Bu bölümü geçiniz!
5.Bölümü okuduktan sonra bu bölümü
#OKUYUNUZ!#
Güne en güzel ibadet olan sabah namazıyla
başlamışdım. Elimde zikirmatik aletiyle tes
bihimi çektikten sonra. Birkaç sayfa Kur'anı
Kerim okumak için raflara özenle yerleştirdi
ğim kitapların arasından kutsal kitabı alıp
makyaj masamın üstüne koyarak okumaya
başlamışdım.Bitirmenin ardından aldığım
zevk ve huzurla dua ederek amin demiştim
tüm içtenliğiyle.Anne ve babamı Allahtan görmeyi ayrıca kardeşlerimle vakit geçirmeyi istemiştim
rabbimden . İnşallah onlarıda görürdüm. Artık ya Türkiye ben gidecektim ya da onlar buraya gelecekti.Zaten okulların kapanma sına üç hafta kalmıştı. Acaba sıla ve serka nın karneleri nasıldı.Saate baktığımda 07:00 geldiğini görüp he-
men sıcacık yatağımdan kalkmıştım .Leva-
boya gidip günlük rutin işlerimi yaptıktan sonra hemen hazırlanmıştım .Yine saate baktığımda 07:40 gelmişti.Hemen çantamı
alıp dışarı çıkıp şirketede doğru yol almış-
tım.Bu gün nedense erken işe gitmek iste-
miştim. Allahtan şirket evime yakındı.Yok-
sa işim biraz zor olurdu. Hemen hemen her
yeri bilsemde yine yabancısı sayılırdım.Şikete gittimde ilk gördüğün kişi her zaman ki gibi Yoo Racheldi.Onu gördüğümde kore- ce diliyle "Günaydın" deyip hal hatır sor-
muştum.Oda bana sıcak bir gülümseme yollayıp "Sanada Günaydın " aynı şekilde banada hal hatır sorarak ayaküstü biraz laflamıştık.Serdar beyin odasında olduğu-
nu öğrendikten sonra asansöre bindim.
Serdar Bey 'in kapısına vurup gel demesini
bekledim."Gel"dedi.Bende içeri girip alış-veriş için izin istediğimi söyledim .Serdar Bey izin verince teşekkür edip odadan çık-
mıştım.Yolda yürüyerek etrafı inceliyip duruyor-
çünkü mimari olan her yapı insanın dikka-
tini her yönüyle çekiyordu .Şunu söylemem
gerekir ki Güney Korede her yeri en güzel şe
kilde değerlendirip insanların hizmetine su-
nuluyordu.Ayrıca çevre temizliğede çok ö-
nem veriliyordu.Hoşuma gidende en çok bu
olsa gerekti.Alışveriş e gittiğimde ilk olarak bir kaç par ça kıyafet almıştım. Sonra evde eksik olan mutfak için araç-gereçte aldıktan sonra biraz dinlenmek için restoran olan kısma gitmiştim. Yaklaşık ellerimde 5 tane alış veriş paketleriyle dolup taşmıştı.Anlayaca
ğınız kollarım koptu desem yeridir.Masama geçip biraz soluklanıp dinlendik
ten sonra sipariş vermek için el kaldırıp is
tediklerimi söylemiştim bir çırpıda.Garson
elindeki küçük not defterine söylediklerimi yazıp gitmişti. Bende sipariş ettiklerim ge
lene kadar kız kardeşimi aramak için tele
fon rehberine girip sılanın numarasını ara
ma yerini dokumatik telefonumun üzerine
dokunmamla telefonumu kulağıma daya
mıştım.Çalıyor...çalıyor ama bir türlü cevap veren
yoktu.Acaba burası gündüzken orda gece
mi yaşanıyordu.Ah! tabii yaa neden daha önce aklıma gelmedi.Güney Kore ve Türkiye arası tam 6 saat fark var.Yani güneş ilk önce Güney Korede doğuyordu. Telefona cevap veren birisi çıkmıştı sonunda.O sıra da koreli bayan garson elinde taşıdı ğı tepsi de ki hamburgeri masama koyup ardından korece diliyle " Afiyet olsun"deyip uzaklaşmıştı hemen .Telefonumu kulağıma daya dığımda ;
"Alo Sıla sen misin?"
"Evette.Hayırdır abla bir problem mi var?"
"Saat kaç orda ?"
"Saat 21:00 geçiyor. "
"Haa! iyi o zaman merak etmiştim de öyle-
sine.""Neyse boş ver sen onu da.Eee abla ne ya pıyorsun?Nasılsın oralarda,yakışıklı koreli lere rast gelebiliyor musun?"
"Sus! kız günaha sokma beni yeteri kadar yakışıklı var zaten."dedim gülerek.
"Aaay! abla yerinde olmayı ne kadar çok
isterdim bir bilsen.""Bilmem mi hiç?"
"Ay birde abla müslüman olsalar varya ya kışıklı birisini gördüğüm an direk nikahı ba- sardım."
" Sen yapardın orası kesin."
"Yaa abla sen daha prensinle karşılaşma- dın mı yaa?
"Yok yaa bir türlü karşılaşmak nasip olmu-
yor ki."derken bir yandan hamburger yiyor-
dum."Abla çok dua et bir bakarsın burnun di-
bindedir.""Nerde o günler canım."dedim umutsuzca.
"Abla ben sana bir şey sorcam. "
"Sor bakalım"dedim kolamı içerken .
"Ufuk diye birisini tanıyor musun? "dediği
an yudumladığım kolayı biran da püskürt-
müştüm.Daha önceden bir yerlerden püs
kürtmüş müydüm her neyse."Abla iyi misin?"dedi telaşlı bir sesle.
"Sıla sen ... ufuk sizin okulda olduğunu bil-
diğin halde niye bana soruyorsun ?Banane
ondan ""Çünki seni seviyor da o yüzden!"
"Biliyorum lanet olsun biliyorum."
"Abla ona aşık değilsin orasını anladıkta şey...-derken sözünü kesmiştim."Şey ne!"
diye bağırmıştım en sonunda."Ufuk senin Güney Koreye gittiğini öğrendi
ğinden beri ruh gibi abla yanındaki arkadaş ları ne yapacaklarını şaşırdılar resmen.""Ben ne yapabilirim ki Sıla !" Umrumda de
ğil hani."Haberin olsun diye söyledim."
"Neyse sen Aileme çok selam söyle tamam
mı?""Tamam .Sende kendine çok dikkat et "
dedi .Bende "Tamam" deyip telefonu çantama koymuştum .Sıkıntından nefesimi tutup yanaklarımı şişirip vermiştim.Bu çocuk ger
çekten fazla olmaya başladı. Dünyanın bir
ucundan ağrı nasıl da hayatıma karışıyor.
Allahım sen sabır ver! Bu ülkede bile bana
rahat yüzü yok anlaşıldı.Her neyse en iyisi
bu can sıkıcı düşünceleri bırakıp hamburge
ri yemeğe kaldığımız yerden devam etmek.Son bir ısırık daha alıp hamburgeri yiyip bi tirmiştim.Garsonlardan hesap istemiştim gelen kişini kim olduğuna bakmadan.Kar şımdaki Jun olduğundan habersiz elindeki hesaba bakıp fiyatının 9,30 von olduğunu söylemişti.
Hala garsonun yüzüne bakmıyordum aptal gibi.Sonra çantamdan 9,30 von çıkarıp he hesaba koyacağım anda ister istemez kar
şımdaki kişiye baktığımda jun'u görmeyi
beklemiyordum.Üzerinde garson kıyafetiy
le tam bir afet olmuştu.Bunun yanında di
limde lal olmuştu.Nefes almayı dahi unut
muştum.Dünya benim için durmuştu sanki.Allahım Sana Şükürler Olsun!!!Sonunda Jun'u bul muştum.
😍😍
"ALLAHIM BU BİR RÜYAYSA
NE OLUR BENİ UYANDIRMA!!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I KORE
RomanceHerşey saklıdır.Yalnız ben ilk defa hikaye yazdığım için yazım hatası veya anlayış tarzımıda beğenmeye bilirsiniz.Bazı bölümler sıkıcı da olabilir.Size bırakıyorum 😄😀😊☺😉😛😜😅😉.