Parti

53 15 14
                                    

* Biliyorum bölüm geç geldi.Ama sağlık sorunlarım vardı canlarım.Ama ne demişim ben."Geç olsun ekşınlı olsun"diye demi...Vote ve yorum yapmayı unutmuyoruz ona göre. :)

     Arabaya bindiğimizden beri 10 dakika geçmişti ama daha ağzını açıpta çok güzel olmuşsun ya da buna benzer bir cümle kurmamıştı.Yalnızca her iki dakikada bir yüzüme bakıp benim ona bakmadığımı hissedince önüne geri dönüyordu.Ahh Egemen ahh seni elime geçirince o etlerini bahçendeki pitbullara atmazsam bana da Ecem demesinler.Tolga bey hala konuşmamak için yemin etmiş gibi susarken çantamdan telefonumu ve kulaklığımı çıkarıp sosyal medya hesaplarıma girdim.Gelen takip istekleri arasından Tolga Mertoğlu'nu görünce şaşırsamda hemen kabul edip bende ona takip isteği gönderdim,hayvanın takipçi sayısı İstanbul'un nüfusu kadardı be.Arabanın içini dolduran bildirim sesi ile Tolga telefonunu çıkarıp gelen bildirimlere baktı,sonra bana bakıp tekrar telefonu bırakıp önüne döndü.Onun bu hareketine göz devirip kafamı cama yasladım.Yüksek binalar yerlerini tek tük villalara bırakıyordu,zarif ince yapılı bir villanın önünde durunca parti için çok sakin bir yer olduğunun farkına vardım veTolga'ya döndüm.
"Geldik mi?"diye sorunca kafasını sallayıp gülümsedi.
"Parti için çok sessiz değil mi?"diye sorunca ürkmedim desem yalan olurdu.Bu sefer ben kafamı olumlu anlamda sallayınca bu sefer gülümsemesi daha da büyüdü.Ben gerçekten korkuyordum.Tolga bakışlarımı farketmiş olucaktı ki hemen açıklama gereği duydu.
"Korkma,ev bu evin arkası o yüzden bu kadar sessiz ön tarafta yer bulamayız diye bu tarafa durdurdum.
"Tamam hadi inelim o zaman."deyip arabadan kendimi dışarı attım.Biraz ilerleyince partinin yapıldığı yer belli oluyordu,nasıl şüphe etmiştim ki. Bir kaç adımda belimde hissettiğim el ürpermeme neden olmuştu ama sesimi çıkarmayıp ilerlemeye devam ettim.Burnuma gelen Tolga'nın kokusu beni daha da gererken kulağıma değen sıcak nefes ayaklarımı taşıyamaz hale gelmemi sağlıyordu,belimdeki el olması yerdeydim galiba.Tolga'nın cümlesiyle nefesim kesilmiş,öylece kalmıştım.
"Çok güzel olmuşsun,o kahvelerinle insanı kendine çekiyorsun bu kadar güzel olma."deyince ne diyeceğimi bilememiştim.Allah'ım ne diyordu bu çocuk tamam bir çok güzel olmuşsun cümlesi duymak istemiştim ama bu çocuk benim neden güzel olmamamı istiyordu ki,hayırdır yani kim ki bu?Dilim tutulmuş gibi konuşmak istiyordum ama konuşamıyordum,neyin etkisiydi ki bu.Noluyordu bana...
Belimdeki eli beni biraz ittirince hareket etmek zorunda kalmıştım.Eve yaklaştıkça müzik sesi daha da yaklaşıyordu.Çalan telefonumun sesini bahçedeki müzik sesinden zor duyulurken telefonu açmak için durdum.Tolga'da benimle dururken Egemen'in sesi duyuldu arkadan.

"Bende sizi arıyordum ,nerede kaldınız?"diyen bal surata daha da bir acıdım,hafta sonu ona yapacaklarımdan habersiz bir de bana hesap soruyordu.
"Bu kadar erken teşrif edecektin neden beni de almadın ki"ben böyle söyleyince Tolga'nın mırıldanışı doldu kulaklarıma.Ağzının içinde gevelediği şeyin benim yakınmam hakkında olduğundan adım gibi emindim.
"Tamam yafrum niye sinirleniyorsun ki bi daha ki sefere ben alırım seni bırakmam ellere."diye yine gıcık gıcık konuşunca karın boşluğuna dirseğimi geçirdim.
"Hay senin dirseğinin....Güzelim sana geçen yaz öğrettiğim kickboxa her gün lanet okuyorum,elin zaten ağır yaptığın hareketlerle bir gün yüzü göremeden öbür tarafa gideceğim diye korkuyorum ha."deyince kahkahama engel olamadım,galiba çok yüksek sesle gülmüştüm.Tolga yerden başını kaldırıp suratıma bakınca gülümsemem yüzümde dondu.Farkındayım iğrenç bir kahkaha tınım olabilir de nedn yüzüme vuruyorsunuz ki,çok ayıp yani.Hala gözlerinin ağırlığını üzerimde hissediyordum.Ne olurdu ki bir günde beni utandırmasalar.Yalandan bir öksürük sesi çıkarıp konuşmaya başladım.
"Hadi gidelim artık sende beni sinir etme hem Merve nerede,onu bu bilmediği yerde tek başına mı bıraktın?"
"O kendine buldu birilerini çabuk kaynaştı onunla bununla,sende Tolga'nın yanından ayrılmayın hatta benim yanımdan ayrılmayın yamyam dolu burası elimi kana bulamayın benim."Resmen Merve'yi yamyamların içine attığını açıkca belirtti.Ya başına bir iş gelse Yelda teyze ve Yusuf amcaya ne gibi bir açıklamada bulunucaktı acaba.
"Yav he he" deyip dil çıkarttım.İkisini de arkamda bırakıp evin kapısına doğru yürümeye başladım.Kapının önünde iki tane taş mı desem,yakuşuklu mu desem,meteor mu desem her ne olursa artık durmuş sigara içiyorlardı.Allah'tan arkamda Tolga ve Egemen vardı da rahattım.Açık olan kapıdan içeri kendimi attığımda belimde iki el birden belirince ürkmedim desem yalan olurdu,çünkü bu Egemen'in koruma sembolü diyebilirdik.Galiba Tolga'da korumacı bir iç güdüye sahipti.Etraf daha yeni yoğunlaşmaya başlamış alkol kokusu ve yüksek müzik sesiyle insanın beynini uyuşturuyordu.Köşede durmuş koyu sohbete dalmış bir Merve ve yanında arkası bize dönük iki erkek beklemediğim apaçık ortadaydı.Egemen de bunu görmüş olacak ki belimdeki eli hafif bir baskı uygulayarak beni o tarafa doğru yönlendirdi.İkisi korumam gibi elleri belimde yürürken beni bir stres basmıştı sonuçta hiç bilmediğimiz bir yerdeydik ve Egemen'in bir sorun çıkarsa seve seve halledeceğini biliyordum.Merve ikili arkidişin arkasında bizi görüp gülümseyince sonuç olarak arkidişlerde bizim tarafa dönmüş bulunmaktaydılar.Ayy neden buradaki uşaklar bu kadar yakışıklıydı ki.Sağ taraftaki esmer,soldaki ise kumraldı.Neyse şimdi konumuz bu değildi.Çünkü Tolga bize doğru adım atan oğlanlara doğru donuk bir şekilde bakıyor onlarsa Tolga'nın haline gülümsüyorlardı.Galiba bir yerlerden tanışıyorlardı.Tolga'nın şaşkın sesi tahminlerimi yanıltmazken birbirlerine sıkıca sarıldılar.
"Kardeşim ne işiniz var,ne zaman geldiniz?"Esmer olan arkadaş tek kaşını kaldırmış Tolga'ya alındığını açık açık belli ediyordu.
"Lan senin için Amerikalar'dan geldik senin dediğin lafa bak."Tolga bir kez daha esmer arkadaşın sırtına vurup kumral olan arkadaşla sarıldılar.
"Lan Buğra özlemişim lan sizi,Atay kardeşim şaşırdım beklemiyordum."Demek ki bunlar Amerika'dan arkadaşlarıydı.Gerçekten onun gibi yakışıklı çocuklardı,Buğra denen çocuğun yeşil gözleri gözlerime deyince aklıma Emre gelmişti.Ne yapıyordu acaba,onunda böyle yeşil gözleri vardı,neden gelmişti ki yine aklıma,aklımı kaçıracaktım yakında,ne zaman çıkacaktı aklımdan.Merve durumu farketmiş gibi yanıma gelip koluma girdi.Gözlerimdeki yaşların musluğu açılmaya yer arıyormuş gibi dolunca izin vermeyip kendimi toparlamaya çalıştım.Kendimi motive etmeye çalıştım.

UNUT!

YOK ARTIK!

O KİM Kİ KÖPEK!

BIRAKTI GİTTİ!

Kendime hatırlattığım gerçekler beni daha da güçlü yapıyordu.O yoktu,aklımda da olmayacaktı.Kendimi toparlayıp Tolgalar'a doğru döndüm.Tolga'nın onlar nasıl sevdiği,değer verdiği,özlediği gözlerinden belli oluyordu.Onlarda bana dönünce Tolga hepimizi tanıştırmış sadece doğum günü çocuğuyla tanışmamıştık. Tolga'nın yönlendirmesiyle az önceki oturduklar yere geçip oturduk.Atay ile Buğra yan sağ tarafımıza otururken Egemen ile Merve sol tarafımıza oturmuş bizi ortaya atmışlardı.Oturduğumuz yere doğru gelen kahve gözlere sahip,uzun boylu çok esmer olmayan bir yakışıklı.Ne çok yakışıklı vardı burada yahu.Kızlarda bir şeye benzeseler içim yanmayacak.
"Hoşgeldiniz kuzen"Tolga'nın kuzeni yani doğum günü çocuğu buydu galiba.
"Hoşbulduk kuzen,Merve ve Egemen'le tanışmıssın zaten bu da Ecem,Ecem bu da doğum günü çocuğumuz Yiğit."Tokalaşmak için kaldırdığım elim Yiğit'in dudaklarına doğru ilerlerken Tolga öksürük krizine girmiş,kalktığı yere geri oturmuştu.
"Tanıştığıma memnun oldum,Ecem Hanım."Ben bu kadar yakışıklı,karizmatik adamın içinde ölmezsem bir daha ölmezdim.Taa ki Egemen yine kendini gösterene kadar.
"O da memnun oldu Yiğit."Kolumdan çekip Tolga'nın yanına oturtturdu.Yiğit bir bana bir Tolga'ya bakıp sırıttıktan sonra;
"İçecek bir şeyler gönderiyorum."Tolga cevap vermeyip sadece baş sallamakla yetinmişti.Karşı masadaki kızların bizim oturduğumuz yere doğru bakıp bir kahkaha patlatmaları sinirlerimi germişti.Tolga yanımdan kalkıp karşı masaya doğru ilerleyince daha da bir gerildiğimi hissetti,oturamıyormuydu yerinde ki.Çakma sarışın olan ki her halinden belliydi,dip boyası yaklaşıyordu çünkü,her neyse Tolga'nın yanağına bir öpücük bırakıp kolundan tuttuğu gibi dans etmek için ayarlanmış yere doğru ilerlediler.Bizi buraya getiren kendisiydi,çıkıp gidende kendisiydi.Önüme bırakılan içkiyi tek dikişte kafaya dikerken,boğazımı yırtar gibi bir his bırakması umrumda bile değildi.Çantamı Merve'ye uzatıp;
"Ben tuvalete gidiyorum,gelirim birazdan."Tabii tuvalet denilen yeri bulabilirsem,Tolga Bey'in çakma sarışınla keyfi yerindeydi ona soramazdım.Aaa acaba sevdiği kız bu muydu?Neden olmasındı ki,neyse beni ilgilendirmiyordu.Biraz ileride oturan çocuklara doğru ilerledim.
"Ya kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama tuvalet nerde bu evde."Uyuşmuş dilimle kelimeleri nasıl telafuz ettim bilmiyordum ama ikiside birbirine bakıp sırıttılar.
"Güzelim buyur ben göstereyim sana tuvaleti."diyips sarsak adımlarla ayağa kalktı.Önümdeki masadan bir bardak daha bulduğum içkiyi fondipleyip bana tuvaleti gösterecek oğlanın arkasına düştüm.Evet mecaz anlamda diğil ha alışkan olmayan bünyem yüzünden içtiğim iki bardak içki bana ağır gelmişti,düşerken oğlan tutmuştu kolumdan.Arka tarafa dönüp dans edilen yere baktım.Şimdi tam sarmaş dolaş olmuşlardı.Kızın burnu Tolga'nın boynunda yer alırken benim en sevdiğim kokuyu şimdi o çakma sarışın şıllık çekiyordu içine.
"Hadi güzelim ne bekliyoruz."diyen çocuğun yanımdaki varlığını unutmuş,Tolga'ya dalmıştım.Sarsak adımlarla yanımdaki çocuğun yanında yürümeye çalışıyordum.Merdivenlerin önüne geldiğimizde çıkmak için bir adım atmıştım ki beceremeyip sarsakladım.
"Gel güzellik iş bana düştü."Beni kucaklayınca ağzımdan kaçan çığlığa engel olamadım.
Çok geçmeden önümüzdeki kapıyı hafif eğilerek açtıktan sonra ikimizide içeri soktu.Ama burası tuvalet değildi ki.Endişe damarlarımda fink atarken çocuk beni yatağın üstüne attı.Damarlarımda gezen alkol ve endişe beni gererken ne yapacağımı bilmiyordum.Yavaş yavaş yatağa doğru adımlayan manyak herifle bende ayaklarım el verdikçe yatakta ileriye doğru gitmeye çalışırken sendeleyip yatağa geri düşünce piç herif zaman kaybetmeden üstüme çıkmıştı.Dudakları boynuma doğru hareket ederken bağırışlarım,ağlayışlarım umrunda değildi,zaten neden umrunda olsundu ki.Şu an bu anı yaşamaktansa ölmeyi yeğlerdim.Keşke yerimden hiç kalkmasaydım.Keşke Tolga denen gereksiz herife uyupta bu partiye gelmeseydim.Dudakları boynuma değmesine ramak kala açılan kapıyla üstümdeki ağırlıkta yok olmuştu.Burnuma dolan koku Tolga'nın geldiğini basbas bağırırken,bedenim uyuşmuş gözlerim daha fazla açık kalamamıştı.Son duyduklarım Merve ve Egemen'in Ecem diye bağırışları ve yumruk sesleriydi.Gerisi zifiri karanlık....

*Vote ve yorumları unutmuyoruzzz.
*Şu bana ana avrat düz gidiyosunuz ama napayım hakketi o Tolga.
*Bakalım o kıza bişey olsaydı,vicdan azabıyla nasıl yaşayacaktı?

Sana Gelesim VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin