İskoçya, Kış
Yaşlı klan reisi Stark Macduff (Mac:soy isimlerindeki bu ek kişinin irlanda ve iskoç kökenli olduğunu gösterir) o akşam 4 kızıyla birlikte yemek yerken verdiği karardan neredeyse vazgeçmek üzereydi.
Haftalar öncesinde bizzat kral tarafından yazılan bir mektuba bu kadar üzülebileceği hiç aklına gelmemişti. Mektupta Stafford Dükalığı ile evlilik yoluyla akrabalık ilişkileri kurması gerektiği açıkça emrediliyordu.Yaşlı klan reisi duruma hiç anlam verememişti.Çünkü: Stafford dükünün yeğeni Linda ile kendi abisinin oğlu Colin 2 yıl önce yine kralının emriyle evlendirilmişti. Aynı aile ile bu kadar yakın zamanda tekrar bir evlilik... Kralı kendisinden ne istediğinin farkında mıydı? Kızlarından birini İngiltereye kurban vermesini istiyordu. Verdiği karardan çok pişman olacağını biliyordu,tekrar düşünmeli miydi? Evet kesinlikle düşünmeliydi. Ağzındaki eti usul usul çiğneyerek en büyük kızı Anabell e baktı. Kahverengi saçları, koyu menekşe gözleri ve uysal tavırları ile annesinin bir kopyası gibiydi. Yaşlı adam ona bakınca yıllar önce kaybettiği eşini hatırlar, acısını kızının gözlerinde hafifletirdi. Anabell olmazdı,hem zaten 3 ay önce sözlenmişti. Yemeğinden bir parça koparan adam Anabell in bir küçüğü olan Bella ya gözlerini dikti. Turuncu saçları yine her zamanki gibi öylesine örülmüş, örgünün etrafından düzinelerce fırlayan saç telleri ısrarla arkaya doğru atılmısti. Aslında fazlasıyla dağınık, kıvırcık ve sık saçları vardı.İri yeşil gözleri keskin zekasının parlaklığıyla karanlıkta bile kendini belli edebilirdi. Bella onun için tam bir hayal kırıklığıydı. Bir erkek gibi yemek yemesini izledi bir süre. Ağzını şapırdatmasını dinledi. Bella mı diye sordu kendine .Hayır hayır kesinlikle olmazdı, onlara hakaret ettiğini bile düşünebilirlerdi. Bella nın kesinikle bir iskoçla evlenmesini isteyen yaşlı adam o zamana kadar onu olmayan erkek çocuğunun yerine koymuştu bile. Bir kız olmasına rağmen erkek gibi pantolon giymesine, talim meydanlarında erkek gibi kılıcını savurmasına, atına eyersiz binebilmesine hatta erkek gibi homurdanıp küfretmesine alışmıştı. Küçük Cate ye baktı adamcağız , henüz 14 üne yeni girmişti. Mary ise daha 12 yaşındaydı.Başka çaresi yoktu Anabell in sözünü bozmak zorundaydı bu akşam Macklanlara bir mektup yazıp durumu açıklamalı ve bu sözü bozmalıydı. Bu kararı yıllardır olan dostluklarını bozacaktı ama başka çaresi yoktu.Zavallı Anabell umarım o genç adama aşık olmamıştır diye içinden geçirdı klan reisi.
..........................................................................................................................
Yemekten sonra bütün kızlar ablalarının odasının yolunu tuttu .Bugün günlerden salıydı. Her salı olduğu gibi herkez Anabel in odasında toplanmış bir hikaye anlatmasını bekliyordu.
"Tanrım yemin ederim ki Bella bunu bilerek yapıyor. Her zaman geç kalmayı nasıl başarıyor.Bazen çok sinirimi bozuyor"
"Cate!!! o senin ablan. Lütfen bu şekilde konuşmayı bırak.Üzerini değiştimesi biraz zaman alıyor o kadar" Anabell homurdanan kardeşlerini sakinleştirirken Bella odaya girdi.
"Ohh sonunda . Lütfen artık geç kalma, her salı seni bekliyoruz"diye dert yandı minik Mary. Bella kardeşinin yanağına bir öpücük kondurup cebinden bir mektup çıkardı. Havada kağıdı sallayıp;
"Evet sevgili kız kardeşlerim bu salıda geç kaldım .Ama bu sefer haklı bir nedenim var,"
"O elindeki nedir Bella" diye sordu Anabell
"Bugün kale etrafında atımla bir gezinti yaparken yine Macklanların adamlarından birine rastladım, sana yazılmış bir mektup ablacığım. Adamcağız iki günlük yoldan gelmiş bunun için." Bella mektubu Anabel e uzattı. Genç kız neşeyle bir kahkaha atıp mektubu hemen alıp okumaya başladı.Okumayı bitirince Bella nın boynuna öyle sert sarıldı ki neredeyse nefessiz bırakmıştı kızı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Leydi
Historical FictionKralın emriyle evlenmek zorunda kalan iki genç... Toprak sahipleri arasındaki mücadele... Mecburi görevler... Bakalım Arthurt bir dük olmanın sorumluluklarını yerine getirebilecek mi? Vahşi iskoç gelinimiz Bella bir leydi olabilecek mi?