My Little Princess

191 10 0
                                    

 Neden okunmuyor bilmiyorum :( Çok seviyorum bu kurguyu... Sevgilim Duyduy yazdı bu bölümü umarım okursunuz ne diyim. Yorumlarınız benim için değerli. 

HARRY

Sabah kapının kırarcasına çalınması ile yatağımdan fırladım. Üzerimde dünden kalma yorgunluk vardı. Merdivenlerden inme hızım artıkça kapı da daha hızlı çalınıyordu. Kapıyı açtığımda Niall anlamadığım bir heyecanla "Bella nerede?" diyerek içeri girdi. Yukarıda uyuyor deyince yüzüne piçimsi bir gülümseme takarak "Evden erken ayrılmanızın sebebi belli oldu." dedi. "Gerçekten çok yoğun bir gece oldu. Kızın içinde vahşi bir hayvan yatıyor." Niall yüzüme garip bir bakış attı. Hadi ama bana demek istediği şey bu değil miydi? Üst kata çıkarken aptal olduğumu yüz kere tekrarladım. Aynı odada yatmamız seks yaptığımız anlamına gelmezdi ki. Ama yapmak istediğim anlamına gelirdi. Niall on beş dakikadır Bellayi uyandırmaya çabalıyordu. Olumlu sonuç aldığı söylenemezdi.  Bella bir tepki bile vermiyordu. En sonunda Niall en etkili silahını kullanarak imzalı Katy Perry albümünü kırmakla tehdit etti. Aynısından 8 tane daha sahip olmasına rağmen inleyerek yataktan kalktı. Niall ben olduğum için çekiniyor gibi gözüküyordu. Bu kadar özel olan konuyu konuşmaları için onları yalnız bıraktım. Merak etmiyor değildim. Ne olabilir diye beyin fırtınası yaparken Niall "Son 30 dakikan!" diye bağırarak aşağıya indi. "Bu kadar önemli olan şey ne? Sabahın köründe lanet kapıyı kırarcasına çalıyorsun." "Sabahın körü dediğin saat 11.30 oldu." "Her ne boksa-" sözüm Bella’nın kıyafet sıkıntısı ile bölündü.  Giyecek bir şey bulamadığı için yakınıyordu. Kaçıncı yukarı çıkışım olduğunu düşünürken karşıma havlu ile Bell çıktı. Fazla fit vücuda sahip değil. O kadar yemesine bakılırsa obez olmaması bile mucize. Niall ile yemek konusunda yarışır. Bella’yı sevmemin bir sebebi de diğer takıldığım kızlar gibi mükemmel olmaya çabalamaması. Fazla düşünmüş olmalıyım ki karşımda "Harold bu kadar bencil olma. O kıyafetle dışarı çıkmamı bekleme. Ver işte bir gömleğini!" diye söylenen Bella vardı. "Ah doğru, al oradan beğendiğini. Zaten sana elbise gibi olur." "Tamam çık dışarı. Vücudumu süzmeyi kes. Bu işler parayla." "Peki." "Peki?".

Bella’nın ağzından

Bu çocuk sinir bozucu. Hala dışarı çıkmayarak beni utandırıyor. Dün benim SEKSİ vücudumu görmüş olması yetmiyor sanırım. "Harold defol! 30 dakikamın 5 dakikasını yedin. Giyinmeyi biliyorum." Kapıyı çarparak odadan çıktı. Ne yani 'Hazır çıkmadan önce ateşli dakikalar geçirmeye ne dersin?' diye soracak halim yok. Sevgili olduğumuzu bilmiyordum! Her neyse 10 dakikamın kaldığını göz önünde bulundurarak siyah ‘’Hipstar Please’’ tişörtünü ve siyah gömleğini seçtim. Geri vermeyi düşünmüyorum. Favori rengimin siyah olduğunu göz önünde bulundurursam gayet mükemmel bir seçim oldu. Dünden kalma dalgalı saçım banyo sayesinde dağılmıştı. Böylece okula giderken düğüne gelen kızlar gibi olmayacaktım. Geçen yıl yeterince lanet lisem sayesinde yüz yüze kaldım.

Makyajımı tazeleyerek  hazırlığımı bitirdim. Dur bir dakika ayakkabılar?! Çıplak ayak ile yürümek topuklulardan iyidir. Niallin son bir dakika uyarısından sonra aşağı indim. Harry dalga geçecek konuyu ayaklarıma getirmişti. "Odun dalga geçeceğine bir ayakkabı ver. O kadar evine gelen Sindrellalardan biri düşürmedi mi?" "Ah dur bir sahipsiz converse duruyor." Gülerek dolaptan almaya gitti. Denemem için yere fırlattı. "Burada prens prensesini bulmak için ayağına giydirir Harold. Giydir şunu!" "Emredersiniz prenses."

Umduğum gibi ayakkabı ayağıma oldu. Şimdi tamamen hazırım. Tek sorun nereye gidecek olmamı bilmemem. "Niall nereye gidiyoruz?" "Bilmiyorum. Her yer olur. Gece dönmezsek merak etmeyin. Yaşıyor olacağız."

Harry'nin anlamayan bakışları arasında evden çıktık. Korkmalı mıydım? Yoksa ilk baş gayet eğlenirken asıl amacı başka olduğu için bana tecavüz ederse? Ya da arabayı ıssız bir yere çekip beni öldüresiye kadar bıçaklarsa? Bunlar kulağa çok da kötü gelmiyor. En kötüsü aldığım cupcake için pusuya yatar ve benim sevgili minik arkadaşım artık başka birinin midesinde olur. Saçma düşüncelerim arasında Niall "Aç mısın?" dedi. Yüzüne garip bir bakış attım. "Bunu sorman hata. Ben her zaman açım." Niall kıkırdayarak cevap verdi  "Biliyorum. Louis'e acıyorum, evinde bir fil besliyor." Omzuna yavaş bir yumruk attım. Louis demişken dünden beri onu aramadım. Açıkçası aramaya korkuyorum. Kesinlikle bana kükreyecek. Aramasam da iyice kızacak. Sonunda telefonu açarak aradım. "Alo Louis?" "Charlotte  seni kendi elimle boğacağım. Tam bir götsün. Sıçmaya giderken bile haber veriyorsun. Dün beni neden aramadın?" "Tamam Louis ben çok iyiyim. Hakaretlerin bitti mi? Şu an arabada Niall ile birlikteyim. Akşama gelmeyebiliriz. Görüşürüz." Telefonu yüzüne kapadım. Lou sinirlendiğine göre konuşmak benim için zararlı olacak. 15 dakikadır yoldayız ve hala ulaşamadık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 29, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Guardians Of The StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin