Sabah oldukça erken bir saatte kalkmış duş almış ve kahvaltımı edip lise son sınıfımın ilk günü için okula gelmiş oldukça suratsız bir şekilde sıramda oturuyordum. Sınıfa yeni gelen ve daha önce de sanki onların gelmelerini bekleyen tiplerin muhabbetlerini dinliyordum. Yaşlarına istinaden ''İngilizler, ben izlemem'' gibi ergen esprilerin arasında daha fazla kalamayacağımı fark ettiğim an da ayağa kalktım. Kapıdan çıkmak üzereyken o saçma esprilerine birini daha ekleyen Damlayı duyduğumda masalardan birinin üstüne çıkıp ''LA SALAK SALAK KONUŞMA BE'' diye bağırma isteğimi zar zor yatıştırdım.
Sınıftan çıktıktan sonra elimi cebime götürdüm ve telefonumu çıkardım. Sosyal medya bildirimleri dışında Yoncadan mesaj gelmediğini gördüğümde bir umudun daha çöküşünü, aklımda bir gökdelenin yıkılması gibi canlandırdım.
Muhtemelen gelmiş ve servis işlerini hallediyordur diye düşünüp kızlar tuvaletine yöneldim. İçeri girdiğimde yüzümü ekşitmemin nedeni düğün topuzu ile gelen bir çömezi görmemdi. Daha sonra ''zamane gençleri'' deyip hafif bir kahkaha atan büyük annem aklıma geldiğinde gülümsememek için dudaklarımı ısırdım. Ve düğün topuzundan büyük anneme nasıl bağladığımı düşündüm.
''Ayy! Elvan! Nasıl özlemişim yaa!'' sesin geldiği yöne bakma gereği duymadım çünkü gelen kişinin Sena olduğu oldukça belliydi. Yaz tatili içerisinde pek görüşememiştik evet. Pekala Sena yakın arkadaşlarımdan biriydi. Her zaman pozitif enerji ile güne başlar ve daha ilk derse girmeden bin tane filan cümle kurar öyle başımdan ayrılırdı.
Sena beni kollarıyla sarmaladığı sırada özlemini oldukça net bir şekilde belli etti. Bende en yakın arkadaşımı çok özlemiştim tabii ki. Ellerimi havaya kaldırıp birden kollarımla ufak bedenini sarmaladım. ''Özledim seni maymun'' dedi. Dil çıkardım. Kiralık Aşk Koray teşekkürü edip aynalardan birine döndüm ve nasıl göründüğüme baktım.
Sena, ''sen makyaj falan yapmazdın Elvan, son sınıf bir şeyler mi kattı bakalım sana?'' dedi.
''Makyaj yapmaya gelmedim'' dedim gülümseyerek. ''Nasıl yani? Hımm... Makyaj yapmaya gelmediysen, dedikodu diyeceğim ama yanında biri de yok.''
''Vallahi Can'a çok ısrar ettim gel diye ortam filanda güzel dedim de ikna olmadı işte ne yaparsın.''
Sena yerinde huysuzlukla kımırdandı. ''Allah aşkına ne yapmaya gelmiş olabilirim?'' dedim soldan ikinci tuvalete doğru yönelirken. ''İşeyeceğim.''
Tuvaletin kapısını iki kere tıklattım. İçeriden tanıdık gelen bir ses ''gel!'' dedi.
Gözlerimi devirdim. Tuvalette ki kızlar kahkahalarla gülerken ''Abi yemin ederim hayatım troll ya'' dedim yavaşça yüzüme yayılan gülümsemeyi aynadan takip ederken.
Ses Yoncanın sesi idi. ''Yonca çık şuradan''
Elini ağzına götürmüş gülmemek için kendini sıkan bir halde tuvaletten çıktı. ''Şaka mısın?'' dedim ellerimi hafifçe kaldırarak. Kafasını salladı. ''Haydi çıkalım'' dedim. ''Görüşürüz Sena, Yonca sende ellerini yıkamadan bana yaklaşma.''
****
