Bütün sabahlar gibi aynı sabahtı. Her zamanki gibi arabayla okula gidiyorduk. Ayağımı sıkan yeni ayakkabılarımı oynatarak geriye çektim ve elimdeki muhteşem kitaba odaklandım. Muhteşem dememin sebebi roman olmasıydı. İki günde bir yeni kitap alıyordum. Listesi bile vardı alacaklarımın. Kuzenim Nisa'nın da büyük payı vardı. Çok sosyal olmasından ondan bir sürü kitap tavsiyeleri alabiliyordum.Elimi karnıma götürdüm, her günün eksik olmayan mide bulantısı. Kaç kere arabada kitap okuyamayacağımı anladığım halde devam ettirdiğim bir huyumdu.
Arabayı kullanan Nisa'nın koltuğuna tutunup "Arabayı durdur." dedim.Yüzünü bana döndü. "Mide bulantısı mı?"
Başımı salladım. Okula az kaldığı için biraz daha arabayı sürdü ve durdurdu. Arabadan hızlıca indi. Benim kapımıda açtı ve tam kolumu tutacakken elimi geri çektim ve 'İyiyim' diye bir bakış attım. Kendimi ileriye ittim. Kaldırıma adımımı atar atmaz Nisa yine sordu. "Emin misin?"
Boş gözlerimi meraklı kuzenime diktim. "Hareket beni iyileştiriyor." diyerek normal gülümsememin dışına çıktım.
Kuzenim önüme geçti ve yürümeye devam etti. Hemen pes etmesine şaşırıyordum. Çok rahat bir kızdı. Ayrıca sarı saçları masmavi gözleriyle güzel bir kızdı. Peki kıskanıyor muyum? Hayır. Aynı özellikler bende olmamasına rağmen bile. Güzellik umrumda değil. Nisa'nın da öyle düşündüğüne eminim.
Gözlerimi ayırıp hızlıca yürüreyerek onla aynı hizada olmaya çalıştım. Bana baktı ve dudağını büzdü. "Evet evet sen iyisin." Ve sonunda kocaman kahkaha attı. Sonra ona doğru yürüyen Çağkan'ı gördüm. Ayrıca yanında yürüyen Yağız'ı da. İkisi okulun popüler kankalarıydı. Ve yakışıklılardı. Nisa'nın bana her zaman anlatmak istediği şeyler, bence hiç bir erkek öyle değildide.
Önüme bakıp hızlıca yürüyecekken Nisa kolumu yakalayıp kendine çekti. "Nereye gidiyorsun bi Çağkan'la konuşsaydık. Hem Yağız da orda baksana." Kaşlarımı çatıp gözlerimi ona diktim. "Ya kıt mısın sen kızım? Kaç defa dedim erkeklerle işim yok benim. Sen git istediğin kadar konuş onlarla, hem derstende kaytarırsın."
Ben diyene kadar onlar gelmişti bile. Kolumu kurtarmaya çalışırken başka tarafa bakmaya çalışıyordum.
Çağkan'la Nisa'nın birbirlerini sevdiklerine eminim. İkiside birbirine tam uyuyordu. Ayrıca Nisa çok şanslıydı. Yakışıklıydı Çağkan ve yanındaki korumasıyla...yani öyle gibiydi. Çünkü bir çok kavgada yada Çağkan'a birisi yaklaştığında Yağız hep önüne geçmişti. Kankası gibiydi, uzaktan öyle görünüyordu.
Çağkan yanımıza geldiğinde Nisa onun elini tuttu. İkiside birbirine gülümsedi. Okulda kaç kişinin hayalidir kim bilir. O anı fırsat bilip hızlıca onların yanından uzaklaştım. Derse geç kalmıyım diye tam koşacakken Yağız seslendi. "Beste!" Bir an durdum, ama tam devam edecekken Nisa'da aynı şeyi yaptı. "Beste buraya gelsene bişey diycem." Mecburen yanına gittim. "Off noldu Nisa ya?"
Herkes bana bakıyordu. Nisa somurttu ve Çağkan'ın elini bırakıp söylemek istediği şeyi söyleyecekken Yağız bana doğru bir adım attı. "Beste neden böyle yapıyorsun ki, seni öldürmeyeceğiz ya! Bizim gibi neden mutlu olmaya çalışmıyorsun?"
Dediğinde hiç olmadığım kadar sinirlendim. "Senin gibi ego hastası olmamak için olabilir mi?" Böyle dediğimde havalanmış gibi kendini geriye attı ve okul bahçesine baktı. "Bütün kızlar bana aşık olduğu için mi böyle düşünüyorsun?"
Yüzüme alaycı gülümsememi yerleştirdim. "Aa nerden bildin, aferim." Hemen sonra Nisa'ya döndüm. "Ben gidiyorum burada işim yok."
Belliki Nisa'da Yağız'a sinirlenmişti. Saçını savurup Yağız'a sinirle baktı. "Söyleyeceğimiz bu değildi Beste. Ders çıkışında filme gideceğiz de sende gelir misin diye-" Kaskatı bir dille sözünü kestim. "Ben yokum."
Umrumda olmadan yavaş yavaş yürüyerek ordan ayrılıyordum ki Yağız eğilip nefesiyle kulağımı gıdıkladı. "Öyle düşündüğüne göre o kızlar arasında sen de varsın."
✿✿✿
Sınıfa vardığımda hala Yağız'ın son dediği cümleyi hatırlıyordum. Çok garipti ama ona hiç bir şekilde cevap verememiştim. Tabikide aşık değildim, kimseye. Ama o an verecek bir cevap bulamamıştım. Onu kabullenmemiş gibi davranacaktım. Ve ardından Nisa, Elfin ve Doruk kapıyı tıklatarak içeri girdiler. Hep takıldığım o üç kişi. Hoca onları biraz azarlamaya soktuktan sonra yerlerine geçmelerini söyledi. Nisa yanıma geçti. Dorukla Elfin de arkamıza oturdular. İkisi beraber çok tatlı çiftlerdi. Dorukta diğer erkeklerden çok farklıydı. Hem utangaçtı hemde samimiydi. Ona karşı hiç nefret duymamıştım. Çünkü oda pek kimseyle konuşmazdı. Elfin de aynı özellikleride taşıyordu. İkiside birbirleri için doğmuş gibiydi.
Ben hoca'nın söylediklerini not alırken Nisa da elini çenesine dayamış uyukluyordu. Duramıyacağımı anlayıp gözlerimi defterden ayırmadan konuşmaya başladım. "Dün gece uyumanı söylemiştim."
Başını döndürmeden gözlerini yana çevirdi. "İnkar eden yok. Ayrıca İnception'u kim izlese sonunu bitirmeden uyuyamaz." Aman ne film yani. Seni sınavlarda göreceğiz.
Geç geldiğimiz için az kalan ders bir süre sonra bitti. Nisa ayaklanıp kolumdan çekiştirdiğinde ona çelme taktım. Tam düşecekken sıraya tutunarak dengesini sağladı. Kaşlarını çattı. "Napıyorsun yav, düşecektim neredeyse!"
Defterimin kapağını kapatıp ona döndüm. "Artık kolumu koparmayı bırakırsın diye yaptım. Bir daha yapmassın değil mi?"
Başını iki yana sallayıp tekrardan yerine oturdu. "Sadece dışarıda gezeriz diye düşündüm."
Gözlerimi devirip kaşlarımı çattım. "Senle mi? Yine o gerzek Yağız'la muhattap olucaksan-"
Offlayıp dudağını büktü. "Yağız'a bende sinirliyim Beste. Çağkan'a gitmeyi düşünüyordum."
Rahatlamayla yüzümün güldüğüne emindim. "Tamam olur ama fazla yılışmak yok...Ha bide Elfin'le Doruk da gelecek."
Heyecanla tekrardan ayağa kalkıp arkadaki tatlişlere seslendi. Onlarda onaylayınca beraber sınıftan çıktık.
Sınıfın kapısına geldiğimizde Nisa içeri girdi ve eliyle 'Gel' işareti yaptı. Bizde beklemeye başladık. Zaten Çağkan'ı da alıp bahçede oturacaktık. Hemen sınıftan Çağkan çıktı. "Naber Nisa?" Sonra bizide farkedip yüzünü döndü. "Nasılsınız kızlar, Doruk?" Doruk dediğinde hafifçe omzuna vurdu.
Bizde iyi olduğumuzu söyledikten sonra sınıftan Yağız çıkıp yanımıza geldi. "Aa burda mıydınız? Elfin ve Doruk'ta gelmiş."
Gördüğümden beri ayağımda tempo tutup başka bir yere bakmaya başlamıştım. Nisa kendini tutamayıp Yağız'a sinirle baktı. "Lütfen gider misin Yağız?" deyince anlamamış gibi bir Nisa'ya birde Çağkan'a baktı. Sanırım Çağkan da anlamamıştı ki bir şey demedi.
Kimseden ses çıkmıyordu. Böyle bekleyecek miydik yani. Ben niye düşünemedim ki, Çağkan varsa Yağız da var. Bende bir şey demeden ortamdan ayrıldım. Biliyorum tek çareyi gitmekte buluyordum. Ama cevap versem yine sonunda cevapsız kalan ben olacaktım. Sabah olanlar gibi.
Arkama bakmadan gidiyorum. Ve kimse 'nereye gidiyorsun' diye sormuyor, yada peşimden gelmiyor. Yağız'ın burda olması Nisa'yı da rahatsız etmiyordu. Bu konuda ona darılsamda her zaman bu şekilde kaçak davranacaktım. Kimsenin umrunda değildim sonuçta...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUMSU
Romance✿✿✿ Korkular hayatımızın her ânında. Her anda, her şeyde her zamanda.... Onlar ne kadar çok gizliyse bir o kadarda herkesin görebileceği kadar koyu.... Onu herkes görebilir, herkes duyabilir ama kimse hissedemez. Bir kayboluş gibi, sanki bir yalan g...