Multi: Camelia'nın dönüşümden önceki görüntüsü ve sevdiğim bir şarkı, Sledgehammer.
Bu bölümü başlangıç olarak görebiliriz. Diğer bölümler yaklaşık 1000 kelime civarı olacak. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, iyi okumalar.
1. Bölüm: Ejder-i Anka
Yazar Anlatımı;
Annesinin bağırışlarıyla birlikte yeni bir güne gözlerini açtı Camelia. Kahvaltıya inip, oradan da Waria Güç Okulu'na gidecekti.
Oraya beş yıldır gitmesine rağmen, hala gücü ortaya çıkmamıştı, bu yüzden kanatları da yoktu. Yaşıtları güç eğitimlerine iki yıl evvel başlamıştı. Öğrenciler her yaş günlerinde arenaya çıkıyorlardı. Karşılarına ilk olarak büyücü öğretmenler çıkıyor, onlara büyü fırlatıyorlardı. Öğrenciler kendilerini korumaya çalışırken güçleri ortaya çıkıyordu. Çıkmazsa bu sefer karşılarına güç taşı geliyordu, oraya ellerini koyup güçlerini öğreniyorlardı.
Her öğrencinin gücü, 16. yaş gününde ortaya çıkıyordu. Tabii daha büyük veya küçük yaşlarda da oluyordu bu. Ama istisnasız, bütün öğrencilerin güçleri yaş günlerinde ortaya çıkıyordu. Bu yüzden Athena'da doğum günleri önemliydi. Ve bugün Camelia'nın doğum günüydü.
Camelia, bu sene de güçlerinin çıkmamasından korkuyordu. Öyle ki, bazen güçleri olmadığını düşünüyordu. Ama hemen bu düşünceyi atıyordu tabii. Çünkü kalbinin derinliklerinde, bir güç olduğunu hissediyordu.
Kısa bir kahvaltıdan sonra ailesine haber vererek çıktı evinden. Yaklaşık on dakika sonra okula varmıştı. Hemen güç denemelerinin yapıldığı alana doğru koştu.
Vardığında öğretmenleri onu bekliyordu. Heyecandan titriyordu artık. Arenaya doğru yürüdü, bir kaç basamak ve bir kaç adımdan sonra arenanın ortasındaydı.
İlk olarak karşısına Büyücü Hermos çıkıp saldırıya başlamıştı. Camelia tam umudunu yitirecekken birden bire büyüler ona gelmemeye başladı. Camelia gözlerini açtığında, alt tarafı buzdan başlayan, yukarıya doğru çıktıkça buzun yerini ateşin aldığı muhteşem bir kalkan gördü.
Okulda Camelia'nın güçsüz olduğunu düşünenler çoktu, bu yüzden çok fazla kişi gelmemişti izlemeye. Fakat, izleyenler büyülenmişti.
Büyücü Hermos, efsaneyi bilen sayılı kişilerdendi. Camelia'nın Tanrıça olduğunu anlamıştı. Çünkü sadece Tanrıça buz ve soğuk ateşi kullanabiliyordu.
Ve bir anda, Camelia tüm vücudunun karıncalandığını hissetti. Ardından o karıncalanma yerini büyük bir acıya bıraktı. Bu acıyla beraber acıyla çığlıklar atmaya başladı Camelia.
Hermos, Camelia'nın çığlık attığını gördüğü anda onu kendisi ile birlikte sadece kendinin bildiği, büyü yaptığı ve gizli kitaplarının bulunduğu (Kehanet'te dahil), mağarasına götürdü.
Yaklaşık bir kaç saat sonra, Camelia'nın çığlıkları kesilmişti. İlk önce bedeni çürümüş, sonra ise bedeni yeniden, başka bir görünüş ile var olmuştu. Hermos çok şaşkındı, aynı zamanda da hayran. İlk başta Camelia'nın Tanrıça olduğundan emin olmasa da, şimdi kesinlikle emindi, Camelia'nın Tanrıça olduğundan.
Camelia, gözlerini bir mağarada açtı, duvarları görmese, buranın çok güzel bir bina olduğunu düşünebilirdi. Bir an, aklına gelen görüntü ile birlikte dehşete düştü. Ama artık hiç bir yerinde acı hissetmiyor, ağrı çekmiyordu. Odadan çıktı, karşısına Büyücü Hermos çıktı, Camelia, neden burada olduğunu sordu. Aldığı cevap ise, hem korkmasına, hem heyecanlanmasına, hem de endişelenmesine neden oldu.
"Camelia, sen Seçilmiş'sin. Sen Ejder Tanrıça'sın. Sen, Ateş ve Buz'un kaynağı, sen Ak ve Kara ejderhaların mühürlüsüsün. Sen, Anka'nın sahibi, sen, Ejder-i Anka'sın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder'in Umudu #Wattys2016
FantasiTanıtım bölümüne bakınız. Bu ilk hikayem. Hatam olursa mesaj olarak bildirirseniz sevinirim