Yerde ki taşlara tekme ata ata yürüyorsundur.
"Ağlama (adın), sakın ağlama" dolmaya başlayan gözlerini ovuşturursun.
'Artık arkanda bir ailen yok (adın)'
Annenin sözleri aklına geldiğinde ağlamana engel olamazsın. Ailene türkiye'ye dönmek istemediğini söylediğinde baya bir olumsuz karşılamışlardır.
"Ağlamayıp ne yapıcaksam, artık yapayalnızım" kendi kendine konuşurken etrafına bakmak aklına bile gelmez. Korna sesleri duymanla kolundan tutulup geri çekilmen bir olur. Sımsıkı yumduğun gözlerini yavaş yavaş açarsın
"Delirdin mi sen? Ne diye etrafına bakmıyorsun? Ben olmasam ölücektin" çocuk endişeyle konuşunca ağlaman şiddetlenir.
"Özür dilerim biraz sert çıkıştım" çocuk sana sımsıkı sarılır.
"Niye kurtardın ki beni? Keşke ölseydim"
"Ya sen çok kötü gözüküyorsun, gel bildiğim bir kafe var oraya gidelim"
Kafanı olumlu anlamda sallarsın. Çocuk senin omuzuna elini koyup seni yönlendirir
"Bu arada ben mark"
"Bende (adın)" mark gülümser
"(Adın) demek, söylemesi biraz değişik"
Sende içinde ki binlerce ton acıya rağmen gülümsersin. Kafeye geldiğinizde iki kişilik bir masaya oturursunuz, iki tane kahve söylediğiniz de mark arkasına yaslanıp konuşur
"Açsan yemek söyliyeyim buranın yemekleri bir başka oluyor"
"Yok teşekkürler"
"O kadar içli ağlıyorsun ki benim bile ağlayasım geliyor ne oldu?" Mark'ın sorusuyla gözlerin tekrar dolar
"Hiç yapayalnız kaldığın oldu mu? Güvendiğin, arkanı yasladığın herkes'in seni yüzüstü bıraktığı oldu mu?"
"Oo mevzu derin" der mark masaya dirseklerini dayayıp ellerini yanaklarına koyarken.
"1 ay önce güney kore'yi çok merak ettiğim için buraya geldim daha sonra burayı çok beğendim ve ev tuttum daha sonra burada kalma fikrimi aileme söyledim ama çok kızdılar ve artık arkamda olmayacaklarını söylediler"
Mark ellerinden birini tutar.
"Merak etme ailen biraz düşündükten sonra sana hak vericeklerdir, içimden bir ses senin için herşeyin çok güzel olacağını söylüyor" için rahatlarken boşta olan elinle gözlerini silersin ve gülümsersin. Kahveleriniz geldiğinde mark elini geri çeker.
"Yalnız kaldığını söylemiştin ya, arkadaşın yada sevgilinde mi yok?" (Kıvırtmadan sevgilin varmı diye sorsan da olurdu mark hsnzbz)
"Hyr yok, daha geleli bir ay oldu burada tek tanıdığım kişi tur rehberim"
"Birde ben varım"
Kahvelerinizi içtikten sonra kafeden çıkarsınız
"İzin ver evine kadar sana eşlik edeyim"
"Olur" birlikte yolda yürürken mark konuşmaya başlar
"Yarın birlikte bir şeyler yapalım mı? Benim içim sana çok ısındı" (dışımda soğudu. Şimdi yapmasam olmazdı dhsjch)
"Aslında yarını ağlayarak geçirmeyi düşünüyordum ama olsun, yapalım"
"Tamam ben seni 10:00 gibi alırım"
Başını sallarsın, o sırada evine gelirsiniz. Evini görünce tekrar duygulanırsın, gözünden bir damla yaş düşünce mark eğilip gözyaşından öper
"Hmm tuzluymuş"
"Ya salak" diyip gülersin.
"Ağlama artık ya, hadi gir evine yarına daha dinç görmek istiyorum seni"
Anahtarını çıkartıp kapıyı açarsın o sırada mark arkandan bağırır
"Her şey düzelir! Takma kafana!" Gülümseyip evine girersin. Mark'ı düşünürken annen arar ve fazla tepki gösterdiğini, seni kırdığı için özür dilediğini söyler. Belki de mark senin için gönderilmiş harika bir insandır.
Yeni bir aşk mı doğuyor sayın okurlar! wuhuu hsnzbsnhdkaj
Ben önceden yazdığım jackson bölümünden sonra gazeteciliğe sardım shaknsjakznam
Bölümleri beğeniyormusunuz ahgasecikler? 💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOT7 İle HAYAL ET
Fiksi PenggemarBir shipper ne kadar hayal et yazabilirse işte djzjdhsjnxchjzn