Alan hızlı bir şekilde Abelard'ı ince bir ağaca bağlarken karaltının gittikçe uzaklaştığını gördü.Alan peşinden koşmaya başladı.Bir süre sonra karaltının yok olduğunu gördü.Etrafına iyice bakındıktan sonra geri dönmeye karar vermişti.Ama Alan ensesinde buz gibi bir nefes hissetti yavaşça arkasını döndü ve gördüyle kalakaldı.Arkasındaki soğuk nefesin sahibi bir Troll'dü.Troller elfleri ve insanlardan nefret ederlerdi.Alan o anda bir elf olmadığı için kendini şanslı hissetti.Ama işin kötü tarafı ise Alan'ın bir insan olmasıydı.Alan Arkasındaki Trollü görünce dehşete kapıldı.Alan Kayıp Vadiden pek uzaklaşmazdı.Bu Troll gördüğü ilk Trolldü ve sonuncusu olmasını istemişti.Troll bir eliyle Alan'ın boynunu yakalamış diğer eliyle de ona vurmak üzereyken Alan o ince sesi tekrar duydu.
"Hemen gözlerini kapat!!"
Alan artık bu sese güveniyordu gözlerini kapatıp açmasıyla hızla yaydan fırlayan okun sesini duyması bir oldu.Gözlerini büyük bir korkuyla geri açtı ve onu tutan Trollün hala dik durduğunu gördü ama bu o kadar uzun sürmemişti.Alan Troll ile birlikte yere düşmüştü.Troller çirkin yüzlerini simsiyah detaylı maskelerle örterlerdi.Alan kalkerken Trollün kafasına saplanmış olan oku gördü.Etrafına bakındı o sesin sahibi yine yoktu.Alan sinirli bir şekilde
"Ah!Hadi ama hemen nereye gitmiş olabilirki?"diye bağırdı.Geri dönmek için hafızasını kurcaladı ama hatırlayamadı.Tam o sırada o ses yine ormanda duyuldu.
"Sanırım beni ve kaybettiğin yolu arıyorsun,doğru mu?"
Alan etrafına baktığında kimseyi göremiyordu.O sırada sık ağaçların arasından birinin atladığını duydu.Arkasına baktığında yüzü kirlenmiş,siyah örgülü saçları olan güzel bir kız gördü.Kızın elinde çok az kişinin kullanabileceği bir yay vardı.kız Alan'ın gözlerinin içine bakıp
"Senin gibi savunmasız bir insan ormanda yalnız ne arıyor?"
Alan ne diyeceğini bilmiyordu.
"Şey be-ben sadece "
"Sadece beni takip ediyordun,değil mi?"
Kız haklıydı.
"Ben sadece sana teşekkur etmek istedim o kadar."
"Hm,pek inandırıcı değil ama geçerli bir sebep."
"Bence en azından hayatımı kurtaran bir kişinin adını bilmemde bir sorun olmaz değil mi?"
"Eretria,oldu mu?"
Alan daha da uzatmak istemiyordu.
"Ee-evet."
Güzel kıs Alan'ın gözlerine bakıp eliyle bir patikayı gösterdi.
"Bu patikadan köye inebilirsin."
"Yapamam,Abelard burada."
Kızın yüzünde bir hayal kırıklığı belirdi.
"Abelard,kız arkadaşın mı?"
Alan ufak bir tebessümle:
"Hayır,o benim atım."
Kızın yüzündeki hayal kırıklığı ifadesi yok olmuştu.
"Hadi o zaman gidip atını alalım."
"Yolu biliyor musun?".
Kız kendinden emin bir tavırla:
"Buralar ben sorulur,bu ormani benden iyi bilen yoktur."
"Sevindim hadi gidelim."
"Hadi!"
Eretria ve Alan hızla ormanda ilerliyorlardı.Eretria yolu işaret ediyor Alan onu takip ediyordu.Beş dakika bile olmadan Eretria doru at Abelard'ı bulmuştu.Alan atına kavuşmanın mutluluğunu yaşarken Eretria bir işaret yaptı.
"Alan sakın ses çıkarmayın!"
Alan kafasını salladı.
Eretria hızla bir ok alıp yayına takmıştı.Elinde okuyla hızla velen Trollerin sesini duydu.Arkasına dönüp Alan'a gitmelerini işaret edecekti ki ağaçların arasından çıkan Troll dikkatini dağıtmıştı.Hemen okunu çekip Trollü yere yığdı.Alan bu gördükleri karşısında şaşkındı.Daha önce hiç bu kadar cesur bir kız görmemişti.Eretria'nın hızla fırlattığı okları her seferinde tam isabet ediyor Trolleri yerle bir ediyordu.Yorulmuş olan Eretria'yı gören Alan hızla Abelard'ı çözüyor ve yola koyulmaya çalışıyordu.Eretria'nın elleri artık hırpalanmaya başlamıştı.O kadar hızlı ok fırlatıyordu ki son okunu fırlattığında elininin kanadığını bile hissetmiyordu.Alan bağırdı:
"Eretria,gel hadi!"
Eretria koşarak Abelard'a doğru koştu.Alan'ın yardımıyla ayere çıkabilmişti.Alan hızla Abelard'ı sürüyor,Eretria ise hala arkasında koşan Trollere ok atıyordu.Alan hızla giderken ağaçlık bir yer gördü.Eretria ise kalan 2-3 Trolle ok atıyordu.Eretria büyuk bir mutlulukla:
"onları atlattık!"dedi
Alan da mutluluğunu belirtmek adına gülümsedi.Eretria yayını sırtına geçirmiş Alan'a sarılmıştı.Yol boyunca Alan'a sarılmış dinleniyordu.Alan bundan keyif duyuyordu ki küçük sık ağaçlı bir yerde durdu.
"Geceyi burada kamp yaparak geçirebiliriz."
Eretria başını salladı ve ateş yakmak için dal parçlaraı toplamaya gitti.Alan onu görünce yanına koştu.Tshirtünün yanından biraz yırttı.Eretria'nın omzundan tutarak onu bir kayanın ustüne oturttu.Elini tuttu ve:
"canın çok yanıyor mu?" dedi
Eretria zorla farkedilebilecek bir gülümsemeyle ona baktı.
Alan bu pırıl pırıl gözler karşısında akalkalmıştı.
Eretria acılı bir sesle:
"Fazla değil alıştım artık."
Alan çekingen bir tavırla:
"Ne kadardır buradasın?" diye sordu.
Ertria Alan'a bakıp:
"Bilmem,belki de 10 yıl olmuştur."
Alan daha fazla soru sormak istemedi.Hızlı bir şekilde T-shirt parçasını Eretria'nın kanlı eline sardı.
"Teşekkür ederim,Alan."
"Rica ederim.Asıl teşekkür etmesi gereken benim.Hayatımı tam iki kez kurtardığın için çok saol.Çok cesur bir kızsın Eretria."
"Ahh,iltifatların içinde çok teşekkür ederim.Ama seni kurtarmasaydım ölmüş olucaktın ve bu bence çok kötü birşey."
"Doğru,bencede bu kötü birşey."
Ay gökyüzüne iyice yükselirken Eretria Alan'ın omzuna yasalnamış ateşin önünde uyuyordu.Alan da ona katılmak için kayaya yaslandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYAMET GÜNLÜKLERİ
FantasíaBelki de bu bir kıyametin kehaneti, belki de bir kurtuluşun. Hangisi olursa olsun bu kolay olmayacak. Şeytan yeryüzüne indi. Kıyamet başlıyor. Mahşer için hazırlık yapıldı. Dehşetle dolu bir dünya geliyor. Kanlar akıcak. Ama bunlardan biri farklı. B...