₪Çok zaman geçti. Krallığa pek kalmamıştı. Bu kadar yol üzerine dinlenmemiz gerektiğini her ikimizde biliyorduk. Biz kim miyiz? Atım Abelard ve Ben. Peki ya ben kimim? Ben ise Alan*(Elın). Babam ise, annem hep onun çok güçlü bir şövalye olduğunu anlatırdı. Annem, o hasta ve ölmek üzere ama ben çaresizce hiçbir şey yapamıyorum. En kötü tarafı da bu zaten. Krallığa ise annem için yardım istemeye geldim. Annemin hasta olması bir yana yeterince erzağımız olmadığı gibi birde yağmacılar yüzünden korkuyoruz. Annemle yeşillikler içinde bir vadide yaşıyoruz. Kayıp Vadi olarak bilinen bu vadinin geçmişi çok eskilere kadar dayanıyor. Neden bu ismi vermişler bilen yok gerçi. Zaten şuan aklımdaki tek soru krallıkta anneme yardım edebilecek biri var mı? Ne yazık ki bunu duşünmeye zamanım yoktu. Çünkü geçen her dakika annem için daha kötüye gidiyordu. Sonunda Kraliyetin kapısına geldim. Derdimi muhafızlara anlatıp içeri girince muhafızlardan biri atımı alıp ahırda ihtiyaçlarını giderirken ben de Kralın yanına doğru ilerlemekteydim. Buraya ilk kez gelişim değil. Kendimi gereğinden fazla sıktığımı hissettim. Neden böyle olduğuna dair bir fikrim yoktu.Krallığın içinde muhafızlar sürekli nöbet halindeydi. Parlayan gümüş zırhlarıyla her an saldırıya hazır bir şekilde bekliyorlardı. Taht odasına doğru yaklaştım. Dev kapı muhafızlar yardımıyla açıldı ve içeri girdim. Kralın yanında iki prens Ander ve Edward ve iki prensin yanında da bir kız vardı. Bu Prenses Evanlyn olmalıydı. Daha önce bu kadar güzel bir kız görmemiştim. Uzun saçları,ince beli ve bembeyaz uzun elbisesiyle adeta büyülenmiştim. Prenses Evanlyn'e bakarken kalın bir ses ile irkildim;
"Hoşgeldin"
Bunu söyleyen Kral Duncan'dı.
"Hoşbuldum efendim."
Kralın halkına yardımda bulunmayı sevdiğini bütün halk bilirdi. Ama yinede tereddüt ettim. Yüzümdeki ifadeden anlamış olsa gerek bana;
"Bir sorun mu var,Delikanlı?"
"Efendim,bildiğiniz üzere annem hasta,ve yeterli erzak yok."
Başımı kaldırıp kralın gözlerine baktığımda şefkatle bakan gözler gördüm.
"Emin olabilirsin ki gereğini yapıcağım."
"Efendim,bir de yağmacılar yüzünden hep bir korku içindeyiz."
"Gereğini yapacağım Delikanlı."
"Teşekkür ederim efendim,müsadenizle."
Kral başını eğdiğinde gitmem gerektiğini anlamıştım.Ufak adımlarla geri çekildim.Muhafızlar kapıyı kapattı.Mutluydum ama aklımda "O" vardı.Prenses Evanlyn.Atım Abelard'ı da aldıktan sonra hızlı bir şekilde yola koyuldum.Yaklaşık yarım saat sonra Abelard'a birşey olduğunu hissettim.Eyerden inip etrafa bakındım.Çalılardan sesler geliyordu.Korkmuştum.Yerden bir sopa alıp yaklaştım.Tam o zırada ince bir ses;
"Eğil,hemen!"diye bağırdı.Hemen eğildim.Çalıların arasından kocaman öfke saçan bir yabandomuzu fırladı.Domuz bana doğru koşarken birden yere yığıldı.Vahşi hayvan korkunç seslerle inleyerek can çekişiyordu.Yerden kalktığımda hayvanın kalın kirli postunda sipsivri bir fırlatma bıçağı saplanmış duruyordu.Etrafıma tekrar bakındığımda bir karaltının hızla benden kaçtığını gördüm.₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYAMET GÜNLÜKLERİ
FantasyBelki de bu bir kıyametin kehaneti, belki de bir kurtuluşun. Hangisi olursa olsun bu kolay olmayacak. Şeytan yeryüzüne indi. Kıyamet başlıyor. Mahşer için hazırlık yapıldı. Dehşetle dolu bir dünya geliyor. Kanlar akıcak. Ama bunlardan biri farklı. B...