Okul

227 39 30
                                    

Okula girer girmez gözüm Egemen ve Merve'yi aradı,ama ikisi de ortalıkta yoklardı yine ne iş peşindeler acaba en iyisi sınıf çıkıp beklemek diyip merdivenlere yöneldim.Elimdeki telefonun titremesiyle arayanın Merve olduğunu gördüm.Kesin onu düşündüğümü hissetti canım arkadaşım.Aramayı cevaplandırıp telefonu kulağıma yaklaştırdım.
"Yaa Ecem nerede kaldın ya okula geldiysen çabuk kantine gel"diyip konuşmama izin vermeden telefonu yüzüme kapattı. Bu kızla ne yapıcaktım ben böyle.Çok bekletmeden ikisini kantine doğru ilerlemeye başladım.Kantine gelince beni sarılarak boğmak isteyen bir Merve  ve Egemen beklemediğim kesindi.Ama kadere bakın ki okulun ilk günü öleceğim gün olacaktı bu gidişle,daha benim üniversite hayallerim vardı,
"Ya napıyosunuz boğuldum ölüyorum kuzular bırakın beni bi ya biliyorum özlediniz beni ama bu kadar belli etmeyin yanii."Egemen ve Merve benim ilk okul arkadaşlarım,şu zaman olmuş hala birbirimizi bırakmaya niyetimiz yoktu.İkisinin de kolundan tuttuğum gibi masaya doğru sürükledim sağızdaMerve beni bırakïp yine konuşmaya başlamıştı.
"Yaa kuzu özledik dedik sen hayvan gibi sürüklüyosun."Normalde yaz tatilinin ilk 1 ayını birlikte geçirmiştik ama Egemen Ankara'ya amcasının yanına,Merve ise ailesiyle Antalya'daki yazlıklarına gitmişlerdi.Egemen geçen hafta döndüğünde görüşmüştük ama Merve dün akşam geldiği için telefonda konuşarak yetinmiştik.Egemen'in seslenmesiyle ona döndüm.
"İnatçı prensesim ne yaptın 3 ayda okulu özlemediğini biliyorum ama yine de sorayım dedim,"
"Napıym bal suratım kuzenlerim burdaydı biliyosun tatilede halamların yanında Amerika 'da geçirdim bir ayı yani sıkıcı geçti,okulu özlemedim ama az önce okula girdiğimde bi garip oldum biliyorsun Emre'yle bu okulda çok şey yaşadık onlar bi an gözümde canlandı sonra onun bir anda beni ve ülkeyi terkedişi." Ben böyle söyleyince Egemen ve Merve'nin yüzü düştü,onlarda benim üzülmeme dayanamıyorlarda benim onlara dayanamadığım gibi bizim dostluğumuz buydu işte birimize birşey olsa onun canı yanar birimizin canı sıkılsa onunda canı sıkılırdı.
"Artık üzme kendini o şerefsizi gördüğüm yerde ben kendi ellerimle cezasını vereceğim."
"Ahh!Boşverin beni siz ne yaptınız anlatın bakalım."Merve ve Egemen'in cevap vermesine gerek kalmadan zilin bize hatırlattığı bir ders vardı.Merve;
"Siz gidin ben geliyorum çikolata alıcam hemde senin en sevdiğin ister misin ?"
"Hayır kuzum istemiyorum kendine al sonra canım isterse teneffüste alırız."
"Peki" deyip yanımızdan ayrıldı.Bi anda kendimi Egemen'in kolunun altında buldum,işte burayı çok seviyordum,Egemen bizim abimiz gibiydi her zaman kolunun altında bize yer veren bir abi...
Sınıfa girer girmez her zaman ki yerime oturdum,Egemen ve benim ardımdanda Bahar gelmişti.Egemenle Bahar yanyana otururken bende her zaman ki gibi tek başıma onların önüne oturdum.Aslında tek oturmaktan şikayetçi değilim ama bazen çok sıkıcı oluyor.Biz muhabbete dalmışken kapının çarpılma sesi ile hocanın geldiği kanaatine vardığımız gibi ayağa fırlamamız bir oldu.
"Günaydın gençler."Hep bir ağızdan;
"Saol"diye bağırarak yerlerimize oturmamızı işaret eden hocayle herkes yerine oturdu.
"Yeni bir öğretim yılında daha bir aradayız anlatın bakalım tatilde neler yaptınız?" diyen Elif hocanın cümlesiyle kafamı sıraya koydum ve telefonumla uğraşmaya başladım.Aradan bi 10 dakika gibi bir süre geçmeden müdür sınıfa girdi ama ben bir tenezzül edipte kafamı sıradan bile kaldırmadım.Müdürün konuşmasıyla kulaklığın tekini çıkarıp yattığım yerden dinlemeye başladım.
"Çocuklar bu yıl aranıza yeni bir arkadaşınız katılacak, adı Tolga,Elif hocam siz çocukları tanıştırırsınız benim ufak işlerim var."Ardından bir kapı çarpılma sesiyle müdürün sınıftan çıktığını anladım.Galiba artık yattığım yerden kafamı kaldırsam iyi olacaktı, yoksa Elif hocadan azar işitecektim.Sıradan kafamı kaldırdığım an kahve gözlerim beni süzen bir çift mavi göze ev sahibliği yaptı.Bu mavi denizde boğuldum gibi hissettim o an etrafımdaki sözler fısıltıdan ibaret gibi hiç birşey duymuyordum,sanki dünya benim etrafımda değilde o bir çift mavi gözün etrafında dönüyordu.Bir anda elektrik çarpmış gibi uyuşan vücudum beni kendime getirirken gözlerimi o deniz gözlerden zorlukla ayırdım.Şu an tüm vücudum uyuşmuş gibi hissediyordum,neydi bu,noluyordu bana ?...
Hocanın "Boş bir yere geç otur." demesiyle yanımdaki hareketliliği hissettiğim an kafamı çevirmemle mavi gözlerin sahibinin yanıma oturduğunun yeni farkına varıyordum.
"Yanıma oturman için izin verdim mi acaba?" diye sorduğumda bana çarpık bir gülümseme gönderip;
"Gözlerinle beni davet eden sen değilde şu önündeki sıra herhalde gözlerinle yedin beni resmen kızım."dediği cümle ile çatık olan kaşlarım daha da çatıldı o sinirle ne dediğimi bilmeyerek konuşmaya başladım.
"Göz rengini beğendiğim içindir belki de insan olsaydında izin isteseydin oturmak için ayrıca nerden kızın oluyorum ben senin öküze bak yaa"diye söylenmemle Egemen olaya el attı.
"Bir sorun mu var prensesim?"
"Yok bir sorun bal suratım sen boşver beni." diye söylendim.Kaş çatma sırası Tolga'daydı.Bu çocuğa noldu şimdi ki sinirlenmesi gereken bendim burda.Tolga'nın konuşmasıyla ona döndüm.
"Benimle oturmak istemiyorsan orta sırada boş yer var iki kişilik bal suratını da alır orada oturursun."Buna noluyordu ki;
"Yaaa öküze bak dağdan geldi bağdakini kovuyor."Benim bu lafım üzerine arkadan iki tane benim sevgili arkadaşlarım olan insanlardan kıkırtı sesleri yükseldi.Bahar;
"Hoşgeldin Tolga,iyi ki de geldin bizim kız seni istemiyor olabilir ama iyi oldu yani,ya bu arada ben Merve bu da Egemen."diyerek Egemen'i gösterdi.
"Hoşgeldin kardeşimde inatçı prensesime pek sataşma bu aralar o biraz asabi"diyip yanağımdan makas aldı.
"Ne alakası varya ben 13 yıllık dostunuzum kardeşinizim bana bu kadar yakın davranmıyosunuz"diyip kollarımı göğsümün üstünde bağladım.O anda yanımdan güzel bir kahkaha sesi geldi.Allah'ım sen bana sabır ver bu çocuğun herşeyi bu kadar güzel olmak zorunda mı ya,Yunan tanrısı gibi çocuk ayy ağlıycam şimdi  resmen saçmalıyorum.Tamam yakışıklı olabilir,biraz gülüşüde güzel olabilir kaslarıda güzel.Ben düsüncelere dalmış çocuğun neresi güzel diye düşünürken Egemen gönlümü almak için  çoktan uğraşlara girmişti.
"Yok be inatçı keçim Tolga sadece yeni gelmiş bir arkadaş sen bizim 13 yıllık canımızsın nasıl kendini başka biriyle bir tutarsın kalbimi kırıyorsun bak"diyip dudaklarını büzdü,dayanamayıp yanağına bir öpücük kondurdum.Yandan bir öksürük sesi gelmesiyle kafamı Tolga'ya çevirdim,yine kaşlarını çatmış bir şeyler söyleyecekmiş gibi hazırda bekliyordu.
"Ya rica etsem okulu gezdirir misiniz bana"Allah'ım hem yakışıklı hem yüzsüz bari birini verseydin bu ne ukalalık.Egemen'in kurduğu cümleyle bütün dengem alt üst oldu.
"Ecem gezdirebilir seni bizim müdürün yanında ufak bi işimiz var."
"Benimde sizinle işim vardı,müdüre şey sorcaktım"Merve'nin kahkahasıyla sinirlerim zirveye ulaşmıştı.
"Ne sorucaksın kuzusu"Merve'nin alay kokan cümlesiyle;
"Tamam yaa gezdiririm.Alt tarafı 4 katlı okul yani nolucak kii"dememle Tolga'nın dudakları yukarı kıvrıldı. Çok geçmeden zilin çalmasıyla sınıftan hep birlikte çıktık,Merve ve Egemen müdürün odasının olduğu tarafa doğru ilerlerken ben ve Tolga da okulu gezmeye başladık.Çok geçmeden okulun kütüphanesi,öğretmenler odası ve daha bir çok yeri gezmeyi tamamlarken sadece etkinlik odaları ve basketboll salonu kalmıştı.
Bu sürede ben konuşurken Tolga sadece beni dinlemekle yetiniyordu.Basketboll salonun önüne geldiğimizde benden önce davranıp;
"Yeter bu kadar eski okulumdan bi farkı yok,son olarakta etkinlik sınıflarınıda göster bitsin şu işkence"dediği an kan beynime sıçramıştı,ne demek bitsin işkence.
"Sana okulu gezdiren benim senin gibi öküzde hayıflansın dursun."
"Hadi ama benim gibi yakışıklı bir çocuğun yanında geziyosun bence zevk alman lazım."Ne diyor bu çocuk ya ayy hemen bitsin şu işkence yakışıklı çocuk ama yani bu kadar da ego yığını olunmaz ki.
"Senin gibi bir ego yığınını yanımda gezdireceğime hiç dışarıya adım atmam,varsın olmasın yanımda yakışıklı."
"Ahh,Biliyordum beni yakışıklı bulduğunu hadi itiraf et benden hoşlandın ilk günden."Bu kadar da yüzsüzlük olmaz ne diyor bu çocuk ya.Artık sinirlerime hakim olamadım ve suratında beş parmağımın izini bıraktım.
"Sen ne edepsiz bir şeysin ya ne hoşlanıcam senden.Sakın Tolga sakın bir daha bu kadar yumuşak olmam sınıftan çantanıda al nereye oturuyorsan otur umrumda değilsin."dedim ve yanından koşarak ayrıldım ve sınıfa girdim.Merve ve Egemen'in sorduğu soruları bile umursamadım.Ondan sonra zaten derslerin nasıl geçtiğinin farkına bile varmadım,bu sürede Tolga sınıfa hiç uğramamıştı.Demek ki söylediklerim işe yaramıştı,zilin çalmasıyla sınıftan ayrıldık.Bahçe de beni evimizin şöförü Melih abi bekliyordu bizimkilerle vedalaşıp beni bekleyen araca doğru gitmeye başladım.

Sana Gelesim VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin