How many secrets can you keep?

1.1K 105 47
                                    

Hava'ya fişekler patlasın bölüm attım!
İyi okumalar :)

Hayatta, hep bir eksiklik vardır.Belki bir insan? belki bir duygu veya bir uğraşı?

Harry, şuan oturduğu beş kişilik masada arkadaşları yanında gülümseyen sevgilisini izlerken, eksikliğini tamamladığını biliyordu. Louis, konuşurken suratını buruşturup hapşururken masada ki peçeteliği ona uzattı.Louis teşekkür edip tekrar konuşmaya dahil olurken dışarıda ki motoruna baktı. Belki o iki tekerlekli motoru olmasaydı, Louis'yi tanıyamayacaktı.

Flashback~

Harry, arkadaşının kafesine doğru yüzüne süratla ezen rüzgara karşı motorunu sürüyordu.Omuzlarında biten kahverengi dalgalı saçlarını arkaya doğru savrulup kulağında değişik sesler oluşturuyordu.Bu sabah evden çıkmadan önce ablasının dinlediği Kelly Clarkson'ın şarkılarını birbirine karıştırıp mırıldanıyordu.Hızlanmaya başladığında karşısına birden çıkan genç çocukla ani fren yaparak öne doğru savrulmaktan asfalta baskı yapan bacakları sayesinde kurtulmuştu.Derin nefesler alıp verirken, yola çıkan çocuğa doğru çevirdi bakışlarını mavi gözler büyüyüp şok içinde ona bakarken, çocuğun ellerinin titrediği farketti ama bunu umursamadan önce çocuk küçük ağzını açıp bağırmaya başlamıştı.

"Önüne baksan lanet olası!" İnce ses kulaklarına ulaşıp küçük bir rahatsızlık verdi Harry'ye çocuğa kibar davranmak isterdi ki; karakteri bu yapıdaydı.Ama hiçbir suçu yokken(?) çocuğun bağırmasına sinir olmuştu.

"Eğer, yola penguen gibi girmeseydin böyle birşey başımıza gelmezdi." dedi, Harry dişlerinin arasından sinirlerine hakim olmaya çalışırken.

"Sen bana kuş beyinli mi demek istiyorsun?!" Çocuk, tekrar bağırdığında, Harry geri cavap vermeden önce çocuğu süzdü.Açık mavi gömleği ve altına giydiği pantolonuyla kızarmış suratıyla dudaklarını öne çıkartarak konuşması-arada sırada sessizce küfür etse de, oldukça sevimli bir tipi vardı.

Motoru yolun kenarında duruyordu.Yanından geçen araçların korna çalıp rahatsız edici gürültü çıkarmaları sinirini bozmaya yetiyorken, çocuğun tipi onu biraz neşelendirmişti.

"Paytak, paytak ve sağına soluna bakmadan yürürsen.. ehh yani demek istediğim buydu." Çocuğun yüzünde sinir ve her an büyük bir kavga sinyalleri alarm seviyesine geçerken Harry'nin dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

"Hem bana neredeyse çarpıyordun.Hemde hakaret mi ediyorsun bok kafa?!!"

Ardından, gelişen olaylar ve laf dalaşları polisin gelmesiyle noktalanmıştı.Harry hız sınırını aştığı için, Louis ise yayalara yeşilin yanmamasına rağmen karşıya geçmeye çalıştığı için, aralarında kavgayı anlaşmaya vardırmışlardı.

Birbirlerini bir daha görmeyeceklerini zannederken yarım saat sonra Louis'nin personel olarak çalıştığı kafede, Harry'nin ise en yakın arkadaşı Travis'in kendine ait olan kafesine gelmesiyle birbirleriyle tekrar karşılaşmışlardı.

Birbirlerine ölümcül bakışlar atsalar bile aralarında küçük laf atışmaları dışında birşey olmamıştı.

Aşk dışında.

Kafeye gidip gelirken , birbirlerinden hoşlanmaya başlayıp birbirlerinin daha cinsel tercihlerini bilmeden flörtleşiyorlardı. Harry, arkadaşlarıyla konuşurken onun cinsel tercihinin erkeklerden yana olduğunu öğrenince, hiç uzatmayıp ona çıkma teklifi etmişti.

Harry, Louis'nin iki ay üç gün boyunca peşinden koşmuştu.Sonunda Louis inadı bırakıp Harry'le sevgili olmuştu.

Flashback end.

bittersweetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin