BÖLÜM BİR BAŞLANGIÇ

205 16 4
                                    

Kadınlar erkeklerden farklı yaşlanır, erkekler vücudunda kırmızı kan pompalayan sol vertiküler yaşlandıkça genişler, kalınlaşır. Kadınlar ise daralır. şuan da yüz yaşını geçtim, muhtemelen kalbim bir kaç karatı geçmiş olmalı. Sevdiğim herkes öleli yıllar olmuştu. Bir şehirde 15 yıl kadar yaşar sonra çevremdeki herkesi etkim altına alır kendimi unuttururdum. Daha sonra oradan ayrılır uzak bi yerde yeniden başlardım. Çünkü sevdiğim insanların ölümünü görmek bana acı ve kederden başka bir şey vermiyordu. Bir çocuğum yok, ve asla olmayacak elbet bir gün öleceğim, ama beni öldürebilecek güçlü biri karşıma dikilene kadar hayatta kalacağım. Henüz küçükken hiç bir zaman bu kadar ilerisini düşünmemiştim. Çünkü gün gelip şeytanla anlaşma yapıp, sonsuz yaşam ile lanetleneceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Benim için iblis babamın ta kendisiydi. Öleli yıllar olmuştu, nasıl mı ? Ben öldürdüm sivri dişlerimle kafasını gövdesinden ayırdım. Bu arada ben Kim miyim? Benim adım esra 100 yaşını geçmiş doğaüstü bir varlığım. Fakat herkes genç ve güzel bir kız olarak görüyor beni. Her neyse keşke sevdiğim insanlar ölmese bu kalbimi derinden yaralıyor, fakat yinede onları uzaktan izlemek hoşuma gidiyor. Evet geldim. Eski yaşadığım yerdeğim. Hiç kimse beni tanımıyor komşunun uyuz köpeğini saymazsak beni kokumdan tanımış olmalı ki havlayıp duruyor...
Eski dostum Melisanın kapısını çaldım aradan otuz yıl geçmişti belki de daha fazla.. kapıyı genç bir kız açtı, bir an şok oldum melisa ya okadar çok benziyordu ki. Acaba o da mı benim gibiydi yalnız değil miyim diye düşüne dururken
- Buyrun birine mi bakmıştınız?
-Hmm şey Merhaba melisa?
- Ben kızıyım Annemi Tanıyor musunuz?
- Evet nerede onu görmemim bir sakıncası varmı
- 1 dakika lütfen.
O değildi kızıymış ne kadarda benziyordu oysaki bir an imrendim benim asla çocuğum olmayacaktı ne acı verici bir aile sahibi olamamak...
Kızı hala gelmemişti ne oldu diye içeri adım atmak isterken içeri giremedim ama daha önceden Melisa beni evine davet etmişti, demekki ev artık onun değildi kızına mı verdi peki neden? Ona ne-
- Buyrun. Diyerek bir kağıt uzattı. Kağıdı aldım yüzüne anlamsız bir ifade ile bakarak
- Bu ne?
- Annem burada yaşıyor onu burada bulabilirsiniz.
- tamam teşekkür ederim
-Rica ederim hoşçakalın. Diyerek kapıyı yüzüme güçlü bir şekilde kapattı. Yeni nesil çok terbiyesiz. Arkamı döndüm yürümeye başladım. Kağıdı Açtım adres tam olarakta bir huzur evini tarif ediyordu. Gerçekten de Melisa Huzur evinde mi Yaşıyor? Bunların cevabını gidince öğreneceğim Hemen yoldan geçen bir takisiyi geçirdim.
- Ne tarafa gidiyorsunuz?
kağıdı göstererek - Bu adresi biliyor musunuz? Oraya gitmem gerek.
- Evet huzur evi, buyrun dedi taksi şöförü
Bindim biner binmez elimi omzuna attım o sırada gözümün içine baktı tıpkı her erkek gibi
-Beni bu adrese götüreceksin
- Seni bu adrese götüreceğim
-Ve bunun için benden para almayacaksın
-Ve bunun için senden para almacağım
-Sonrada beni ve bu olayı unutacaksın
-Sonrada seni ve bu olayı unutacağım.
elimi indirdim göz temasını kestim taksici çalışır vaziyetteki arabayı kullanmaya başladı. Etkim altına almıştım onu çünkü param yoktu. Devlet daileri ve benzeri yerlerde de bu yöntemi kullanıyordum. Çok işe yarıyor. Araba aniden durdu kafamı kaldırıp yukarı baktım ben derin derin düşünürken adrese çoktan gelmiştik arabadan indim taksici sürüp gitti. Tam da Huzur evinin kapısının önündeydim. İçeri girdim orada bir çok ihtiyar vardı fakat kapıda ki danışma:
- Buyrun kime bakmıştınız?
- Ah Merhaba ben Melisa demirciye bakmıştım onu ziyaret etmek istiyorum
- Tabiki kimliğinizi rica edeyim
- Kimliğimi değiştirmemiştim ve 68 yaşında bir kadına göre fazla dinamik ve güzeldim.
kafasını kaldırarak tekrar etti
Kimliğinizi alabilir miyim?
- Benden kimlik istemeden beni içeriye alıcak, melisa ile görüştürücek ve ben buradan ayrılınca bu olayı unutacaksın...
- Senden kimlik almadan içeriye alacak, melisa ile görüştürecek ve sen buradan ayrılınca bu olayı unutacağım.
Harika! kafasını kaldırır kaldırmaz göz teması kurmuş ve onu etkim altına almıştım.
kız içeriden çıktı ve beni asansörlere götürdü, 8. kata çıktık odaya girdik ve boştu sesisz bir şekilde tekrar asansörlere bindik bu sefer kata bakmadım durdu asansör indim. Tam karşımda Orta yaşlı bir kadın sandalyede oturmuş sigara içiyordu
- İşte sigara içen melisa hanımın ta kendisi
Ne kadar tuhaf o genç sarışın güzel kadın artık yaşlıydı ama yinede yaşını göstermiyordu. Orta yaşlı gibiydi ne olmuştu ona?
- Nesi var? Neden burada?
-Melisa hanım bir kaç yıldır alzaimır hastası çocukları onu buraya bıraktı her ay parasını öderler ama asla ziyarete gelmezler.
Ne kadar da kötü. Bir an düşündüm benimde çocuklarım olsaydı, insan olsaydım benide böyle terkederlermiydi? Yaşamadan öğrenemezdim. Tekrar ona baktım ve ona doğru bir kaç adım attım. Kafasını çevirip bana baktı o bakışlar hala değişmemişti. Ama yinede farklı bir şey vardı sanki beni tanıyordu hiç hasta bir insan gibi bakmıyordu sanki geleceğimi taa gittiğim zamandan beri biliyor, bekliyormuş gibi baktı. O bu hayatı hak etmiyordu çocukları onu terketmişti...
İyice yaklaştım bir sandalye çekip tam karşısına oturdum:
-Merhaba Melisa
Hemen Cevap vermedi, elindeki iskambil kağıtlarını masaya açtı sigarasını tüttürdü ve:
-Merhaba genç ve güzel bayan
Beni hatırlamıyor çünkü onuda etkim altına almıştım göz yaşlarımı tutamıyordum. Yıllar geçmişti o da ölecekti belki bir 30 yılı yoktu kim bilir belki 1 yılı bile yoktu.
Göz yaşlarımı tutarak gülümsedim ve:
- Hııh Merhaba Güzel ve Alımlı Hanım efendi.
- Bana daha önce böyle seslenen olmamıştı kendi çocuklarım bile
-Onlar senin değerini bilmiyor demekki
-Bu benim hatam
-neden?
-Onlara gereğinden fazla değer verdim ama bekliyorum
-Neyi bekliyorsun?
-Ölümümü ozaman pişman olacaklar
-Evet olacaklar ama önemli olan seni hayattayken sevmek...
-Kimsin neden buradasın ve benle neden konuşuyorsun?
Bir an göz teması kurduk o dakika onu ne kadar çok özlediğimi hissettim ona herşeyi hatırlatmak istedim ama yapamazdım. Hatırlatınca ne diyecek soruarına nasıl cevap verecektim? hiç bir fikrim yoktu! ona direk:
"Merhaba Melisa ben yüz yaşının üstünde bir vampirim gün ışığında dolaşabiliyorum çünkü bizzat iblisin kendisinden aldığım bir yüzük beni güneş ışınlarından koruyor senide vampire dönüştürmemi istermisin böylelikle çocuklarının torunlarının hatta torunlarının çocuklarının ölümünü görebilir acılar içerisinde yüzyıllar belki bin yıllar sürebilirsin" Mi Demeliydim? Ne diyeceğimi bilmiyorum tek bildiğim o benim en yakın arkadaşımdı. tekrar sorudu:
-Sana dedim kimsin sen?
-Ben adım Handan. Her yıl düzenli olarak farklı huzur evlerini ziyaret ederim on yıldır yapıyorum bunu bana zevk veriyor yaşlı insanları seviyorum.
-Senin yerinden olsam handan Asla bir kadına Yaşlı demezdim
gülümsedim
-Haklısınız siz hala gençsiniz bu da yanınıza gelmemin sebebi. Bu genç ve güzel kadın nasıl olurda burada olur hayat acımasız bu güzelliğiniz burada yitip gidiyor.
-Evet ama cevabı zaten kendin verdin "hayat acımasız".
-Kaç çocuğun var ?
-Üç oğlum ve bir kızım var, fakat hiçbiri bana katlanamıyor.
-Neden?
-Bunadığımı söylüyorlar
-Bunu söylemelerinin sebebi ne?
-Onların dediğine göre en son komşunun kızını kendi kızım zannedip eve götürmüşüm sonra benden almak istemişler bende vermeyeyip olay çıkartmışım bu da bardağı taşıran son damla olmuş tabi anlattıkları başka hikayelerde var ama ben bunları hatırlamıyorum.
Gerçektende bunları yapmış olabilirmiydi? Kalbim bin parçaya bölündü duyunca sevdiğim bir insanı böyle görmek beni üzüyor.
-Anladım...
-Ne anladın hasta olduğumu mu?
-Hayır onların seni haketmediğini seni buraya kapatmak için bahane arıyorlar
-Evet. Ama yinede bunları hatırlamasam bile bende bir boşluk yaratmıyorlar hayatımın bir çok kısmını hatırlıyorum ama sanki 16 yılı koca bir boşluk gibi bir şeyin eksikliği var zihnimde annem değil babam da değil onları çok net hatırlıyorum sanki bir eşyam vardı 16 yıl boyunca onla yatar kalkardım sonra onu kaybettim işte tam olarak böyle hissediyorum yıllardır. Belki bu yüzden hasta olmuşumdur.
Göz bebeklerim yuvalarından fırlarcasına açtım gözlerimi o eksiklik bendim adım kadar eminim çünkü yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi onu ben mi hasta etmiştim cidden? Umarım öyle değildir. Zaman olgusu benim için olmayan bir kavram etrafıma bakmadığım sürece ne yapmalıyım belkide hayatıma acımasız bir insan olarak devam etmeliyim böylelikle artık acı hissetmem...
-Sustun
-Ahh bir an anılarım canlandı gözlerimde, bende çoğu zaman öyle hissediyorum ama emin ol hiç bir şeyini kaybetmedin. Her insanın hissettği gibi hissediyorsun.
Anlamsız bir zil çaldı içeriye bakıcı girdi:
-Haydı güzel alımlı çekici yaşlı bayanlar ve baylar odanıza dönme vakti geldi " bize doğru yaklaştı"
-Sizde assolist hanım.
bana baktı
-ziyaret zamanı doldu başka bir zaman gelin
Melisaya döndü ve anlamsız bir kafa işareti yaptı.
Melisa ayağa kalktı üstündeki çirkin örtü yere düştü kan kadar kırmızı bir kıyafet vardı üzerinde sol baldırından aşağıya kocaman yırtmacı olan göğüs dekolteleri olan kan kadar kırmızı bir kıyafet. Ne kadar da yakışmış yaşına rağmen hala güzel bunu bir kez daha fark ettim. Ama aklımı kurcalayan bir şey vardı. Neden assolist hanım dedi ona hemen bakıcının yanına gittim

Pagan GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin