Leprikon

91 9 4
                                    

Yeni hikayemizin ilk bölümü sizinle umarım beğenirsiniz diğer bölümün daha heyecanlı olacağına söz verebilirim :D

İyi okumalar! :)

‘’Daha iyi misin?’’ Louis ellerini saçlarımdan çektiğinde büyük bir boşluk hissettim, yerini başka bir şeyle dolduramadığım büyük boşluk.

‘’İyiyim, ama hala o piçi tekmeleyebilirim.’’

Louis, yapmacık bir kahkahayla koltuktan kalktı, buharları havada tane tane yok olan  suyu fincanlara doldurdu.

‘’İnan bana tüm hayatı boyunca senden kaçacaktır.’’

Onun yokluğuyla boşalan yere kafamı yerleştirerek, ayaklarımı uzattım.

‘’Kaçsa iyi eder, en azından birini düşündüğünü bilirim.’’

Louis elindeki fincanları masaya bırakarak, ayaklarımı hafifçe kaldırdı ve oturdu daha sonra ayaklarımı kucağına yerleştirdi.

‘’Kimi düşünürmüş?’’

‘’Kendini.’’ Dedim kıkırdarken.

Kaşlarını kaldırarak, sıcak çayı yudumladı. Kendimi bildim bileli Louis ile arkadaşız, ailem öldükten sonra yanımda olan onun ailesiydi birlikte yaşamaya başlamıştık, daha sonra büyüdüğümüzde ayrı eve çıkmaya karar verdik bir yandan iyi de oldu artık Louis’in ve benim pisliklerimizi zavallı Bayan Johannah temizlemek zorunda kalmayacak.

‘’Depresyon havandan kurtuldun mu Bell?’’

‘’Biraz daha beklemeliyim diye düşünüyorum.’’

Louis, gülerek başını salladı. Tuttuğu nefesi bir anda vermiş gibi bir hava vardı suratında. ‘’Evet şimdi kurtuluyorum, kurtu-’’ sözüm kapının çalmasıyla kesildi. Louis işaret parmağıyla daha sonra diyerek hole ilerledi.

‘’İşe bak kurtulamıyorum bile!’’

Birkaç dakikalığına ben ve sarhoş sessizliğimle baş başa odada tıkılı kalmıştım. Ne ben çıkabiliyorum ne o ayrılabiliyor. Müstehcen sessizliğimi telefonumun mesaj sesi bozdu. ‘Affet beni.’ Yazıyordu. ‘Seni Affettim zaten, sorun kendimi affedemememde.’ Bir an bunu yazmak istedim ama sorun şu ki eğer onu affettiğimi algılarsa anında kapımda biterdi ve bu benim isteyeceğim son şey. ‘Tanrı Aşkına Gus bırak artık!’ Mesajı yazıp telefonu koltuğa fırlattım.

Gus ile uzun ve düzensiz bir ilişkimiz vardı, sürekli ayrılıp barışan çiftler gibi değildik ama her zaman birbirimiz için yanımızda da olmuyorduk. Yine böyle bir günde Londra’nın zengin semtlerinde ki apartmanına gittim, kapıyı zorlar gibi çalsam da açan olmamıştı, yedek anahtarı nereye koyduğunu hatırlayıp elimi kapının üstünde ki kuş yuvası şeklindeki dekoratife uzattım.

Dışarıdan daha soğuk olan evi burnumun ucunun donmasına neden olmuştu, bir insan cimrilikte ve zenginlikte bu kadar hat safhaya ulaşabilir mi bilmiyorum doğrusu. Gerçi odasına girdiğimde bunu dert etmediğini görebilmiştim, sonuçta ateşli bir sarışınla yatakta yatsaydım –ki sarışınlar favorim değil- benimde derdim üşümek olmazdı.

İçeri giren soğuk hava dalgasıyla yerimde kıpırdandım, hırkamın uçlarını iki yanımda birleştirdim.

‘’Misafirlerimiz var!!’’ diyen neşeli sesi tanımamak mümkün değildi. Salondan içeri girdiğinde sarı kahverengi karışımı saçları birbirine karışmıştı, montunu çıkararak koltuğa bıraktı, sonra hafifçe eğilerek yanağıma bir öpücük bıraktı.

‘’ Hoş geldin İrlanda cücem.’’ Dedim kıkırdayarak.

‘’Senden nefret ediyorum Prensesim.’’ Diyerek yanıma oturup kolunu belime doladı. O sırada üşüyen ellerini ısıtmaya çalışan Harry’i fark ettim, Louis ona sıcak çay yapmaya koyulmuştu bile.

‘’Ah, bak Leprikonumuz da* gelmiş.’’ Niall’ın kahkahası ile kıkırdadım, Harry ikimize de kötü bir bakış fırlatınca sustuk.

‘’Sana ne oldu?’’ dedi Niall eliyle kurumuş göz yaşlarımda parmaklarını gezdirirken, Harry de Louis’in getirdiği çayı iki eliyle sıkıştırmıştı. ‘’Hiç.’’ Dedim. Fakat Niall ısrar edercesine bana bakmaya devam ediyordu, Fark etmemiş gibi yapsam da Louis’in ağzını oynattığını gördüm.

‘’Değmez, zaten sevmemiştim ben onu.’’ Bunu söylemesine rağmen iki gün önce ‘’Kültürlü biri şimdiden gelecekte gittiğimiz golf oyunlarını görüyor gibiyim.’’ Demişti.

‘’Louis, şeker koymadın mı sen buna?’’ Niall Harry’e ‘Ne yapıyorsun?’ der gibi bir bakış attı. Harry’de ‘Ne’ dercesine geri bakışını yolladı.

‘’Sorun değil, sorduğun için sağ ol Harry çok iyiyim.’’

‘’Güzel, ben de öyle düşünmüştüm.’’ Harry şekerini eksik bulduğu çayına şeker almak için mutfağa doğru giderken Niall onun adına özür dileyip duruyordu.

‘’Önemli değil, her zaman ki Leprikon.’’ Dedim kıkırdayarak.

‘’Hatırlıyor musun ilk kez ona böyle seslendiğinde sana nasıl kızdığını?’’ dedi Louis gülerek.

‘’Unutmak imkansız.’’

23 Temmuz 2010

‘’Bu da Zayn!’’ dedi Louis gülümseyerek. Zayn elini uzattığında nazikçe karşılık verdim.

‘’Hani siz 5 kişi değil miydiniz?’’ gözlerim diğer bir üyeyi ararken, arkadan koşarak gelen kıvırcığı fark ettim. Elinde ki kalemini parmakları arasında gezdirerek yanımıza geldi.

‘’Nereye kayboldun?’’ dedi Louis

‘’Bir çocuk kalemimi aldı ve geri vermedi onsuz ayrılamazdım.’’ Louis hafif bir tebessüm ederek bana döndü, ‘’Bu Bella, en yakın arkadaşım.’’

Kıvırcık saçlı, zümrüt gözlü çocuk kalemini ağzına yerleştirip elimi sıktı.

‘’Ben-‘’

Lafını yarıda keserek; ‘’Sen Leprikon, biliyorum.’’ Dedim kıkırdayarak.

Aniden elini çekti, burnundan soluyordu nerdeyse, aslında bu kadar kızacak bir şey söylememiştim. Büyük pantolonuyla onu andırıyordu, ha birde elindeki kalemi flütü sayarsak onsuz yaşayamadığını biliyoruz.

‘’Her neyse memnun oldum Bella… Ayrıca hatırlatayım boyum bunun için fazla uzun.’’

ŞİMDİ

‘’Ama eskisinden daha çok benziyor farkında mısınız? Topuklu çizmeleri ve dağınık saçları üstelik giydiği dar pantolonlar ve şu siyah şapkasıyla andırıyor.’’ Dedim kahkaha atarken.

‘’İyi ki bizimkinin elinden aldığımızda bizi öldürmek için çabalayacağı bir şeyi yok.’’

‘’Niall, eğer kahverengi çizmelerine dokunursan seni öldürür.’’

Gülüşmelerimiz sırasında, Harry salona geri gelmiş, hala aynı konuda olduğumuzu fark edince kumandayı alıp yüksek sesle müzik dinlemeye başlamıştı.

Louis üst kaça çıkıp birkaç film getireceğini söyledi birkaç dakika sonra Louis’in üst katta mırıldandığı şarkıyı duyabiliyorduk;

Say something, I'm giving up on you                              

I'll be the one, if you want me to            

Anywhere, I would've followed you

Say something, I'm giving up on you

Senden vazgeçmem için bir neden söyle

Tek olacağım, beni istersen

Peşinden gitmediğim yer kalmadı

Senden vazgeçmem için bir neden söyle

Guardians Of The StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin