Müzik dinledim, film izledim derken bir şekilde gece oldu. Yine beni korku basmıştı, ürküyordum. Yine o sesleri duyacağım sanmıştım. İlginç bir şekilde çabucak uyudum. Fakat uykudayken aynı kolaylıkla karşılaşamadım. Kabus görmüş olmalıyım ki gecenin bi saati irkilerek uyandım. Merdivenden ya da uçurumdan düşer gibi hissedersin ya aynı öyleydi. Küçüklüğümden beri dönemeçli bir merdivenden düştüğümü görürdüm. Ta ki 2 yıl öncesine kadar. Gece gördüğüm kabusu hatırlayamıyordum. Son iki haftadır tüm gördüklerimi hatırlayan ben şimdi kabusumu düşleyemiyordum. Aslında böylesi daha iyiydi. Sabah kabusumu düşünmeyecektim. Gece yeniden uyudum ve alarmımla uyandım. We will rise again! He he yükseleceğiz diye söylendim. Kalkmak zor geliyordu ama her şeyin açıklanacağını düşünerek hevesle hazırlandım. Dışarda muhteşem bir yağmur vardı. Yağmur bana çoğu şeyi unuttururdu. Hele ki here comes the rain dinliyorsam dünya yansa umrumda olmaz. Islanmayı sevdiğim için yanıma şemsiye almadım. Okula vardığımda bahçe bomboştu. Ölüm sessizliği vardı adeta. İçeri girdigimde bahçede neden kimse olmadığını anladım. Herkes koridora toplanmış, korku dolu gözlerle bir şeye bakıyordu. Ne olduğunu merak etmiştim. Kalabalığı delerek ne olduğuna baktım. Bütün hocalar oradaydı. Herkesin odaklandığına kaydı gözlerim. Hayır, hayır! Bu olamazdı. Kabustu bu, evet kabustu. Ellerimle gözlerimi kapadım. İçimden ''Ne olur kabus olsun! Ne olur kabus olsun!'' diye tekrarlıyordum. Gözlerimi açtığımda aynı manzarayla karşı karşıyaydım. Elif kanlar içinde yatıyordu. Hep yanında tuttuğu o güz yapraklı şemsiyesi.. o şemsiyesi.. Söyleyecek laf bulamıyorduk. Bu ne iğrenç bir görüntüydü. Şemsiyesi boğazını delip geçmiş, yok etmişti. Hep temiz olan forması kırmızılara bürünmüştü. Daha dün yan sırada oturan Elif şimdi çok uzaklardaydı..
Sınıflara dağıldık. Olayı bir arkadaştan dinledim. Dünkü öldü sandığımız kız aslında okula şaka yapmak istemiş. Tabi bunun şaka olup olmadığı tartışılır. Lafta bizim sınıftaki camdan atlayacakmış. Bu sınıfın bizim sınıf olmasının sebebi bizim pencerenin altının boş olmasıymış. Kız atlarken arkadaşları aşağıdan branda tutuyorlamış. Atlayınca hiçbir zarar görmemiş. Bu sabah Elif merdivenden çıkarken karşısında belirmiş. Elif de ruh gördüğünü sanarak bağırmış. O korkuyla dengesini kaybedip yere yuvarlanmış. Bu nasıl bir talihsizliktir ki şemsiye saplanacağı yeri bulmuş. Gerçekten ürkütücüydü. Ortada ceset yok diye sevinirken alın size kanlı bir şemsiye. Okuldaki bazı son sınıflar ''Bu ilk kurban'' diyorlar. Ne biçim bir okul burası?