2. Bölüm "İlk Gün"

75 4 1
                                    

  Baş ucumdaki çalar saatin ötmesiyle uyandım. Uyanamadım desem daha iyi olur. Oflayıp puflarken gözlerimi ovuşturuyordum. Zor da olsa sıcacık yatağımdan çıkmayı başarabilmiştim. Kendimi banyoya attım ve elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimide fırçalamayı ihmâl etmedim. Ardından okul için hazırlanmam gerektiğini düşünüp gardrobumun önüne geçtim. Üzerime sıfır kol, beyaz desenleri olan siyah tişörtümü, altımada siyah pantolonumu giydim. Ardından deri siyah ceketimi elime alarak mutfağa doğru yöneldim. Merdivenlerden hızlı adımlarla inerken anneme ve babama neşeli bir şekilde "günaydın" dedim. Bu hafta babam işlerinin olmadığını söyleyerek annemide alıp İzmir'e gelmişlerdi. Çok sevinmiştim. Bugünleri iyi değerlendirmem gerekiyordu. Aynı anda ikiside gülümseyerek "günaydın" dedi. Annem kahvaltı hazırlıyor babam da salonda gazete okuyordu. Hemen birşeyler atıştırıp çıkmayı planlıyordum. Aklımdakini gerçekleştirmek için hızla mutfağa doğru yol aldım. Ailemle hem kahvaltı yapıyorduk hem de sohbet ediyorduk. Kahvaltımı bitirdikten sonra anneme ve babama bir öpücük kondurduktan sonra kapıya doğru yöneldim. Beyaz airmax ayakkabılarımı giydikten sonra beyaz sırt çantamı alarak evden çıktım.

●●●

  Okula geldiğimde öğrencilerin bir kısmı puflara oturmuş sohbet ediyor, bir kısmı ise ayak üstü konuşuyorlardı. Etrafa göz gezdirdikten sonra Kumsal ile buluşacağımız banka doğru yöneldim. Daha gelmemişti. Aramak için çantadan telefonumu çıkarttım. Rehberime girerek adının üzerine tıkladım ve telefonu kulağıma götürdüm.

• "nerdesin kuzum"

▪ "5-10 dakikaya ordayım Min'im"

  Min benim adımın kısaltması. Tek ve öz kişi söyler, oda Kumsal..

• "tamam canım, görüşürüz"

▪ "görüşürüz"
dedikten sonra telefonu kapattım.

  5-10 dakikanın ardından koşa koşa üzerime doğru geliyordu. Gelmez olaydı az daha sarılırken kafam kopuyordu. Ama bu halleri beni gülümsetiyordu. Ne gülümsemesi bildiğim kahkaha attırıyordu.

  Dün de görmüştüm fakat o güzel sohbetten unutuvermiştim. Köprücük kemiğinin üzerine kuş desenli dövme yaptırmış. Çok yakıştığını söyleyerek teşekkür etti.

  Dersin başlamasına az bir vakit kalmıştı. Ben "gidelim" dediğimde Kumral "gitmesek olmuyor mu?" diye sordu. Kollarımı açarak yalandan gülümseyerek "Olmaz nede olsa üniversitemin ilk günü ve ilk dersi" diye bağırdım. Ardından elini tutarak çekiştirmeye başladım. Tabi bu arada o ofluyor ben ise hadi diyerek çekiştiriyordum. En sonunda pes ederek yürümeye başladı. Sınıfa çıkmak için merdivenleri tırmanıyorduk ve Kumsal birşeyler anlatırken ben kahkaha atıyordum. Sınıfa girdiğimizde tanımadığımız üç beş kişi vardı. Hoca derse girdiğinde yeni bir öğrencinin geleceğini söyledi ve ardından dışarıya çıkarak yeni öğrenciyi içeriye davet etti. Çocuk içeriye girer girmez Kumsal hareketlenmeye başladı. Anlaşılan çok beğenmişti. Çocuk; kumral, hafif dalgalı saçlı, uzun boylu, kaslı bir çocuktu. Yani beğenilmicek gibi değildi.😄

  Son ders bitmek üzereydi ve Kumsal bana çocukla tanışacağını söyledi. Bu beni hafif gülümsetti. "Tamam bol şans" diyerek göz kırptım. Ardından iki yanağını öperek sınıftan çıktım. Şimdi tek istediğim bir cafeye gidip sıcak bir türk kahvesi içmekti. Dün Kumsal'la buluştuğumuz turkuaz cafeye gittim. Adı turkuazdı fakat içerisi pembe-beyazlarla kaplıydı. Bildiğime göre bir aile işletiyordu ve pembe-beyaz kadının, turkuazda adamın en sevdiği renkmiş.

  İçeri girdiğimde Gökhan Türkmen-Olsun şarkısı çalıyordu. Küçüklüğümden beri en sevdiğim ünlü olmuştur. Hâlâ şarkılarını ve kendisini çok seviyorum. Bilmiyorum ama içime huzur doluyor.

  Hesabı ödedikten sonra evin yolunu tuttum. Eve vardığımda saat 18:15'i gösteriyordu. Aileme "Ben geldim" diyerek haber verdim. Hemen odama giderek üzerimi değiştirdim. Pandalı pijamamı giydikten sonra saçlarımı topuz yaparak mutfağa yöneldim. Ailemle güzel bir akşam yemeği yedik. Ardından salona televizyonun başına geçtim. Uzanarak haberleri izliyordum.

  Dizim başladığında (İÇERDE) heyecanla izliyordum. En güzel yerlerinde hep reklam giriyordu. Reklama girdiğinde kalkıp mutfağa gittim ve abur-cubur alıp geri döndüm. Hem yiyor hem de heyecanla izliyordum. Bir anda salon mesaj sesiyle doldu. Hemen mesajı açtım. Tabiki Kumsal'dandı. Yarın güzel şeyler söyliyeceğine dair mesaj atmıştı. Bende "tamam" diyerek telefonumu yerine koydum. Dizinin sonlarına doğru uykumun geldiğini fark ettim ve aileme "iyi geceler" öpücüğü verdikten sonra odama çıkıp yatağa yattım. Hâyâl kurmadan uyuyamazdım. Tavana bakarak hâyâlimi kurdum. Artık gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Bende kendimi uykunun kollarına bıraktım..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 18, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UNUTTUM MU SENİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin