~~~

Luhan'ın cırtlak çığırışları alışveriş merkezinin içindeki kalabalığın sesini bastırırken Beklenen soru duyuldu. 'Park Chanyeol, Byun Baekhyun'u eşiniz kabul ediyor musunuz?'

'Evet!' bağırması ile Baekhyun'un elinden tutup hızlıca evlilik defterine hem onun hem kendi imzasını atmıştı. Baekhyun ise o sırada 'zorla adam evlendiriyorlar!' diye bağırıyordu.

'O halde sizi karı koca ilan ediyorum.' Yüksek sesle söylediği cümleyi arkadan gelen öksürük sesi ile düzeltti memur. 'Koca koca!'

Bu atmosferi bozan şey ise Sehun'un şu sözü olmuştu. 'Koca koca memeler aşkına! Evlendiler!'