Austin tüm ağrılarını unutmuştu. Koşarak Alix’nin yanına gitti. Ne yapacağını bilemiyordu. Bilinçsizce elini kızın omzuna attı. Alix acıdan irkildi. O an Austin ona dokunmaması gerektiğinin farkına vardı. Alix konuşamıyordu ve bunun sebebini ikisi de bilmiyordu. Alix’in bilinci yerine gelmişti ve bacağının uyuşukluğu geçmeye başlamıştı. Tarif edilemez bir acı çekiyordu ama çığlık bile atacak hali yoktu. Vücudunun hiçbir yerini kıpırdatamıyordu. Sadece gözlerinden sıcak yaşlar akıyordu. Elleri soğuktan ve hareketsizlikten morarmaya başlamıştı. Alix’i öyle görünce Austin’in kalbi parçalandı. Arabanın dışında, onun yanına oturdu. Ona dokunmaması gerektiğini biliyordu. Ama onu bu halde görmeye daha fazla dayanamazdı. Kızın ellerini avuçlarının içine aldı. Öpmeye başladı. Ellerini doymaksızın öpüyordu. Adamın içi o kadar yanıyordu ki, kızın ellerini kalbine bastırıp onunla birlikte ağlamaya başladı. Gözü hiçbir arkadaşını görmüyordu. Sadece Alix vardı o an. Sadece Alix…
15 yıldır tanışıyorlardı. Hiçbir zaman Austin kıza olan duygularını bariz bir şekilde anlatamamıştı. Buna rağmen aralarında hep bir bağ vardı. Her zaman diğerlerinden farklılardı. Alix de Austin’e karşı benzer şeyler hissediyordu. Sadece biraz daha çekingendi. Aralarında hiç somut bir ilişki olmamasına rağmen hallerinden memnunlardı. İlkokul 1. Sınıfta tanışmışlardı. Şu an üniversite 2. Sınıftalardı. Mimarlık okuyorlardı. Austin tıbbı kazanmıştı ama Alix için mimarlığı seçmişti. Alix’e göre bu onun için yapılan en büyük fedakarlıklardan biriydi.
Alix, Austin’le olan hikayesinin sona doğru yaklaştığını hissediyordu…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar
AdventureSadece basit bir geziydi. Bu boyutlara ulaşabileceğini kim tahmin edebilirdi ki? Belki de şeytanın oynadığı bu oyunları en başından reddetmeliydiler ama şeytan aralarındaydı, ve onlar bu kadar zeki değillerdi... Bir anlık acele, bir anlık korku, bir...