"Sen Yağız'ın kardeşi misin?" dediğimde hiç bir cevap vermiyordu. Sanırım benim yaptığım şeyi taklit ediyordu. Pişman olup ona döndüm. "Peki tamam seninle konuşacağım ama lütfen sende soruma cevap ver."Yüzü yine eski neşesine döndü. "Evet kardeşiyim ama sadece bir yaşçık büyük benden.... Peki sen orda ne arıyordun yani abimin evinde?"
Kızla aynı yaştaydık. Ama ben o çılgın neşesinden küçük olduğunu düşünmüştüm. Şimdi o sorduğu sorudan dolayı yüzümü ekşitip başımı öne eğmiştim. "Şey....belki inanmayacaksın ama sokak korkusu varmış. Ondan dolayı yolu beraber yürüdük."
Kız başını sallayıp elini ağzına götürdü. "Aaa bunu kimseye söylemez! Ben bile zor duymuştum. Zaten korkamana gerek yok kızmadım sana." deyip kıkırdadı.
Kafamdaki soru işaretlerinden kurtulmak için kesinlikle sormam gerekenler vardı bu kıza. Elimi duvara yapıştırıp tam soracakken öne atıldı. "Peki adın ne?"
Kafamı kaldırıp 'Beste' dediğimde hayran olmuş gibi gözlerimin içine baktı. Ve kendi adını söyledi. "Benim adımda Ecem. Memnun oldum!" Yüzüme bakamadığım için şansızdım. Ama güldüğüme emindim. Ecem sayesinde. Çok şeker bi kızdı. Tam ısırmalık.
Bir süre daha konuştuktan sonra bir kağıda telefon numarasını yazıp bana verdi. "Ararsın, konuşuruz. Senin aradığını her yerden anlarım.... Ha bide yine bizim oralara gelebilirsin. Her zaman kapım açık! Abimin karşısındaki evdeyim. Birde ev arkadaşım var. Gelirsen onla da tanıştırım, o bu okulda değil. Ama oda çok-"
Artık dayanamaycağımı anladığımda ona sert bir bakış attım. "Eveeeet! Artık benim gitmem gerekiyor. Ders başladı biliyorsun!"
Başını sallayıp numarasını yazdığı kağıdı bana verdi. "Her zaman bu numaradayım unutma! Hadi görüşürüz!"
Büyük bir hızla ortamdan uzaklaştım. Kızın içinde nerdeyse bir canavar var. Ona soracağım sorular olmasa konuşmazdım. Bir anda sormak kötü olurdu. Büyük bir hızla sınıfa girdiğimde hocanın hala gelmemiş olduğunu gördüm. Gecikmemiştim. Sırama oturdum. Nisa hala ortalıkta yoktu. Sanırım Çağkanla yada gerzek Yağızlaydı. Acaba Nisa'ya Yağız'ın kız kardeşi ile tanıştığımı söylemeli miydim? Ya da içimde saklamalı? Sanırım bunu ona söylersem beni engellemeye çalışabilir. Sonuçta oda bir şeyleri saklamaya çalıştı. O yüzden söylememeye karar verdim. Gözlerimi bir kaç saniye önce açtığım defterime diktim. Bugün işleyecektik.
Nisa koşarak girdi ve ardından da hoca girdi. Hepimiz ayağa kalktık ve hoca oturmamızı işaret ettiğinde yerimize oturduk. Çantasını bırakıp masaya oturdu. "Arkadaşlar bugün..."
Yanımdaki gevezeden hocayı duymakta zorlanıyordum. Bana döndü ve ellerini birleştirdi. "Beste, bana kırıldın mı?"
Hiçbir şey söylemek istemiyordum. Ama bu cümleyi bir kaç kez daha tekrarlayınca ona dönmeden konuşmaya başladım. "Ders dinlemeye çalışıyorum. Lütfen!"
Hoca bizi farketmiş olmalı ki masadan kalktı. "Artık sizi uyarmaktan bıktım. Nisa kızım, bir daha arkadaşını rahatsız edersen kötü yollara başvurmak zorunda kalacağım. Beste, sende fazla uyma yanındakine!"
Nisa bana kötü kötü bakmaya başladı. "Sahiden beni şikayet mi ettin?" Başını iki yana salladı. "Gerçekten artık seni tanıyamıyorum."
Kendimi engellemeye çalışsamda olmuyordu. Yumruğu sıkıp masaya indirdim ve ayaklandım. Herkes bana bakmaya başladı. "Peki sen! Ben-ben sana artık güvenemiyorum. Benden hep bir şeyler sakladın öyle değil mi? Senin bana kuzen dışında iyi bir arkadaş olacağını sanmıştım!" Deyip sınıftan koşarak çıktım. Gerçekten çok utanmıştım ama kendimi hiç tutamıyordum. Hala koşuyordum. O sırada karşıdan gelen Yağız'ı gördüm. Yavaşlayabilirim dedim ama hayır! Bana bakıp durdu ve karşıma dikildi. "İyi misin? Noldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUMSU
Romansa✿✿✿ Korkular hayatımızın her ânında. Her anda, her şeyde her zamanda.... Onlar ne kadar çok gizliyse bir o kadarda herkesin görebileceği kadar koyu.... Onu herkes görebilir, herkes duyabilir ama kimse hissedemez. Bir kayboluş gibi, sanki bir yalan g...