0.2

211 14 6
                                    

Özlediğim okurlarıma ithafen;

Bazı şeylerin benim için anlamı oldukça büyüktü. Her şeyin mükemmel olması için uğraşır, çabalardım. Yaşadığım şeyler kolay değildi, bunu biliyordum. Kalbim, gözlerimi yönlendirmekten sıkılmıştı. Bazen bu dünyaya ait olmadığımı hissediyordum.

Çünkü; bu dünya yaşanılası bir yer değildi.

Önüme düşen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Yüksek ses, insanların yalancı kahkahaları beni bunatıyordu. Genç kadının içkisini uzatırken yüzüme bakmaması hiçte umurumda olmamıştı. Boş bardakları ayarlarken benimle aynı duyguları hisseden Sarp'la göz göze geldik.

"İyi misin?" dedi dostça gülümsemesi eşliğinde. Başımı sallamakla yetindim. İnsanlar büyük mekanda göz alıcı ışıkların altında kendinden geçercesine dans ediyor, kimse ne yaptığının farkına varmıyordu. Tüm bunları düşündüm. Acaba herkesin bir acısı var mıydı? Yaşadıklarını nasıl hazmedebiliyorlardı? Bu kadar kolay olması şaşırtıcı değil miydi?

Tamam, acıyı çeken sadece ben değildim ama, insanlar en azından gözlerinden belli edemez miydi? Hakim olduğum bir ses kulaklarımı doldurdu. "Nasıl gidiyor?" Mekanın sahibi olan Hakan bey yanıma yaklaşmış, kendine bir içki doldurmuştu bile. "Elinizdekine ihtiyacım var." içkisinden içmeyerek bana uzattı. Hakim olduğum tadın boğazımı yakıp geçmesine izin verdim. "Gayet iyi, severek yapıyorum." dedim ardından. Cevap vermeyerek insanlara bakmaya başladı. Kalan son yudumu da içerek gelen adamın siparişini hazırlamaya başladım. Limon dilimini yanında uzatırken bana göz kırpması sinirimi bozmuştu. "Dikkat çekiyorsun," dedi gözlerini üzerimde gezdirerek. Ultra mini eteğim ve dekoltesi açık olan tişörtüme baktı. Gülümsedim, "Alışacağım... Yani, umarım."

Başını, anladım gibisinden sallayarak yanımdan uzaklaştı. Gözlerim ışıkların içinde gezinip duruyordu. Ne bekliyordum? Ne olabilirdi ki? Birikmiş bardakları ikişer şekilde alarak arka tarafa uzattım. Sanki orası daha iyi gibi geliyordu. En azından insanlarla muhatap olmuyordun. Saat epey geç olmuştu ve bu eğlence hiç bitmeyecek gibiydi. Ortamda yükselen sesler kulağımı sağır edecek gibiydi. Barın yanına iki kadın yaklaştı. O kadar güzellerdi ki biraz inceleme fırsatı tanıdım kendime. Beyaz, vücudunu saran askılı elbiseli kadın tüm zerafetiyle bana baktı. "Viski," dedi kibar bir şekilde. Gülümseyerek, "Tabi," diyebildim sadece. İstedikleri içeceği ayarlayıp önlerine doğru uzattım, gülümseyerek alıp, tadına alıştıkları şeyi hızla içmeye başladılar.

Elimdeki bezle masayı silmeye başladım. Yanımda olan bana epey desteği olan Emre gözüme çarptı. Yanına usulca ilerledim. "Emre," dedim ona bakarak. Koyu kahverengi gözleriyle gözlerimi buluşturdu. "Elfida," bardağı önüne itekledim.

"Sigaraya çıkmam lazım." dedim ne istediğimi belirterek. Bana göz kırparak başını salladı. "Tabi, sen git idare edebilirim." Ona teşekkür gülümsemesi atarak arka tarafa geçmeye başladım.

Ses azalmıştı dışarıda ama hala duyuluyordu. Yüzüme çarpan açık hava rahatlamamı sağlamıştı. Derin bir nefes aldım. Elimde ki sigara paketini açarak bir dal çıkardım ve çakmakla ucunu yaktım. İçmeye başlarken kenarda ki çift dikkatimi çekmişti. Kafaları güzel bir şekilde çok samimilerdi. Bu halleri beni gülümsetmişti. Bazı insanlar gerçekten şanslıydı. Bu dünyada sevdiğin birisini bulmak kadar güzel ne olabilirdi ki? Birbirine sadık, birbirini seven iki insandan başka huzur veren ne olabilirdi?

Ayak sesleri gelince yaslandığım yerden doğruldum. Genç bir adam gelmişti yanıma. "Merhaba." Dedi etkileyici ses tonuyla. Savrulmuş saçlarımı arkaya attım. Çok sade bir yüz ifadesiyle adama baktım. "Merhaba," dedim soru sorar bir tavırla.

"Burada işe yeni mi başladınız?" Esmer, benimle aynı boyda olan genç adam meraklı gibiydi. "Evet," dedim kesitirip atar gibi. Vücudu tamamen bana doğru dönüktü. Başını biraz indirip, tekrar gözlerini benimle buluşturdu. Gözlerine bakınca rahatsız oldum ve gözlerimi kaçırdım.

"Rahatsız olduysanız gidebilirim." Masum gibi yaklaşıp neyin peşinde olduğunu anlamıştım. Yani tüm erkekler zaten böyle değil miydi? Fazla cesur, kendinden emin? "Oluyorum tabi de, neden benimle konuşuyorsunun?" Bunu sormam lazımdı. Asıl amacını bilsem de onun ağzından duymak, onu küçük düşürmek istemiştim. "Aslında, tanışmak için yanınıza yaklaştım. Merak ettirici bir yapınız var. Ulaşılması zor bir insan gibisin. Seni tanımak isterim."

Bitmiş olan sigaramı yere atarak ayağımın ucuyla ezdim. Başımı hafif yana döndürerek üzerimde ki bluzu düzelttim. Epey gürültülü bir fren sesi geldi aniden. Bu ses üzerine irkilmiştim. Siyah lüks bir araba durdu aniden önümüze, ne olduğunu anlayamamıştım. Arka kapı hızla açıldı, içinden bağırış sesi geliyordu. Korkmuştum, ayaklarım bir adım geri attı. Yüksek sesle bağıran adam kapıyı hızla açtı ve içinden sanki bir çuval atıyormuş gibi bir adamı fırlattı. Tekrar son gaza basarak arabanın tekerlerini çığlık attırdı. Yere düşen adam acı çekiyor gibiydi. Dur bir dakika, bu adamı tanıyordum.

Geçen geceler de ben otururken yanıma gelip bana sigara veren adamdı bu. Yüzünde ki izden tanışmıştım. Yanına doğru eğildim. Acıdan kıvranıyordu. Ne yapacağımı bilememiştim. "Yardım et," dedi tanıdığım o ses. Gözlerimiz birleşti, ağzından akan kanla gözlerim irice açıldı. "Yardım et," dedi tekrar. Ne yapacağımı bilemez şekilde etrafa bakındım.

Ne yapacaktım şimdi ben?

*****

Yorumlarınızı bekliyorum. Uzun bir ara verdiğim için çok zorlanıyorum, iyi kötü sizin yorumlarınızla toparlayacağımı düşünüyorum.

Sizi özlemişim.

SALİHA KARDAŞ

❤️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 05, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ELFİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin