Patron*

27 4 3
                                    

    Burnuma gelen ağır boya kokusu beynimin içine kadar işlemişti. Boya evi olduğundan çok daha farklı bir görünüme büründürüyordu.

Bugün yeni işime başlamak için sabırsızlanıyorum. Yeni bir hayat, yeni bir arkadaş, yeni bir meslek. Hayata yeniden başlamanın zamanı gelmişti.

Hava her zaman olduğu gibi sisli ve  bozuktu. Yolda kimsenin olmaması beni iyice sıkıyor ve uykusuzluğumu daha çok hissediyordum.

Yüzüme sert bir tokat gibi vuran soğuk, bedenimi hissizleştiriyor ve içime kadar işleyen soğukla birlikte düşünmemi engelliyordu.

  Yeni işe başlayacağım  Holding'e nihayet gelebilmiştim. Büyük uzun binalar, zengin kokan insanlar  ve kendini beğenmiş tavırları olan yeni bir hayat duruyordu önümde. Girdiğimde tam karşımda duran danışmaya doğru ilerledim. Her yer oldukça gösterişliydi. Danışmadan kıyafetlerimi aldıktan sonra Holding'in sahibi olan  Toprak Bey'e kahve götürmek için asansöre binip, odasına doğru ilerledim. İlk defa göreceğim için sabırsızlanıyordum.

Odasına girdiğimdiğimde karşımda mavi gözlü, kumral saçlı, oldukça kaslı ve uzun boylu bir adam duruyordu. Yakışıklılık bu olmalıydı. Kahvesini masasına bırakıp , beni süzen mavi gözlerin ardından bana ilk cümlesi geldi.

   "Merhaba Ada seninle tatıştığıma memnun oldum."

  Diyerek elini elime doğru uzattı.

    "Merhaba Toprak Bey."

Dedikten sonra soğukkanlılığımı birkez daha göstererek masasının önünde  duran deri koltuğa oturdum .

   "Bakıyorumda yeni kıyafetlerinizi hemen giymişsiniz."

Dedikten sonra ben yine soğuk bir gülüş koyarak sözünü noktalamıştım. Bana bakan maviş gözler beni oldukça etkiliyordu. Tek bir bakışı bile insana yetebilecek kasırgayı yaratıyordu...

     
      -Evet bayım, bir sakıncası mı var?

       -Hayır küçük hanım senindir onlar.

Daha ne işi yapacağımı sormadan atlamıştı hemen konuya;

      -Artık benim özel sekreterimsin Ada'cım itirazın var mı?

Ona bakmaktan alamıyodum gözlerimi susup sadece onu dinlemek istiyordum sessizce kafa salladım, maviş gözleriyle gözlerini hiç ayırmadan bakıyordu gözlerime.

Odasının önünden geçtikçe kafamı çeviriyor ona bakmamaya özen gösteriyordum. Kendimi tutacaktım onun gözleri alan yakışıklılığı beni kendine bağlayamazdı o kadar kolay olamazdı herşey, olmamalıydı da zaten. Herşey normal gidiyordu fakat Toprak'ın odasına esmer ,üzerinde dizlerini bile örtmeyen kırmızı bir elbise olan, ayağında topuklu ayakkabısıyla göz alan bir kadın girdi. Ne yapıyodu içeride ,ne konuşuyordu doğrusu çok merak ediyordum artık kendimi tutamıyorum.

Camına bakmaya gittiğimde perdeleride kapalıydı, bu olay gittikçe garipleşiyordu doğrusu. Bu odaya ne yapip edip girmeliydim. Önüme gelen ilk dosyayı aldım  odaya doğru büyük adımlarla ilerlerken bir yandan da kendimi düşündüğüm şeye inandırmamaya çalışıyordum. Odaya alacaklı gibi girmem Toprak'ın yüzünü asmıştı. Kızla sadece iş konusunda konuştuğunu görünce bir oh çekmiştim kendi kendime.

Toprak bana göz kırptı galiba ne istediğimi soruyordu. Elimdeki dosyaya baktığımda tamamen iş ile alakasız bir dosya olduğunu gördüm o sinirle bunu hiç düşünememiştim, diğer elimde ise birkaç yudum aldığım çay duruyordu.

Hiç düşünmeden elimdeki çayı ona uzattım. Önce almak istemedi gibi oldu ama kırmadan aldı. İçerideki kız benimle birlikte çıkmıştı. Kendime sorduğum sorular çoktu fakat en önemlisi neden Toprak'ı kıskanıyordum. Beni ona bağlayan şey neydi? İlk günden kapılmamalıydım hemen ona.

Daha önce kimse için böyle hisler taşımamıştım. Beni göremediğim ama hissettiğim bir güçle kendine doğru çekiyordu sanki. Bu bir aşk olamazdı.

Onun yakışıklılığı, birde maviş gözleri kendine baktıkça baktırıyordu. Sert duruşuyla iyi kalpliliğini göstermeyen bir insandı Toprak. Severdi konuşmayı ama çok gürültüden de nefret ederdi.
Somurtkan gibi görünür ama içinde yumuşak bir aslan yatar.

İşlerim çok olmasına rağmen aklımda sürekli o vardı. Arkama döndüğümde önümde biri vardı. Toprak'tı bu, başımı yukarı kaldırıp gözlerine baktığımda gözleri bana bakıyordu. Beni kolumdan çekip hızlıca odasına götürdü ne olduğunu anlamadım kolum acıyordu Toprak bunun farkında değildi.

-Toprak sıkma kolum acıyor!

Bunu farkedince kolumu bıraktı. Usulca elimi tuttu. Kafasını döndürerek ufak bir gülümsedi. Odaya girer girmez kapıyı kilitlemişti...

📚📚📚📚📚📚📚📚
Ikinci bölümde görüşmek üzeree canlar. Yanlışlarımm varsa kusura bakmayın.❤️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 12, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İmkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin