Multi: Yekta
"Derin neden konuşmuyorsun?Beden dersinden beri bir garipsin, iyi misin? "
Değildim, hem de hiç iyi değildim. Ben inat ederek Kaan'ı bıktırıp bu kararından vazgeçirtebilirim diye düşünürken tam tersi olmuştu.
Neden bunlar benim başıma geliyordu?
Mesela şu köşede bankta oturup bacak bacak üzerine atıp arkadaşları ile dedikodu eden sarışın değildi, ya da şuradaki aşırı seksi olan kız değildi de bendim?
Ben güzel bir kız değildim, kendimi beğenmiyordum. Benim yerimde başkasının olmasını, bunların benim başıma değil de başka birisinin başına gelmesini isterdim ama olmuyordu işte. Belki de bu hayatın bana sunduğu kaderdir, belki bu benim kaderimdir yada sınavım.
Şakaklarımı ovuşturarak suratımı buruşturdum.
"Başım ağrıyor da ondan, bir şey olmadı yani. İyiyim ben. " Sırtımı sıvazladı ve bana cevap beklercesine baktı.
"Ağrı kesici getirmemi ister misin?" Kafamı iki yana sallayarak onu reddettim.
Hiçbir şeyim olmadığı halde ilaç içmem bana zarar verebilirdi.
"Gerek yok canım, birazdan geçer zaten." Dudak büzerek omuz silkti ve çayından bir yudum aldı. Buket'in sessizce küfür savurudğunu duyduğumda bakışlarımı ona çevirdim. Bir yere baktıktan sonra bana doğru döndü ve elleri ile yüzünü saklamaya çalıştı.
Ben ona çatık kaşlarla bakarken o bir tarafa bir bakış atıp tekrar bana döndü ve fısıldadı.
"Bana bakma Derin, ben burada yokum tamam mı? "
"Buket neler oluyor? "
"Selam Buket. " Kalın bir erkek sesi duyduğumda bakışlarımı o kişiye çevirdim.
Sarışın, aşırı beyaz bir çocuktu. Gözleri kahverengi olmasına rağmen dikkat çekiciydi. Üzerinde kaslarını belli eden beyaz bir t-sirt, siyah bol bir pantolon ve siyah nike.
Çocuk bu sade haliyle bile dikkat çekiciydi ama pek tekin bakışları yoktu. Gözleri tehlike ile parlıyordu ve ben çok tehlikeliyim, benden uzak dursan iyi olur diye bağırıyordu sanki.
Buket ağır çekimle kafasını kaldırıp çocuğa baktı ve hafifçe gülümsedi.
"Selam Yekta. " Çocuk ona göz kırpıp bana döndü ve beni en ince ayrıntıma kadar süzdü. Bakışlarından rahatsız olduğumu belli edercesine kıpırdandım.
Çocuğun dudağının kenarı yukarıya doğru kıvrıldı. Ellerini masaya koyarak bana doğru eğildi ve gözlerimin içine derince baktı.
Tek kaşımı kaldırarak, "Bir sorun mu var?" dediğimde gözlerini kısarak gülümsemesini devam ettirdi.
"Bir şey olmadı. Sadece gözlerinin rengini merak ettim. " Göz devirdim ve gözlerimi onun gibi kıstım.
"Göz rengim belli oluyor zaten. Biraz uzaktan da bakabilirsin diye düşünüyorum, eğer gözünde problem yoksa tabi. "
"Vay canına, burada senin gibi açık sözlü kişiler bulamazsın. Seni sevdim. Yenisin galiba? Daha önce seni buralarda görmediğime eminim. "
Alt dudağımı dişlerimin arasında ezip Buket'e döndüm.
"Gidelim Buket." Kafasını salladığında ayaklandım ve yürümeye başlayacaktım ki kolumu tutup beni sertçe kendine çekti.
Kaşlarını çatıp sinirli bir nefes aldı ve zorla gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Ritmi(ara verildi)
Teen FictionZil çaldığında Buket'in, "Hadi gidelim. " demesiyle hemen ayaklandım. Ne kadar çabuk çıkarsak o kadar iyiydi. Ben sıradan çıkıp tam yürüyecekken biri kolumu tutup beni durdurdu. Kolumdaki ele baktığımda bir erkeğe ait olduğunu gördüm. Bir cesaretle...