#Skylar Grey - Words
Lütfen, okumaya başladığınız tarih ve saati buraya bırakınız.
Keskin, hırçın sular durulduğunda herkes köşesine çekildiğinde başlıyordu benim için hayat.
İstanbul'un göz kamaştırıcı manzarasına iç çekerek baktım. Gökyüzünde ki dolunay bana gecenin ne kadar tehlike koktuğunu anlatıyordu. Cebimde beni rahatsız eden paketi çıkarıp kalan son sigaramı elime aldım. Son paket ve param yoktu.
İnce dalı dudaklarım arasına yerleştirip kibrit yardımıyla yaktım ve boğazımı delip geçen tadı bir kez daha doldurdum ciğerlerime. Bu tepeyi çok seviyordum, kimse yoktu ve her şey bana kalıyordu.
Kasım'ın inatçı soğuğuna inat oturuyordum burada. Her şeye, herkese inat.
Dolunay'ın rengiyle zehirli duman ardarda birleşirken eşsiz güzelliği baktım.
Bazen, gece olmak gerekirdi. Ya tam dolunay olacaktın, ya da hiç.
Kolumda ki saate bakıp epeyce geç olduğunu anladım. Annemin de dediği gibi, geç saatte bir kızın dışarı çıkması tehlikelidir.
Annemin varlığına o kadar alışmıştım ki, yokluğu ağır geliyordu.
"Ah be, Ayten sultan neden yalnız bıraktın beni? Neden içime saldın bu hırsı?" kendi kendime söylendim. Parmak uçlarım üşüyünce elimde bitmek üzere olan sigarayı söndürüp attım.
Yoldan gelen köpek sesleri ve, denizin hırçın dalga sesleri hariç hiçbir ses yoktu. Ellerimi ceketimin cebine koyup başımı yana yatırdım.
Nefesim havaya karıştığı an, buhar olup gidiyordu. Sessizliği bozan ayak sesini duyunca başımı arkaya çevirdim. Birisi buraya doğru geliyordu. Cebimde olan korunmak amacıyla taşıdığım biber gazını kontrol ettim. Adam yanıma gelince bir şey demedi.
Ceketinin şapkasını başına çekmişti ve bu karanlıkta zor görüyordum. Elleri cebindeydi. Yavaşça yanıma oturunca kaşlarımı çattım. Yine de sessiz olup ona bakmaya devam ettim.
Elim hâlâ biber gazının üstündeydi.
Bana bakmıyordu, aksine benim az önce yaptığım gibi denize, ve gökyüzüne bakıyordu. Siyah kirli sakalını gördüm güzel bir burnu vardı. Uzun bacakları ve aşırı sayılmayacak şekilde yapılı ve vücudu.
Bacaklarımı kendime çekip temkinli hale geldim. Şapkası olduğu için yüzünü hâlâ görememiştim. Konuşmuyordum da.
Uzun bir sessizlik oldu, ikimizde aynı yere odaklanmıştık.
Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama, bayağı geçtiği belliydi. Belki de buradan kalkıp gitmem gerekirdi ama nereye, ve kime?
Adam elini ceketinin cebine atıp bir şeyler aradı. Aradığını bulduğu an elindekine baktım.
Açılmamış bir sigara paketiydi. Paketin poşetini açıp kenara fırlattı ve kapağını açtı.
Ve ben hâlâ onu izliyordum.
İçinden bir tane alıp, dudaklarının arasına götürdü. Elinde ki çakmakla ucunu aleve verip derin bir nefes çekti. Ardından, sigarayı bana doğru uzattı hâlâ bana bakmamıştı.
Tereddüt etsem de elinde ki sigarayı aldım. O paketten ikincisini çıkarttı ve kendisi için tekrar yaktı. Ben verdiği sigarayı içerken o da içmeye başladı.
"Kimsin?" dedim sonunda pes edip. Yüzünü yavaşça bana çevirip baktı. Dolunay'ın ışığıyla çözebildiğim kadar, koyu kahverengi gözlerini üzerime dikti.
Yüzü güzeldi, en az gece kadar. Kemikli ve belirgindi. Gözünün altında belirgin bir iz vardı, jilet veya kesik gibi. Dolgun dudakları açılıp kapandı.
Konuşmak istiyor, sonra vaz geçiyordu.
"Hiç kimse," sesini duyduğum an irkildim. Sesi kulakta büyük bir etki bırakıyordu. "Doğru bir cevap değil," dedim ona karşın incecik çıkan sesimle.
Bu sigara ağır gelmişti boğazımın acısından hissetmiştim.
"Sadece durup, manzaraya bakmak istiyorum. Senin kim olduğunda beni ilgilendirmez. Bu anın tadını çıkar, ve sus." uzun konuşması ardından donup kaldım.
Ben annemin kızı, Elfida'ydım. Benim karşımda böyle konuşabilen nadir insandı bu adam.
"Sen kimsin de bana böyle konuşuyorsun? Ne cesaret?" Sesim yüksek çıkmamıştı ama aşağılayıcı bir tavır olduğu belliydi.
Gözleri üzerime sabitlenince olduğum yere sinmek istedim. Ama duruşumdan asla ödün vermedim.
"Kuyruk acını benden, çıkarma. Yakarım seni, cidden yakarım." bitmemiş olan sigarasını atıp yeni açtığı paketi yanıma bıraktı ve ayağa kalktı.
"Geri zekalı," diye söylendim. Üzerini çırparken bana baktığını hissediyordum.
"Dengesiz," dedi ve elinde ki çakmağı da kucağıma atıp hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Paket ve çakmağı elime alıp oturduğum yere iyice sindim.
Kimdi bu adam?
**
KASABA GÜZELİ finalinden sonra, bölümler gelecektir. Sadece tadını alın diye yayınlamaya başladım.
Yeni kurgu, yeni bir başlangıç. Kitabın ilk cümlesi yeni doğan bir çocuğu temsil eder.
Anlayışlı olacağınızı umuyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELFİDA
Teen Fiction"Manolya çiçeği gibisin Elfida, o kadar narin görünüyorsun ki... Herkes sana bakıyor. O kadar güzel kokuyorsun ki; soluduğum an nefesim kesiliyor. Ama, sana dokununca hem kendini hem de dokunan kişiyi yakıyorsun. Öldürüyorsun. Sen tehlike kokuyorsun...