Gel esra
ilerledim ve ne göreyim Cihargir salonda romantik bir masanın önünde duruyordu. sessiz kaldım ilerledim ses çıkartmadım. Çok sevinçliydim. Ama içimi bir şey kemiriyordu neden kimse yoktu ve özür dilemek için fazla romantik bir masa.
-eee konuşmayacak mısın?
-Konuya nasıl başlasam diye düşünüyordum aslında tüm gün düşündüm ama cesaret edemiyorum
-Özür dilerim Esra ile başlayabilirsin
-Haklısın! Özür dilerim Esra! Seni kırdığım için lütfen bir şeyler ye
Neden yememi önemsiyordu acaba yemedim çünkü bu saatte yersem şişerdim.
-Aç değilim teşekkür ederim
-Lütfen ye. Bak seni tanıyorum ama günlüğünde yazılanları okuduktan sonra böyle bir olayın olması beni cidden farklı düşüncelere itti. Ama artık saygım var babana paranı ödedim o yüzden buraya getirdim seni hem özür hem eylence için
-ne? ne parası ?
-Babana bu gecelik için iyi para ödedim bu işi para için yapmıyor musun
-Ne işi neler söylüyorsun babam özür partisi demişti neler dönüyor burada
Ayağa kalktım beynimden vurulmuşa döndüm babam beni başkasına pazarlamıştı her ne kadar hoşlandığım çocuk olsada ben bir faişe değildim. kapıya doğru yöneldim yürüken kolumdan tuttu.
-Nereye?!
-Evime! Babamla konuşmaya!
-Paranı peşin ödedim beni eylendirmeden bir yere gidemezsin!
Suratına okkalı bir tokat attım e bana yumruk olarak geri döndü Tek hatırladığım Düşüşümdü...
Azımda ıslak demir tadında bir koku var neydi bu? derken arkamı döndüm ve yerde yatan cesedimi gördüm. etraf karardı aniden Bir ses duydum "Yeniden doğmaya hazır mısın?"
-ne kim var orada neredeyim ben ne oldu bana ?
-Sen öldün ve şimdi ikinci kez dünyaya dönebilirsin senin kanında farklılık var dünyay dönerek bunu öğrenebilir ve intikamını alabilirsin. tek yapmak kabul etmek
-Ediyorum. Ediyorum. Ediyorum evet gönder beni. Gözlerimi açtığımda bir sürü insan cesedinin içerisindeydim her yerim kan ve çıplağım insan cesetlerinin sonunda bir kadın esmer hatta siyahi bir kadın parmağımdaki yüzük dikkatimi çekti elimi ona attım tam çıkarıcam
-Yüzüğünü çıkartma en azından gündüzleri
-Neden?
-Çünkü sen bir vampirsin ve vampirler gün ışığında gezemez. Bu yüzden o yüzüğe ihtiyacın var.
-sen kimsin?
- Ben senin anlaşma yaptığın kişiyim.
-Bir kaç torba vardı elinde önüme bıraktı ve aniden kayboldu
-Torbanın içerisinde çok şık mavi bir elbise ve bir miktar para vardı giyindim ve yürümeye başladım derken tekrar belirdi
-karşıdan gelen adamı görüyor musun
-evet
-onun gözlerinin içine bak ve ona yaptırmak istediklerini söyle her isteiğini yaptıra bilme kabiliyetin var çok hızlısın çeviksin kuvvetlisin tek ihtiyacın olan taze kan. Unuttura bilir hatırlattırabilirsin sadece göz teması kur ve konuş
dedi adama bakayım derken bir anda kayboldu tekrar... Adama doğrdu yürüdüm
-Merhaba beyfendi
-Merhaba güzel hanım
dedi ve gözlerimin içine baktı fırsat bu fırsattı
-Bana arabanızı sonsuza dek sebepsiz yere hediye etmelisiniz
-Size arabamı sonsuza dek hediye etmeliyim.
göz temasını kestim
-Ne kadarda güzel bir bayansınız. Bakın düşünüyorumda bu güzelliği size arabamı hediye etmekle taçlandıracağım buyrun anahtarları
Cidden de hediye etmişti şaka gibiydi elimdeki para ile bir saç boyası aldım ve saçımı girdiğim bir tuvalette boyadım param çok yoktu ama bir kuaförü gelinlik almak için etkim altına aldım. Çok trajik olmalıydı. Akşam çöktü okulun karşısında maviler içerisinde duruyordum İrem çıktı gülüyordu mutluydu Cihangire İyi Geceler öpücüğünü verip gitti takip ettim evlerine kadar... Evine girdi hemen arkasından geldim kapıyı çaldım annesi açtı. içeriye adım atmak istedim ama giremedim bir anda bir ses çınladı kulağımda "Vampirler davet edilmeden giremez"
-BEni içeriye alırmısınız iremın arkadasıyım kapıyı kapattı
-Tabi kızım buyur.
der demez içeri girdim sivri dişlerimle annesini param parça ettim sırtımdan iki kurşun yedim canı çok yandı ama öldürecek kadar değil babasıydı hala sıkıyordu kurşunları ama yere seremedi beni tek elimle onu havaya kaldırdım kafası bedeninden ayrılana kadar sıktım ve sonunda kafası bedeninden ayrıldı İrem merdivenlerde çığlıklar atıyor yardım istiyordu o sırada ama gelecek kimse yoktu zira zaten çoktan korumaların kanlarının son damlasına kadar içmiştim
-Nesin sen
-Kabusun
-Özür dilerim esra lütfen acı bana
-Siz bana acımadınız hepiniz tek tek ölüceksiniz
Dedim ve sürünerek geri geri kaçan korkudan yüzü bembeyaz olmuş olan bu Ödlek kızı boğazından kavradım hala çığlık atıyor boynuna dişlerimi geçirdim hala kıvranıyordu. Kanını çekmeye devam ettim çektikçe zevk veriyordu bu intikamın zevkiydi daha iyi hissettiriyordu bana. Kıvranmayı bıraktı artık sayıklıyordu. duvara kanıyla "baban seni bana sattı" yazdım ki mesaj sonraki sahibine ulaşsın. Ertesi gün yanındaki iki ahmak kızı öldürüp duvara aynı yazıyı yazdım. Cihangiri en sona saklıyordum ki onun için geldiğimi bilsin!
Eve gitmeyliydim ama nasıl girecektim davet edilmem gerekiyordu. Her gece kapıda beklıyordum bır an çıksada öldürsam onu diye bir aksam pizzacı geldı kapının önüne açtım pizzacı ile kendime enfes bir ziyafet çektikten sonra kıyafetlerini üstüme geçirdim aklıma dahice bir fikir gelmişti saçlarımı şapka ile örttüm ve kapıyı çaldım sesimi kalınlaştırdım
-Pizza
-Geldim.
Kapıyı açtı ve :
pizzayı içeri bırakın lütfen parayı getiriyorum dedi ve arkasını dönerek gitti
Bu bir davet miydi girebilirmiydim?
Ayağımı içeri uzattım ve evet!! İçeri girebiliyordum. Hemen üstümdeki kıyafetlerı çıkarttım kendı kıyafetlerımı tekrar giydim ve oturma odasına geçtim
-Baba
ses gelmedi
-Baba seni oturma odasında bekliyorum
O sırada babam belirdi birden odanın başında kanı donmuştu kalbi çok hızlı atıyordu korkuyordu çünkü hissedebiliyordum.
-Esra?
-evet esra senın parayla pazarladığın kızın yıllarca işkence ettiğin kızın diyerek sinirden kudurarak üzerine yürüdüm geri geri gidiyordu
-sana ne oldu
-ne olmuş bana derken babamın arkasındaki ayna yansıtması çarptı gözüme gözlerim kan gibi kırmızı etrafındaki kılcal damarlarım simsiyahtı gerçekten de böylemiydim hayır sadece öfkelenince.
-Affet beni kızım ne olur ne istersem yaparım yalvarırım
Babam sıradan bir ölümü hak etmiyordu küveti su doldurdum onu sürükleyerek banyoya götürdüm etkim altına almıştım kaçamaz saklanamaz bağıramazdı. Küvetin içine soktum ve onu boğarak öldürdüm ama bu beni tatmin etmedi cansız bedenini küvetten çıkarttım dişlerimle kafasını bedeninden ayırdım kanıyla duvara tekrardan mesajımı bıraktım...
Bu ardı arkası kesimeyen cinayetleri polis çözemiyordu çünkü delil bırakmıyordum. ki zaten yakalansam ne olucak etkim altına alarak çıkardım
Günlerden çarşamba Cihangiri polisler ve özel korumalar koruyor onun için geldiğimi biliyordu çünkü akşam oldu gelinliğimi giydim. Evlerine doğru yola koyuldum Kapının önündeki koruma bana:
-Giremezsiniz kimsiniz yaklaşmayın
-Endişelenmeyin sadece öldürüp gidiceğim.
ateş etmeye başladı ama o kadar çok gözüm dönmüştü ki acımıyordu artık korumaları tek tek öldürerek içeri girdim polislerin kanı kara geliniğimin yer herine bulaştı ve evet o oda... Kapıya güçlü bir tekme attım ve açıldı beni gelinlik içerisinde gören Cihangir karşımdaydı yıkılmış korkudan ölmek üzre rengi solmuş ve salya sümük ağlıyor... Dizlerinin üstüne çöktü yalvardı yakardı merhamet dilendi kahkahalar atıyordum çok hoşuma gidiyordu onu böyle görmek onu ayağa kaldırdım önce dudaklarından tattım ve ikinci kez öperken dudaklarını kopardım çığlıklar içerisindeydi hemen öldürmeliydim onu dayanamıyordum ve vücudunun her bir eklem yerinden parçalara ayırdım onu rahatlamıştım yürüyerek çıkıyordum evlerinden intikamımı almıştım ama ters giden bir şey var kafama yeni dank etti. Öldürdüğüm bu kadar insan pizzacı özel korumalar polisler hepnsinin bir ailesi olabilirdi... Neden yaptım... ağlamaya başladım intikamın verdiği zevk fazla sürmedi... Ağlayarak kşmaya başladım hemen arabaya atmadım ve ilk işim gelinlikten kurtulmaktı hatta arabadan da sadece bu geceyi atlatsam yeterdi yarın ilk işim bir kurban bulup onun evinde yaşamak tabiki gücümü kullanarak. Arabayı ormanın derin bir yerine park ettim ve uykuya dalmak üzre gözlerimi kapattım...
Güneş ışıkları gözlerimin içine giriyordu adete bir ok gibi, evet sabah olmuştu kapıyı açtım arabadan dışarı bir adım attım kar kadar beyaz gelinliğim neredeyse kırmızı olmuştu üstümde... Üzülüyordum hemde kendimi öldürecek kadar... Ormanda yürümeye başladım arabayı oracıkta bıraktım sıradaki ise üstümdeki kanlı gelinlikten kurtulmaktı. Bir hayli yürüdükten sonra piknik yapan bir aile gördüm bekledim, pusuya yatıp sadece bekledim... Tıpkı vahşi bir hayvanın avını beklemesi gibi. Nihayet evin orta kızı olduğunu düşündüğüm biri ormanın derinliklikerine doğru yürüdü hemen ilerlemeye başladım önünün kesmeliydim ama onu kendime yakınlaştırıp göz teması kurmam gerekiyordu üstümde kan görünce kaçardı... Baya bir önündeyim geliyor hemen kendimi yere attım ve:
- ahh yardım edin
-Aman tanrım! neyiniz var bu da ne?
-Yardım edin kan kaybından öleceğim.
-Durun geliyorum!
dedi ve yanıma doğru koşarak geldi ellerimden tuttu beni ayağa kaldırdı o sırada gözümün içine baktı tam fırsatıydı.:
-Bana kıyafetlerını verecek sonrada bu olayı unutacaksın
-Sana kıyafetlerımı verecek sonrada bu olayı unutacağım.
Kıyafetlerini yavaş yavaş çıkarttı bende gelinliğimi tabi ki kıyafetlerinin bir bir üstüme geçirmeye başladım südyenini ve bikinisini saymazsak neredeyse çıplaktı temiz elbiselere kavuşmuştum ama ters giden bir şey var yine açım! Hemde çok açım! Kalbinden pompalananan kanın kokusunu alabiliyor hissedebiliyordum. Yapmamak için kendimi zor tuttum ama dayanamadım. Boynundan ısırdım çok zevk alıyordum Bütün kanını çektim artık damarlarından bir şey gelmiyor dişlerimi çıkarttım ve o zavallı güzel kız artık yktu onu öldürmüştüm güzel buğday teni artık soluk ve buz gibiydi ellerimde... Haykırarak ağladım... Kızı orada bırakmak istemedim kucağımda onuda taşıdım. Sonra gelinliği gördüm vazgeçtim. kızı yere indirdim gelinliği ona giydirdim e tekrar onu kucağıma aldım. Yavaş yavaş ilerledim. Sonunda çok güzel büyük bir çınar ağacını gördüm evet bu ağacın dibi çok uygundu. etraftan bulduğum büyükçe bir odunu sivrileştirdim ve kazma gibi kullandım derincekazdıktan sonra kızı gelinlikle birlikte gömdüm üstünü hızlıca kapattım... Ağlıyorum acı çekiyorum ben böyle olsun istememiştim oysaki şimdi yürüyerek ya da bulabilirsem bir araç ile şehire gitmek yeni bir haya kurmak vardı sırada. Uzunca yürüdüm ve caddeye çıktım. Bir süre bekedikten sonra bir araç geldi hemen dekoltemi açtım ve elimi hava kaldırdım araç yavaşladı ve dibimde durdu.:
-Bu dağ başında ne işiniz var? aracınız felan mı bozuldu birinden mi kaçıyorsunuz?
-Okuldan bir kaç arkadaş ile kamp yapıyorduk ve kayboldum uzun süredir yürüyorum rica etsem merkezi bir yere kadar bırakabilir misiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pagan Günlükleri
Science FictionBinlerce yıl önce güç savaşı için katliamlar gerçekleştiren paganların günümüze ulaşan hikayesi, bu hikayelerin çevresinde 16 yaşında genç bir kız zamanla 101 yaşına gelir ve 101 yaş günün de yıllar öncesine geri döner.. vampirler kurt adamlar cadıl...