İki atın çektiği arabayı ellili yaşlarda geçimini ormanda ki klubesinde yaptığı taş ve odun olmalarıyla sağlayan oymacı Jan olarak bilinen bir adam sürüyordu. Yanında ise ailesinden geriye kalan tek erkek torunu Jirou.
Yine her ay olduğu gibi Bin Nilüfer şehrine gitmek için kestirme olan ölü toprakların yakınından geçerken bir çığlık duydular. İlk başta korksalarda sonradan ara ara hıçkırıklar ve ağlama sesleri yüzünden merakla sese doğru arabayı sürmeye başladı.Oraya vardıklarında yerde çıplak yatan küçük bir çocuk ile karşılaştılar.
"Büyükbaba bak! Hala nefes alıyor." dedi küçük çocuk büyükbabasının kolunu çekiştirerek. Yerde yatan Anks'ı pelerinini çıkarıp sardı ve kucağına alarak arabasının arkasına yatırdı. Daha fazla bu lanetli topraklarda durmamak için acele ile atlarını kamçıladı.
Araba ölü topraklardan uzaklaşırken Büyülü orman bahçesi yeniden gözden kaybolmaya başlamıştı.
..................
Karyolada uyuyan çocuğun başında bekleyen üç~dört yaşlarında başka bir çocuk daha vardı. Neredeyse bir aydır her gün bu gümüş saçlı uyuyan çocuğun başında bekler ve kendinden bahsederek uyanmasını onunla oyun oynamak istediğini söyler saçları ile oynardı.
Yaşlı tüccar ise Anks'ı bulalı bir ayı geçmiş lakin çocuğun hala neden uyanmadığını merak ediyordu.
Yine her gün yaptığı gibi karyolada yatan çocuğun terini silerken birden mora yakın eflatun gözlerle karşılaşınca bir an şaşırarak irkildi.
Biri mavi diğeri mora yakın eflatun rengi iki göz uzun bir süre birbirilerini süzdüler. Aradan geçen iki tütsü kadar vakitten sonra mavi gözlerin sahibi olan yani yaşlı adam oturduğu sandalyeden kalkarak odadan çıktı.(ÇN: Bir tütsü süresi yaklaşık 15-20 dakikadır.)
Eflatun mor gözlü çocuk giden adamın arkasından baktıktan sonra gözlerini tavana dikti. Düşünecek o kadar çok şeyi vardı ki. Aslında sadece kendi dışında hiç bir şeyi hatırlamıyordu.
Adını yaşını biliyordu. Temel şeyleri, okumayı ve yazmayı bildiğini biliyordu. Hatta rüzgara yön ve şekil verebileceğini de biliyordu. Ama nereden nasıl geldiğini bir türlü hatırlamıyor tam tersi hatırlamak istedikçe başına ağrılar giriyordu.Jan ve torunu Jirou klubenin dışında öğlen güneşinin altında avladıkları geyik ve tavşan etini kuruturlarken klubenin kapısı gıcırdayarak açıldı.
İlk görünen şey gümüş rengi saçları ve ufacık burnuydu.
"Gel bakalım evlat uzun süredir uyuyordun.Biraz yürümek iyi gelir kaslarına." Küçük çocuk yaşlı adamın sesini duyunca irkildi. Ardından dışarıya adımını atarak ikisinin yanına yürümeye başladı. Aslında yürürken zorluk çekmesi lazımken vücudu o kadar rahattı ki uyandığında dahi kaslarını açmak için hareketlenmesi bile zor olmamıştı."Eh söyle bakalım evlat orada tek başına ve şey çıplak ne işin vardı." Çocuk adama şaşkınca bakarak başını salladı.
İlk ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Nerede olduklarını öğrenmek için çevresine baktı.sık ağaçlarla kaplı bir ormanın ortasında ağaçlardan yapılmış bir klübeyi gördü önce. Klübe çıktığı yerdi sonra beyaz meyvelerle dolu çalılar dikkatini çekti.Ardından çevredeki taş heykelleri ve odun istifi. Bakışları tekrar diğerlerine döndüğünde derin bir nefes aldı;
"Bilmiyorum...Hatırlamıyorum... Ben... Ben adım dışında geçmişimi dahi hatırlamıyorum." Çocuğun dediklerini sakince dinleyen adam derin bir nefes alarak geri verdi.
"Hmm dediklerini anladım. O zaman bize adını söyle. Önce biz başlayalım ben Ha Jan. Buda tek torunum Ha Jirou, daha dört yaşına yeni girdi. Böyle ufak tefek olduğuna bakma çok yaramazdır kerata" Diyerek göz kırptı."Benim adım. Anks. Li Anks ve sekiz yaşındayım."
...........
Anks, Ha Jan ve Ha Jirou ile birlikte ormanda yaşamaya başlayalı on ayı geçmişti.
Yaşlı adamdan avlanmayı öğrenirken ufak çocuk ile de oyunlar oynayıp ona okumayı ve yazmayı öğretiyordu.
Aylar ayları mevsimler mevsimleri kovaladı ve aradan dört sene geçti.
Li Anks şimdi oniki, onüç yaşında uzun gümüş saçlara hafif kaslara sahip bir gence dönüşürken elinden geldiğince ev işler, avlanmak ve büyükbaba Jan'dan oymacılık öğreniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKS
FantasyBenim İkinci (TUHAF) Hayatımın Hikayesi Dünyada dört farklı tür vardır. Ejderkanlar :Soyu ejderhaya dayanan ışık ve karanlığın varisleri. Büyü efendileri : İnsan olanlar ve rünler ile büyü yapabilen tek varlıklar. Doğanın çocukları :...