EVET ARKADAŞLAR BU İLK HİKÂYEM :)) BEĞENMENİZİ UMUDEDİYORUM. BELKİ BÖLÜMLER UZUN ARALIKLARLA GELEBİLİR KUSURA BAKMAYIN SAÖL ÇOK SIKIYOR :/ FIRSAT BULDUKÇA YAZMAYA ÇALIŞACAĞIM. KENDİNİZE İYİ BAKIN :D (Tahsin GÜNAY)
Sessiz ve loş bürosunda sıkıntıdan patlayacak gibiydi. Bugün hiç macera yaşamamış, kimse ondan yardım istememişti. Tam uykuya dalacakken büronun kapısından içeri birinin girdiğini gördü. Kadın telaşlı görünüyordu. Nefes nefese kalan kadın bir süre dinlendikten sonra “Bay Apparel siz misiniz?” Dedektif kendini beğenmiş bir edayla “Ta kendisi…” “Size önemli bir şey söyleyeceğim, Yüce Gordon’dan. Ben yeni Haran’ım. Yüce Gordon, sizinle konuşmak istiyormuş. Yarın saat 15.00’da Yüce Kurul’da olmanı istiyor. Söyleyecekleri galiba Diana ile ilgili.” Dedektif “Yine mi o ihtiyarı çekeceğim?” diye bir şeyler mırıldandı. Neyse ki yeni Haran olan Tamara onu duymamıştı. Haranlar Yüce Kurul’daki kişilerle insanlar arasında tabiri caizse “canlı mektup” görevi görüyordu. Bu yüzden Haran olarak seçilecek kişi tanınmış, dürüst ve güvenilir olmalıydı.
Ertesi sabah sadece hayatın monotonluğundan kurtulmak, eski sevgilisi Sophia’nın ölümünü unutmak için hayata bir kez daha tutunmaya çalışıyordu. Bugün tatildi. İhtiyar Gordon’ın yanına gitmekten başka yapacağı iş yoktu. Salona inip çekmecelerden iskambil destesini çıkardı. Onlara dokunmadan Eiffel Kulesi,Tac Mahal gibi maketler yapıyordu.Oh-evet o bir “Meta”ydı,iskambil kartlarına hükmediyordu. Aniden kapıyı birileri yumruklamaya başladı. Konsantrasyonunu kaybeden Apparel, sihirle de olsa emek verdiği maketlerin yıkılmasına üzülmüştü. Duvardaki saate baktı saat daha 11:00’dı.Kim gelmiş olabilirdi ki?
Pat.
Kapı kırılmıştı.İçeriye Kara Büyücü Diana’nın ordusu girmişti.O kadar kalabalıktılar ki kapıdan sığmamış bazıları camı kırıp oradan girmişti. Diana’nın ordusundaki askerlere verilen “Patkafa” isimli yaratıklar Dedektif Apparel’in neredeyse yarısıydı. Dedektif, iskambil kartlarını çok hızlı bir şekilde fırlattı. Attığı iskambil kartları o kadar hızlıydı ki Patkafaların kollarına bir ok gibi saplanıyordu. Fakat sayı o kadar çoktu ki Apparel bunları sadece iskambil kâğıtlarıyla yok edemeyeceğini anladı.
İki elini birbirine paralel olarak yaklaştırdı ve aniden ellerinin arasından alev topu çıkmıştı. Dedektif Apparel iki eliyle havayı itti ve alevleri Patkafalar"a göndermişti fakat hiç bir işe yaramıyordu.Üstlerinde kara büyü olduğu belliydi.
Çat.
Dedektif, kafasına sert bir cisimle vurulduğunu anlamıştı ve birkaç saniye içerisinde bayıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dedektif Apparel
FantasyBir dedektif... Sadece bir dedektif değil aynı zamanda bir "meta". İyi ve kötülerin savaşından kendinizi alamayacaksınız.