gittik bizimkilerle arabaya, durgundum tabi o an savaşı düşündüm onu izledim çünkü o beni yaşamaya sürüklüyordu. çok geçmeden okula geldik savaş elimi tuttu barış ta sudenin bütün okul bize bakıyordu şaşırıyorlardı doğal olarak, sınıfa geçtik efeyle emrede ordaydı savaş Beni yanına oturtturdu efe deli olmuştu sanırım hala ondan bilgi bekldigimi düşünüyor yazık " ne bu lavuk sana mi bakacak her ders öldürürüm bu çocuğu elimde kalır " dedi savaş onun sakallariyla oynamak onu sakinlestiyordu bunu biliyordum. zil çaldı aşağıya indik baris bize kahve almaya gitti bizde laflıyoruz ole efe barışın yanına gitmiş bişeyler konuştu geldiğinde morali bozuktu Belliydi savaş " ne oldu lan bişey mi yaptılar sana " dedi barış" kimin götü yiyebilir kardeşim dedi " oturdular Savaşla barış kardes olmalarına rağmen farklı dünyalarda yasiyorlardı sanki o annesine bağlı ama savaş bağlı degildi bu yüzden arada kavga ederlermis annesine laf söylemez söylemediği gibi de söyletmezmis neyse kahvelerimizi içip sınıfa çıktık okul müdürü içeriye girdi ve "okul bir kamp düzenliyor herkes gidiyor dedi bugün akşam eşyalarınızı hazırlayın ve yarın okulun otobüsüne binip gidecegiz dedi biz şaşkındik neyse emir büyük yerden okuldan çıktık arabaya bindik savasla evimize gidiyoruz eve yetistik indik arabadan eve geçtik hemen eşyalarımızı topladık ben makarna yapmaya geçtim mutfağa savaşta salata yapacak hemen bitirdik işimizi oturduk sofraya yemeğimizi yedik o içeriye geçti ben etrafı temizledim
Onun yanına uzandım biraz film izledik hemen sonra yarın yorucu bir gün olacak uyuyup dinlenelim dedim oda olur dedi yerimize gectik allahım ben bu çocuğun yanında onu izlemekten uyumaya fırsat bulamıyorum dedim gene allaha şükür ettim saçlarıyla oynamaya başladım bilirdim savaşın saçlarıyla oynanınca hemen uyduğunu uyudu o ama ben hala bir insan bu kadar mı güzel uyuyabilir diye düşünüyorum kulağına getirdim dudaklarımi " Senin en güzel yanın ne biliyor musun? Benim yanım" dedim usulca uyudum. biri çit dese uyanırim o derece hafif bir uykum vardır sabah kulağıma getirdi dudaklarını" Belki dünyanın sonu değilsin ama sen benim solumda bir dünyasın." Dedi duydum ama tepki vermedim duydugumu bilsin istemedim demekki dün gece duymuş benim söylediklerimi nese öptü beni
Çıktı yataktan burnuma enfes kokular geliyordu odama geldi elmaciklarimdan öpüp" Günaydın ipek böceğim" dedi direk boynuna sarıldım "Günaydın savaş prens" dedim savaş prens lakabıni çok beğendi heralde masum bir gülüş attı "atınıza binip mutfağa seyahat edeceğiz ama önce lavaboya" dedi aldı beni sırtına ellerimizi yüzümüzü yıkadık e tabi birazcık da su savaşı yaptık. aldı beni sırtına mutfağa götürdü sandalyeme oturdu bardaklarımıza çayımızı koydu kahvatimizi ettik sofrayı toparladık" neden bugün erken kalktım savaş prens "dedim " şşşşş" dedi aldı beni sırtına balkona çıkardı hava çok güzeldi bu sabah sandalyeye oturttu kahvelerimizi getirip oturdu elinde bir kitap vardı " savaş kitap okurmuydun sen ya "dedim evet özellikle şiir dedi kalbimden vurmuştu beni sen çok seversin şiirleri dedi evet haklıydı çok severdim.