sevmek tatlı olduğu kadar da acıdır da, ben hiç sevmekten vazgeçemedim. çünkü karanlık günlerimi aydınlattı, hiç yarınlara olamayan umutsuzluğumu yıktı. çok şanslı biri olduğumu biliyorum. evet sevdiğim bir kiz var. tatlı mı tatlı bir sevdiceğim var. Ayşem seni çok seviyorum dememle hayat yeniden başlıyor bizim için çünkü bizim aşkımız karşılıklı, biz ölümüne seviyoruz biz aşkımızı mecnun gibi çöllerde, ferhat gibi dağlarda haykırmadık. biz aşkımızı. birbirimize haykırdık. hani biz diyoruz yaaa sevmenin acısı da tatlısı da güzel diye. ben acıyı da tatlıyı da Ayşemle bir ömür yaşamaya varım. ama bunu zaman gösterecek ben Ayşemle evlenmeye karar verdim. yanına gittim bir demet gül aldım. evlenme teklifi yaptım. Ayşem ben seni sevmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim. vazgeçersem mezarımı sen kaz ve kazdığın mezarda bir yüzük çıkacak karşına o yüzüğü alıp bir ömür benimle o mezara kadar var mısın. dememle aysenin gözünden yaş aktı ve Ayşem: özür dilerim askim ama yapamam bunu kabul edemem. beni affet. diyerek arkasına bile bakmadan gitti. beni yıktı Ayşem. niye bunu yaptı niye. hani biz ölümüne seviyorduk. hani acısıyla tatlısıyla benimle bir ömür vardı. simdi ne değişti. ama öğrenmek zorundayım Ayşem asla beni bırakıp gidemezdi.
kalktım evine gittim. gitmez olaydım gördüğüm manzara beni benden aldı. hayır Ayşem olamaz bu. buuu benim Ayşem olamaz yanına gittim mutlaka bir açıklaması vardır diye düşündüm. ama bu manzaranın ne açıklaması olabilir ki.
baska bir adamın kucağında eve girdi. allah kahretsin. benim sevgim bu kadar mı değersizdi baska biri için beni mezara gömmeye değer miydi beeee Ayşem. o anda kafama bir kurşun sıkmışçasına bittim. arkamı döndüm aydınlık olan dünyam bir anda karardı. yarinlara olan umudum bir anda bitti. neden beni sensiz bıraktın. sevgim ikimize yetmedi mi Ayşem sen benim kalp atışımdın hani. hani kalp atışlarımız bizim bir ömür şarkımız olacaktı. hepsi yalan mıydı. allah kahretsin ben insafsız birini sevmişim meğer. iki yıl geçti aradan içimdeki acı hic bitmedi. kalbim atmaz oldu. bir ölüden farksızdım. o günden beri hic haber alamadım Ayşemden. ne haber alacam şimdi evlenmiştir. bende kendimi toparlasam iyi olur. sevgimi değmeyecek biri için kendimi iki yıldır niye eve kapatıyorum ki. ki değmeyecek biri icin. neyse artık karanlık dünyamdan çıkmalıyım. kader beni artık aşkla yanyana getirmesin amin. hayat sıkıcı nereye gitsem Ayşemle anılarımız var. gozlerimden yaş akıyor, o yaşlar sel olup içinde bogulmak istercesine içim acıyor . gidecek yer bulamıyorum
nefesim yetmiyor artık tek nefes alabileceğim yer mezarlık oraya gitmeliyim. ölüyüm, ölünün yeri yurdu mezarlık zaten. yavaş yavaş yürüdüm soluduğum havanın bile tadı yok ahhh beee Ayşem ne kadar özlediğimi bilmiyor musun. sana sevgim bu mezara kadardı. hani nerde Ayşem. dünyamı başıma yıktın. mezarliga girdim. nefesim kesildi. içim bin kat daha acıdı. her zamankinden daha kötü oldum. bi anlam veremedim. ben zaten mezarliktan korkan biri değildim
ama nefes almakta zorlandım. birden gözümün önünde Ayşem bir film şeridi gibi geçti. icim paramparça oldu. bir ölüden farksızdım. tamda yerime geldim. ama aglamamla yere yığılmam bir oldu. başımı bir mermere koyup ağladım. ve başımı hiç mermerden alamadım direk uyuyakaldım. bir süre sonra birinin bana seslendiğini fark ettim. gözlerimi açtığımda karşımda bir adam duruyordu. mezar bekcisiydi. evladım uyan hava soğuk birazdan yağmur yağacak evine git. bu kız kim. sevdiğin mi yoksa akraban mı dediği an mezar taşına baktım. ve Mazar taşında yazılı olan isim. hayır isim ve soyisim benzerlegi dedim. kendi kendime. sonra yaşlı adam: zavallı kız verem olduğu için kendini bir odaya kilitlemiş. kimsenin onunla iletişime girmesine dahi izin vermiyormuş. bahtsız kız. ah evlat bu dünyada her ölümün, her ayrılığın, her şeyin bir sebebi vardır. bu kız kim bilir sevdiklerini kendinden uzaklaştırmak için kac kişinin kalbini kırmıştır. ama kendisi icin yaptığını düşünmüyorum. annesi burda ne kadar feryat etti. kızım niye senle bu hastalığı yaşamana izin vermedin diye haykiriyordu ahh evlat böylelerine can feda. basin sagolsun evladım. dedikten sonra gitti ama Ayşem ölmüş olamaz. herşey yalan mıydı, ben bugün başımı onun mezar taşına mi bırakıp uyudum. Ayşem sen niye ikimize kıydın. hani mezara kadar sevecektik bu mu aşkımız, bu mu sevdamız
hayır hayır bu olamaz elime bir avuc toprağını aldım. kokladım sonra avucumu havaya kaldırarak toprağı tane tane döküp ağladım ama topraktan büyük bir tanecik düştü. bu büyük tanecik yüzüktü. benim ona yaptığım evlenme teklifiyle ayni manaya gelmiş mezardan çıkan yüzüğü alıp benimle bir omur var mısın? demiştim Ayşem bizim kalp atışlarımız bizim şarkımız olacaktı suan tek bir atış duyuyorum şarkımızın sesi kısıldı beeeee Ayşemmmmmmmmmmmmmmmmm
ve selim bu acıya daha fazla dayanamayarak şarkının sesini tamamen kapattı. artık ortada ne iki kalp nede tek kalp kaldı.
.....evet arkadaşlar hikayelerimde hep sonu mutsuz bitiyor ama ne yapim iki kalp bir olmuyor daaaaa. gercek aşkı umarım hikayelerde değiştiren siz değerli okuyucularım olursunuz