Çarşamba
Sevgili günlük,
Küçüklüğümden beri kuğuya dönüşeceğim günü bekledim. Bir mucize... Her gece kafamı yastığa koyduğumda dualar ettim. Lisede herşey farklı olur sanmıştım. Herşey güzel olacaktı. Ama bunun için önce kendim güzel olmalıydım. Kendimden kaçabilmemin bir yolu yok mu acaba? İnsan herşeyden kaçıyor da kendinden kaçamıyor. Biliyorum nereye gitsem benimle gelecek. Tek kaçış yolu ölüm sanki. Ama ona bile cesaretim yok. Ölmek de yaşamak kadar korkutuyor beni. Ve ben çok yoruldum. Hergün aynı şeyleri yapmaktan ve hayatım boyunca bunları yapacağımı bilmekten.. Her sabah aynanın karşısında kendimden kaçmaya çalışmaktan ama kaçamamaktan.. Makyaj çantama bağımlı olmaktan.. Bu dünyanın adaletsizliğinden.. Herşeyden yoruldum. Ne için yaşıyorum ki ben!? Okulda tahtaya kalkacak cesaretim yokken bu dünyaya ne faydam olabilir ki!? Ömür boyu hep bir şeylerden kaçıp duracak mıyım? Her aynaya baktığımda içim böyle acıyacak mı? Çirkin arkadaş olmaya devam mı edeceğim? Sihirli bir değnek bana dokunacak mı yoksa ömrüm o sihirli değneği beklemekle mi geçecek? Güzel kızlara bakıp bakıp iç geçirmekten sıkıldım. Ne zaman güzel olma sırası bana gelecek? Bugün ilk defa kollarımı jiletledim. Bir insan kendini neden jiletler!? Belki sadece var olduğunu hissetmek ya da büyük bir güce hissettirmek... Belki de somut bir acıyla içindeki acıları bastırmak.. Sadece bir süreliğine tıpkı bir uyuşturucu gibi..
Halimden bir tek düşenler anlar ve biliyorum yalnız değilim!