Endişeli

322 24 14
                                    

Steve, Fury'nin büyük odasında, masanın karşısındaki sandalyeye oturmuş, kollarını kavuşturmuş karşısındaki sinirli direktöre bakıyordu. Mavi gözler, sinirle masanın üzerinde ritim tutan ellere takılmışken, Fury sağ eliyle masaya vurdu.

"Ne yaptığını sanıyordun?! Peggy'e bir şey olabilirdi." 

Yüz başı da bunu biliyordu. Fakat yine de yapmıştı. Çünkü bir saniye daha dayanamazdı onun buzlar içinde durmasına. Şimdi en azından onu daha yakından görme şansına erişmişti. Buzların arkasından değil, yüz yüze, tam karşısında.

"Evet olabilirdi, farkındayım Fury. Ama olmadı, ne yaptığımı biliyorum ben."

Bu tavırlarıyla Steve, genç bir asi çocuğu anımsatıyordu. Fury ise masanın üzerindeki ellerini kaldırıp kavuşturdu. Steve'in gözleri içindeki duyguları sezmeye çalıştı. Aşkı, sevgiyi, bağımlılığı sezdi. Bu, Steve'e  göre oldukça normal şeylerdi, fakat bunları en doruk noktasında hissediyor olması normal değildi. Bunu düşünerek, yaptığı yanlışı affetme kararı aldı adam.

"Bunu yaptığın kişi Peggy olduğu için, affettim. Fakat bir daha buzun içindeki adamlardan birini yumrukların ile almaya çalışırsan sonu kötü biter Rogers."

"Emin ol, başka buzun içinde biri daha kalmamıştır Dünya içinde."

"Hava bükebilen kel bir çocuk?"

"Ne?" 

"Boş ver." 

Steve ayağa kalktı ve arkasındaki kapıya doğru yöneldi. "Ben gidiyorum Fury. Peggy'nin bir şeye ihtiyacı var mı diye bakacağım." Adamın, fark edileceğini bildiği halde yalan söylüyor olması Fury'i güldürüyordu. Steve'in, ona olan aşkını yıllar boyunca saklayabilmiş olmasına şaşırıyor, bir yandan da gülüyordu. 

Sağ kolunu, koltuk altından çekti ve işaret parmağını salladı. "Hayır Rogers, sen oraya ihtiyacı için gitmiyorsun. Senin ona ihtiyacın var, bunu bilmediğimi sanma. Peggy'den bahsettiğim en ufak anda bile bütün duyguların alt üst oluyor."

Yüz başının buna bir cevabı olmadı, omzunun üstünden, göz ucuyla Fury'e bakarken, aniden odadan çıktı ve orayı terk etti.

"Çok güzelsin." 

Steve, Peggy'i kendi evine getirmiş, yatağına yatırmış ve onu kıyafetlerinden arındırmıştı. Şimdi vücuduna keşfe çıkmıştı, dilini ve ellerini kullanarak. Dudaklarını, kızın vücudundan her çektiği zaman bunu söyleyiveriyordu. Peggy, Steve'in kısık ama etkileyici konuşma tarzı sayesinde, Steve'in kondurduğu öpücüklerinin keyfini daha büyük bir haz ile alıyordu.

Sarışın adamın elleri, kumral kadının vücudunda gezinirken, alta yatan kişi Peggy olmuştu. Steve onun narin ve pürüzsüz vücudunu iki bacağı arasına almıştı bile. Her şey çok hızlı olup biterken çiftin birbirinden aldığı zevk inanılmazdı.

1930'lu yılların verdiği çulsuzluk, kirlilik ve yoldan çıkmışlık şehrin dışında kendini belli ederken, ikisi de o an şehirde olan bitenleri sallamıyordu. Dikkat ettikleri tek şey, ona hiçbir şeye dikkat etmiyor oluşlarıydı.

Kadının kısa saçları beyaz yastığa dağılmış iken, Steve onun iki elini tuttu ve yüzüne yaklaştı. Dudaklar buluşup birbirlerine ufak bir öpücük bahşettikten sonra, Peggy, inlemeleri arasında fısıldadı. "Steve, yap şunu. Daha fazla dayanamayacağım."

Peggy'nin dayanamıyor olması Steve'in hoşuna gidiyordu, daha zevk almasına yol açıyordu. "Emin misin? İstersen evlenene kadar böyle kalabilir." Peggy ise bir daha inledi ve emin olduğuna kanaat getirdi.

Son Öpücük | SteggyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin