GİRİŞ

1K 73 7
                                    

Multimedyada tanıtım videosu var.


   Güneş tam tepeye ulaştığında salondaki tüm uğultu kesildi. Sırtındaki beyaz peleriniyle ve yerlere sürtünen elbisesinin etekleriyle içeriye giriş yapan Kral ve Kraliçe yerlerine geçtiklerinde büyük demir kapı açıldı ve dört koruyucu içeriye adımladı. Koca salondan tek çıt çıkmazken yerden yankılanan ayak sesleri tüm salonda duyuluyordu. Gözler gelenlerin üzerinde gezindi. Dört muhteşem koruyucu melek yeminlerini etmek üzere huzura getirilmişlerdi. Dünya adıyla Gölge, Ezel, Araf ve İris...

   Phontalin'in dört gözde meleği görevlerini almak için yemin törenindeydiler ve en önemli görevi almak üzere bekliyorlardı.

   "Hepiniz hoşgeldiniz. Bugün burada hepimiz bir yemin töreni için toplandık. Bu güzel evlatlarımız kutsal bir yemin etmek üzere burada bulunmaktalar. Başlayalım."

   Phontail o muhteşem devasa kanatlarını açtığı an tören başladı. Dört koruyucu melek tek dizinin üzerine çöktü, bir yumruğunu yere savururken bir kolunu dizinin üzerine koydular ve başlarını eğerek selamlarını verdiler. "Siz, Phontalin'in Koruyucu Melekleri! Bugün burada bozamayacağınız bir yemin üzerine bulunmaktasınız. Herkesin huzurunda bu görevi kabul ediyor musunuz?"

   Dördü de hep bir ağızdan "Kabul ediyoruz!" diye bağırdılar. Phontail elindeki mızrahı yukarı kaldırıp yere vurdu. Ses odada yankılandı. "Göreviniz! Ardena Prensesini her an her tehlikeye karşı korumaktır. Onu bulacak ve ölene dek koruyacağınıza yemin ediyor musunuz?" Tüm gözler Phontail'in üzerine çevrildi. Kraliçe Elizabeth şaşkınlıkla Phontail'ine bakıyordu. "Prenses Aurora doğumunda öldü, olmayan bir prensesi korumalarını nasıl istersin?" diye çıkıştığında salonda ki sessizlik tamamen bozuldu. Şaşkınlık nidaları bir uğultuya dönüştüğünde Phontail "SESSİZLİK!" diye adeta kükredi. Sesi salonda patlama etkisi gösterdiğinde tüm salon tekrardan ölü bir sessizliğe gömüldü.

   Gölge başını kaldırdı ve "Ama baba..." Sözü yarıda kaldı. Phontail keskin bakışlarını Gölge'nin üzerine çevirdiğinde anında susup başını yere eğdi. Ne de olsa inkar etme gibi bir imkanı yoktu. Ne deniliyorsa, ne emrediliyorsa onu yapmak zorundaydı. Başka seçeneği yoktu. Ama aklı karışmıştı. Herkes Ardena prensesinin o savaşta öldüğünü biliyordu, şimdi ise onu bulmak ve korumak için yemin törenindeydiler. Aklı almıyordu. Diğerleri de buna dahildi. Hepsi şaşkın ve bir hayli heyecanlıydılar.

   Yemin edilip enselerinde yemin mührü belirdiğinde artık geri dönüşü olmayan bir göreve gitmek üzere hazırlandılar. Bu günden itibaren koruyucu melekler kanatlarını açarak dünyaya gitmek üzere geçitten geçtiler.

___

Herkese merhaba! Bu Ölümsüz'ün giriş kısmı olmak üzere diğer bölümler tamamen değişerek tekrardan yazılacak. Kurgu tam olarak değişmeyecek ama yepyeni bir kalem ile buluşacak bu yüzden bu bölümden sonrası eski kalem olduğundan isteğe göre okuyup okumamak size kalmış. Bölümler şimdilik yayımlanmayacak, eski bölümler burada durmaya devam edecek. En yakın zamanda yeni kalemden yazılmış bölümleri yükleyeceğim. İyi günler diler sağlıcakla kalın. 

ÖLÜMSÜZ - Koruyucu MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin