Baran yine bağırıyodu "Sare hadi gel oynayalım"
"Tamam geliyorum ya".
Yine kumsala oynamaya gidiyorduk. Aşağı indiğimde Baran yine herzamanki gibi sarı tişörtünü ve kırmızı şortunu giymişti. "Baran hadi gidelim artık geç kaldık""Tamam Sare hadi gidelim"...
Kumsala vardığımızda Baran ile herzaman ki yerimiz olan Tepe Başına gittik. Kumdan evimizi yaparken Nurdan teyze Baranı çağırdı. "Annecim gitmemiz gerek, hadi gel buraya"diye konuştu. Baran "anne ama bugün Sareyle evimizi bitirecektik şimdi gelemem" dedi. Nurdan teyze biraz kızgın bi halde "gitmemiz gerek diyorum Baran hem artık evin bitmesine de gerek yok burdan taşınıyoruz" dedi ve Baran daha benimle vedalaşamadan oradan götürdü.
Birinin bana bağırmasıyla uyandım demek rüya görmüştüm, ama sanki herşey gerçekti, sanki 10 yaşımıza tekrar dönmüştük.
Peki bunca zaman sonra neden o günü görmüştüm ki...
"Sareee, kızım hadi okula geç kalacaksın, kalk artk" annem herzamanki gibi beni 2 saat önceden uyandırmıştı."Tamam annee, kalktım " diye bağırdım ama kendimi hala rüyanın etkisinden alamamıştım. Aklımı ondan alıp kıyafetlerimi giymeye başladım. Bugün okulun ilk günüydü ve ben sınıfı geçmiştim. İnanabiliyor musunuz ben Sare Soykan hani şu tembel olan, aslında tembel demeyelim, ben istemiyorum inek olmak yoksaaaa kim bana karşı durabilir ki. İç sesim "kim duramaz salak, sanki ordu kurtarıyorsun" dedi. Aslında haklıydı amannnn banane deyip hazırlanmaya başladım hazırlanıp aşağıya indiğimde annem kahvaltıyı hazırlamıştı bile.
Annemin yanına gidip yanağını öptüm "Hatice sultan bu ne hız vallahi şaşırtıyorsunız beni" deyip yanaklarından sulu sulu öptüm, laf aramızda hiç sevmezde kendileri böyle öpülmeyi.
"Sanada günaydın kızım" dedi gülerek annem. "Seni 2 saat erken kaldırdım ama yine geç kalacaksın okula" dediğinde gerçektende geç kalacaktım ve o salak müdürün ilk günden azarını yemek istemiyordum . Birşeyler atıştırıp derse geç kalmamak için hızla ayakkabılarımı giydim.Anne ben çıkıyorum görüşürüz diyip hızla evden çıktım. Okul bize çok yakın olduğundan yürüyerek gidiyordum. Yürürken birisi elini omzuma attığında kolunu tutup çevirdim.
"Kızım ya nedir bu senden çektiğim! benim ben şu yakışıklı mı yakışıklı olan, kankan Eymen" dedi her koşulda kendini övmekten vaz geçmeyen arkadaşım, ha bu arada kendileri benim tek erkek arkadaşımdır. Pek erkeklere güvenen bi kız değilimdir, zaten ona da güvenmem uzun zamanımı almıştı. "Artık kolumu bıraksan diyorum yavru ya" dedi Eymen kıvranarak. Onun bu konuşmalarına alışmıştım artık kolunu daha çok sıkarak "buyur, duyamadım" dedim kulağımı Eymen'e yaklaştırarak.
"Tamam abi bişey demedim " dedi sırıtaraktan. Kolunu iterek bıraktım gülerekten "hadi ordan zevzek"
"Sanada günaydın prenses" deyip yanağımı sıktı."Günaydın günaydın"dedim gülerek .
Piç herif her ne kadar kız düşkünüde olsa ineğin tekiydi.
Kolunu omzuma attı ve yürümeye başladık.
" Yazın neler yaptın prenses ""Sence ne yaptım Eymen kıçımdan ayrılmadın zaten bide naptın diye soruyor musun".
" Ya kızım napayım muhabbet olsun torba dolsun işte" diyip gülümsediğinde yüzümü buruşturdum "ıyy Eymen lütfen sen konuşma bir daha".
Böyle muhabbet ede ede okula gittik...
Her zamanki gibi müdürün o sıkıcı yeni yıl temennilerini dinledikten sonra sınıfa geçtik. Aslında okulu pek özlediğim sayılmazdı zaten dersleri pek iyi olan bi kızda değildim sabah da dediğim gibi ben istemiyorum çalışmak falan ama mecburiyet işte naparsın.
"Ooo kimler gelmiş kimler hiç merhaba da yok". Söylenen kişiyi tanımakta pekte zorluk çekmedim bu Eymenden sonra tek yakın arkadaşım olan Berildi . Beril: Minyon tipli,koca koca gözlere sahip çok tatlı bi kızdı görünüşte ; lakin kavga esnasında o minnoş kızın yerine başka birisi geçiyo gibiydi. Bana hala söylenmeye devam eden gevezeye dönüp sarıldım gülümseyip "sanada günaydın minnoş" dedim. Ona hep minnoş diye seslenirdim. Tabi hemen oda sarıldı ve tatilinin nasıl geçtiğini, yaz aşkını anlatmaya başladı.
İlk ders Kemal hocanındı ve adam bizi resmen matematikten soğutmuştu yok sinüs bilmem ne yok tanjant falan sanki bakkal amcaya bize bi tanjant ekmek ver diyoruz da... ama iyi cümleydi demi ajsjaj ben söylenmeye devam ederken kapı çalındı ve 32 diş yani müdür(bakmayın 32 diş dediğime adamın okulda bi kere bile güldüğünü görmediğimiz için öyle diyoruz)sınıfa girdi.
" Merhaba çocuklar biliyorsunuz ki geçen yıl bu sınıftan beklenen başarı elde edemedik üstüne üstlük en çok şikayet alan sınıfta sizdiniz bu yüzden, bu yıl derslerinize ve davranışlarınıza dikkat edin" deyip çıktı. Adamı resmen illet ettirmiştik tabi geçen yıl her bok bizim sınıftan çıkmıştı.Tenefüse çıktığımızda bizimkilerle kantine indik. Kantine indiğimizde Eymen bize kahve almak için sıraya girdi bizde boş bir masaya geçip oturduk. Etrafa baktığımda kalabalığın çoğunun tek bir yöne bakıp aralarında konuştuklarını gördüm. "Minnoş ya bunlar kime bakıyolar öyle "
"Valla bacım bende bilmiyorum, ama şimdi öğreniriz" diye konuştuktan sonra bize doğru gelen bi kızı yanına çağırdı.
"Kız, bu millet kime bakıyor böyle hepsiniz ağzı bi karış açık" dedi sert bi tavırla zaten Beril, sadece bizim yanımızda kendisi gibi oluyordu.
"Tam bilmiyorum valla Beril abla ama yeni bi çocuk mu gelmiş ne " dedi kız çekingen bir tavırla. "Tamamdır hadi şimdi işine " dedi Beril.
"Kızım millete şöyle davranmasana ya " "aman Saree, napayım alışkanlık olmuş artık hem böyle iyi " gözlerimi çevirip önüme döndüm acaba kimdi bu yeni çocuk, aman banane diye kendi kendime konuşurken Eymen geldi .
"Nerde kaldın oğlum ya alacağın tost çay" dedikten sonra Eymen gözlerini kocaman açıp "kızım görmüyor musun sırayı bana teşekkür etceğine hesap soruyosun bide" dedi. Gülüp yanağını öptüm "tamam tamam be ,bişey demedim".Tostlarımızı yedikten sonra sınıfa çıktık ben normalde Eymenle oturuyordum bugün Beril ile bir iş içindeydiler benim bilmediğim o yüzden Berilin yanına geçti bu ders. Hoca girip ders anlatmaya başladıktan kapı çaldı ve içeri 1.90a yakın boyu olan giyimde sadece siyah rengi kullanmış , simsiyah saçlara sahip bir çocuk girdi. "Gel çocuğum yeni öğrenci sensin galiba, kendini tanıtmaya ne dersin" dedi Gaye hoca .
İçeriye girip yüzünü bize döndüğünde yüzüne dikkatle bakmaya başladım. Keskin bir yüz hatlarına sahipti, gözlerinin rengi nereden bakılırsa bakılsın belli olabilecek koyu kahverenginin en güzel tonuna sahipti. Siması tanıdık geliyordu ama çıkartamamıştım. "Yüzünü incelerken göz göze geldik , bana bakarak "Baran Denkel " dedikten sonra bir şey söylemeden gelip benim yanıma oturdu. Herkes ona bakarken onun bana baktığını hissedebiliyordum, ona doğru döndüğümde onunla göz göze geldiğimizde bana doğru yaklaştı, ben öylece durduğum yerde donup kalmıştım.
Daha da çok yaklaştı, eğildi ve yavaşça fısıldadı."ÖZÜR DİLERİM"...
Cümleten Selamun Aleyküm
Bu ilk yazdığım kitap değil ama insan yinede heyecan yapıyor . Aslında ilk bunu yazmaya başlamıştım ama daha sonradan Nefret'i yazdım ve önce onu yayımladım. İki kitabı bir arada yazmak nasıl olacak onu bende bilmiyorum ama yazmak güzel bi duygu yeni yeni karakterlerle tanışıyorsun.Neyse çok uzatmayı sevmiyorum iyi okumalar...
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Diğer kitabıma da bi göz atabilirsiniz ...
Seviliyorsunuzzz😍😍😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SIĞINAĞI
General FictionÇocukken farklı sebeplerle ayrılan iki arkadaşın yıllar sonra hiç beklenmedik bir anda karşılaşması... Farklı hayatlar,farklı kişiler ve bir anda keşişen yollar... Hiç beklenmedik kurgusuyla aşk,ihtiras,kıskançlık ve bilinmeyenlik dolu bir hikaye si...