Bu Sinem değildi. Bu bir... Bu bir yansımaydı. Gözlerimi ovuşturup tekrar baktım. Tekrar ve tekrar. Ama Sinem olmadığı apaçık belliydi. O anki korkumu hiçbir şey geçiremezdi. Kafamda çanlar çalıyordu. Iç sesim suskun. Ben suskun. Herkes suskun. Yere yığılmamak için zor tutuyordum bedenimi. Hayır, pes etmemeliydim. Dimdik durup hesap sormalıydım. Arkamı döndüm. Garip adam "böyle olmamalıydı" der gibi bakıyordu yüzüme. Ikimiz de bunun olmasını beklemiyorduk. Ne ben böyle bir şey olacağını bekliyordum ne de garip adam yaptığı şeyin ortaya çıkacağını umuyordu. Ikimiz de ne yapacağımızı bilemedik. Öylece duruyorduk ayakta. Ben daha fazla dayanamayıp koltuğa oturdum.
-Seni dinliyorum.
Dedim sakin olmaya çalışarak. Cesaretini toplamaya çalışır gibi karşıma geçti.
-Herşeyi açıklayacağım. Dedi mahcup bir şekilde. Bu durumda yerin dibine girip çıksa bir şey farketmez.
-Açıklamanı bekliyorum. Evet.? Sinem'e ne oldu? Ne yaptın ona?
-Şimdi değil. Akşam anlatacağım herşeyi.
Ah bu adam beni çıldırtacak. Hala akşam anlatacağım diyor.
-Hayır.! Şimdi anlatacaksın. Dedim sakinliğimi koruyarak.
-Eğer olanları erken görmeseydin akşam herşeyi anlatacaktım. Şimdi olmaz.
-Hah. Şimdi suçlu ben mi oldum? Saçmalamayı kes artık. Çıkar Sinem'İ ortaya. Gidicez burdan.
Ayağa kalkıp odaları gezerek Sinem'e seslenmeye başladım.
-Sinem, hadi çık ortaya. Nerdesin? Gidiyoruz burdan, evimize gidiyoruz, hadi çık.
Garip adam arkamdan gelip ağzımı kapattı.
-Sessiz ol. Dedi kulağıma fısıldayarak. -Yoksa herkes başımıza toplanır.
Ellerinden kurtulup karşısına geçtim.
-Bu herkes dediğin kim, anlat artık herşeyi. Nereye götürdün Sinem'i söyle?
Çıldırmanın eşiğindeydim. Olduğum yere çöküp kafamı kucağıma gömdüm ve -Korkuyorum. Dedim sessizce. O da çöktü benim gibi. Kafamı okşamaya başladı.
-Her şeyi öğrendikten sonra korkulacak bir şey olmadığını anlayacaksın ve haline güleceksin. 45 dakika sonra herşey ortaya çıkacak, sakin ol. Dedi beni kollarıyla sarmalayarak. Beni teselli etmeye devam etti ve güven hissi gönderdi. Artık yeteneğini anlayabiliyordum. Ağlamaya başladım. Gözyaşlarım teker teker dökülüyordu. Sırtımı sıvazlamaya başladı.
-Şş ağlama artık. Gözyaşlarına yazık. Herşey için çok özür dilerim. Biliyorum yaptığım kötü bir şey. Ama ortada korkacak ve endişelenecek hiçbir şey yok inan bana. Şimdiden 5 dakika geçti bile. Az kaldı, sabırlı ol az daha.
15 dakika sonra..
Ben koltukta garip adam ayakta saatin gelmesini bekliyorduk ikimiz de. O benden daha heyecanlıydı. Bir bana bir saate bakıp köşeden köşeye dolanıp duruyordu.
-Otur artık, başım döndü. Dedim. Bir anda durdu ve;
-Çok mu telaşlı gözüküyorum? Dedi.
-Evet.
-Ne oluyor bana anlamıyorum. Hiç bu kadar stres yapmamıştım.
-Bence de mantıksız. Alt tarafı olan biteni anlatacaksın o kadar.
-O kadar değil. Neyse az vaktimiz kaldı.
Dedi ve yerinde sallanmaya başladı. Son 5 dakika kalmıştı. Ben de stresliydim. Neydi acaba bütün bunların cevabı? Acaba Sinem nereye gitmişti? Neden burdan çıkamıyorduk? Garip adam nasıl okuyabiliyordu düşündüklerimi? O kapı.. nasıl bir kalkan oluşturmuştu? Hepsinin cevabını almak için sabırsızlanıyordum. Yukarı katlardan garip bir ses duyulmasıyla garip adam telaşla yerinden kalktı ve;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ DÜNYA ARASI
RomanceTüm samimiyetini bağışladığı babasını küçük yaşta uzaklara uğurlayan ve annesiyle senelerce yalnız yaşayan bir kız. Annesinin ilgisiz tavırlarına alışmak zorunda. Hayatta kalması için annesine ihtiyacı var. Çünkü babasının bir gün ne olursa olsun ge...