4. Bölüm

8 2 0
                                    


     Bugün günlerden salı. Ve her zamanki gibi okula hazırlanıyorum. Tahmin ettiğiniz gibi kuzenim Nisa'yla aynı evde yaşıyorum. Kendime bir topuz yapıp çantamı aldım ve kapının girişine koydum. Aynaya son kez bakıp kendi odamdan çıkıp Nisa'nın odasına girdim. "Hadi ben hazırlandım yavaş yavaş çıkıyorum. Sende gelirsin." o da başını sallayıp hızlandı.

      Birden dün geceyi hatırladım. Yağız'ı yenişimi ve o suratını. Tekrar onu hatırlayınca güldüm. Gerçekten komikti ama. Oyun bitince doğruluk cesaretlilik oynayacaktık ama ben gitmekte ısrar edince Nisa da bir şey diyememişti. O oyunu da oynamaya dayanamazdım. Ayrıca hiç bir yararı yoktu. Zaten Xbox'u da zorla oynamıştım. O oyunu daha çok erkekler oynarlardı bence. Kerem'in zorlamalarıyla oynadığım bir oyundu. Kimseyi bulamayınca abla kardeş oynardık. Ben dışarı çıkmış ayakkabılarımı bağlıyorken Nisa geldi ve oda dolaptan ayakkabılarını çıkarttı. "Uff ya ne güzel dün doğruluk cesaretlilik oynayacaktık! Neden gidelim dedin ki?"

      Ayakkabılarımı bağlama işini bitirdikten sonra sırtımı duvara yaslayıp Nisa'yı beklemeye başladım. "Çünkü artık o evde durmaya dayanamazdım. O pislik ego hastası bana o şekilde davranmaya devam edecekse hayır! Hiçbir şekilde!"

     Nisa kaşlarını kaldırıp sonra tekrardan indirdi ve gözlerini kısarak bana baktı. "Humm. Peki bana gerçeği anlatacak mısın? Orda arkadaş arkadaş yürümüzsünüz! İnanacağımı sanmadın herhalde!"

      Oflayıp başımı salladım. "Doğru diyorsun ama ne yapsaydım. Çocuğu orada bıraksamıydım?"

      Bana tekrardan bir kaşını kaldırıp baktı. "Beste, tabiki de bırakırsın! Bana düzgün düzgün şu olayı anlatır mısın?"

      Başka bir yere bakarak cevap verdim. "Tamam anlatacağım. Bak..... şimdi sen bizi bırakıp gittin ya, işte ben de yürüyerek eve gideceğim sırada arkamdan Yağız seslendi. 'Nereye gidiyorsun?' dedi. Bende sanane dedim. Sonra bana 'Seninle gelebilir miyim? Ben gideceğim yeri hep karıştırırım da.' dedi. 'Evin adresini bilmiyor musun yani?' diye sorduğumda bana sokak korkusunun olduğunu söyledi. Hiçbir şey anlamadım ama benimle gelmesine izin verdim. İşte bende onun evine gitmek zorunda kaldım." Nisa bana durgun bir şekide bakıyordu. Bu sefer ses tonumu sertleştirip ona yaklaştım. "Anladın mı Nisa!?" Anlatırken bile kötü oluyordum. Neden yardım etmiştim ki o bana böyle davranırken?

     Nisa elini ağzına götürdü. "E-evet anladım, çok iyi an-anladım.... Hadi gidelim geç kalaca-"

     Karşısına geçip dimdik durdum. "Onla ilgili bir şey biliyorsun! Söylemeden hiçbir yere gitmeyeceğiz tamam mı?"

      Başını iki yana sallayıp çantasını aldı ve kolumun arasından geçti. Asansöre bindi. 'Nisa' dememe bile zaman kalmamıştı. Ne yani anlatmamalı mıydım? Ne oluyordu hiçbir şey anlamıyordum. Mecburen yürüyecektim bugün. Bende ikinci asansöre binip aşağı indim.

                            ✿✿✿

       Okula vardığımda saat 8:48'di. Hızlı olduğuma değmişti. Sınıfa girip Nisa'yı buldum. Koşarak yanına geldim. "Nisa ne oluyor? Anlatacak mısın?" Bu sefer sessiz bir şekilde söylemiştim. Onu korkutacak bir şey yapmak istemiyordum.

      Başını öne eğip konuşmaya başladı. "Seni orda bıraktığım için üzgünüm ama ben....söyleyemem söz verdim."

      Daha fazla zorlamayarak başımı salladım ve yerime oturdum. Bu herneyse kendim bulmalıydım. O salağa niçin yardım ettiğimi merak ediyordum.

       Ders başlayıp hoca geldiğinde sabahki düşüncelerimi unutup derse odaklandım. Gerçekten çok tuhaf olaylar oluyordu. Bir taraftan Yağız diğer taraftan Nisa. Yağız'ın ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Yavşağın teki miydi yoksa çok cana yakın biri mi? Nisa ise benden bir şey saklıyordu. Bir şey değil bir sürü şey. Ona artık güvenemiyordum pek. Umarım sakladığı şeyler çok üzücü değildir.

Yağız'dan

      Çağkan ile birlikte kantindeydik. Bir şeyler atıştırmak istiyordum. Sabah aceleden dolayı hiçbir şey yememiştim. Ben bunları düşünürken arkamızdan Nisa seslendi. "Durun!"

        Noldu diye bir bakış attığımda Çağkan'a baktım. Oda aynı şekilde bana baktı. Nisa hiç soluklanmadan devam etti. "Yağız bunu ona nasıl söylersin? Hemde orda benden sakladın! Beste bunu öğrenmemeliydi! Zaman geçtikçe oda anlayacak. Hayır olamaz!"

       Nisa'yı anlayamıyordum. Neyi söylememeliydim. Elimi kaldırarak kaşlarımı çattım. "Ne diyorsun Nisa!?"

      O ise bana daha da kızmışa benziyordu. "Sokak korkusu! Bunu zaman geçtikçe ne olduğunu öğrenecek!"

      Bunu nasıl da düşünememiştim? Ona söylememeliydim. Anne ve babasının ayrılma sebepleriydi. Nisa çok haklıydı. Şuan hiç olmadığım kadar acı çekiyordum. Elimi anlıma koydum."Olamaz! Ona belli ettin mi peki?" deyip kantindeki masalardan birine oturdum.

       Nisa da oturup başını öne eğdi. "E-evet sanırım. Çünkü bana....'Nisa ne oluyor?' diye sordu hemde bir kaç kez."

       Başımı ellerimin arasına alıp olayı baştan hatırlamaya çalıştım. Babamın anlattıklarına göre az bir şeyler biliyordum. Benim babam Beste'nin babasıyla lisede aynı sınıfta okuyormuş ve ben bunu öğrendiğimde ortaokukdaydım. Onlar sürekli kavga eder tartışırlarmış yani okulun sürekli sorun çıkartan ikilisiymiş. Benim babam Beste'nin babasının kız arkadaşını öldürmüş ve korkusundan herkesin bunu saklamasını sağlamış. Hatta babasına kız arkadaşının ortadan kaybolduğunu söylemişler. Babası bu yüzden çok çekmiş. Sevdiği bir kızın kaybolması. Öldüğünü bilmiyordu.... Ama arkadaşı yıllar sonra bunu söyleyince artık çok geç kalmış. Yada öyle sanıyordu. Araştırıp bizim aileyi bulduktan sonra bir plan yapıp beni...beni kaçırmak istemiş. Ve ben bir gün sokakta yürürken daha 14 yaşımda Beste'nin babası tarafından kaçırılmıştım. O günden beri sokak korkum vardı. Babamlar bunu öğrendikten iki gün sonra Beste'nin babası dayanamayıp beni serbest bıraktığında babamlar beni kimin kaçırdığını hiçbir şekilde anlamamış. Ama polislerle birlikte uzun bir araştırma yaptıklarında anlamışlar. Ve babam bundan hiç şikayetçi olmadığını polis merkezine bildirmişti çünkü Beste'nin annesi bu olayı duyunca eşini boşamıştı. Gerektiği kadar ödeştiklerini düşünüyorlarmış. Ama şuan ben vicdan azabı çekiyordum. Hepsi benim yüzümdendi. Sokak korkumun olduğunu söylememeliydim. Ayrıca bu yüzden babamdan nefret ediyordum. Eğer babasız kalmak istemeseydim...eminim onu polise verirdim.

      Bu olayı her hatırladığımda midem burkuluyordu. Umarım bunu hiç öğrenmezsin Beste. Ya da öğrenmek zorunda kalmazsın. Nisa çoktan gitmişti. Bense ilerde nasıl olabileceğini düşünmeye çalışıyordum. Çağkan bana dönüp dudağını büzdü. "Bir ders bitti bile. Bari ikinci derse girelim hadi!"

      Başımı sallayıp sandalyeden kalktım. Beste eğer bunu öğrenirse suçluluk duygusu hissedeceğinden emindim. Ama buna izin vermem gerekirse.....işte orda. Üzgün bir şekilde ona baktım. Oda bana şaşkın bir ifadeyle baktı. Üzgünüm Beste!

Beste'den

      Üzgündü. Nedeni anlamamıştım ve bana bakmasını. Ona karşı şaşkınlığımı saklayamamıştım. Tekrar yürümeye devam edip kantine gittim. Bir şeyler atıştırmak istiyordum. Bir tost alıp kantindeki bir masaya oturdum. Uzun zamandır kantine gelmiyordum. Kahvaltımı güzel yaptığımdan acıkmıyordum.

      Gözlerimi tosta odaklamışken karşıma bir kız tostuyla masaya yaklaştı. "Merhaba boşsa oturabilir miyim? Sanırım bugün herkes aç, yer kalmamış." Başımla onaylayıp sert tavrımı devam ettirdim. Bir süre oturduktan sonra yine dayanamayıp bana döndü. "Kaşarlı tost mu? Bende! Büyük hayranlarındanım." Gözlerine sertçe baktım, koyu renkteydi ve esmerdi, saçlarıda ona uyarak simsiyahtı. Tostumu bitirdiğimi farkedip kalan peçetesini masadan kalkıp çöpe atacakken esmer kızda kalkıp arkamdan seslendi. "Gerçekten hiç bir cevap vermeyecek misin?" Böyle çıkışlarda bulunduğunda Yağız'a benzediğini farkettim. Ve ona döndüm. "Gerekiyor muydu?"

      Yanıma geldi ve oda peçetesini çöpe attı. "Belki gerekmiyordur ama seni bir yerden anımsıyorum sende beni hatırlıyor musun?"

      Bu kız beni istese delirtebilirdi. Artık katlanamayacak duruma geldiğim için bu işi sonlandırmaya baktım. "Hayır hatırlamıyorum, ayrıca zaten beni görmen büyük ihtimal, aynı okuldayız." Saatime bakıp devam ettim. "Ve ders başladı gitmem gerekiyor." Deyip kantinden çıkacakken kolumdan tuttu. "Abimin evine neden gittiğini merak ediyorum."

KORKUMSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin