Bölüm -1

984 35 10
                                    

(Diziyle bağlantılı bölümleri olacaktır)

Gün daha yeni doğmuştu ki Hilal çoktan ayaktaydı. Babaannesi ve annesi uyurken evden sessizce çıktı.O kara,o Hilal'in ve dava arkadaşlarının canını yakan ,o musibetli gün gelip çatmıştı.Yunanlilar İzmir 'e ayak basacaktı.Vatan toprağında düşman askerlerinin ayak sesleri yankılanacaktı.Tabi onu ve arkadaşlarını çiğnemelilerdi önce.
Çünkü esaret altında kalmaktansa ölümü yeģlerdi bir Türk .

Sokaklarda Yunan yanlılarının astığı bayraklar vardı.Bu insanlar nasıl bu kadar nankör olabilir? diye düşünmeye başladı Hilal.Bir sonuca ulaşamadan Hasan Tahsin'in matbaasına gelmişti.Zaten bir sonuca ulaşmak mümkün değildi .Köpek bile yediği kaba ihanet etmezdi.Ama insan dünyadaki en küçülebilen varlıktı.Iceri girdiğinde Hasan Tahsin gazeteleri düzenliyordu.

-Hayırlı sabahlar Hasan abi,dedi.(Ne hayırlı bir sabahtı gerçi?!)

-Sanada Hilal kardeşim sanada, dedi Hasan yüzünde bir tebessümle.Hilal bu tebessüme anlam verememişti.

-Niye mutlu gibisin Hasan abi ?Düşman kapıya dayandı.

-Gelsinler Hilal kardeşim gelsinler.Evvelallah nefes aldığım müddetçe onlar ölmeye mahkum.

-Ne demek istiyorsun abi ? 

-Gelen Vasiki mıdır Vasisi midir Yunan komutan?

-Vasili.

-İşte ölümü elimden olucak.

-Bana da silah ver Hasan abi. Seni yalnız bırakmam seninle birlikte ben de vururum bir tane.Zaten yüreğim şehrimin düşmanla dolmasını kaldıramıyor.Sehit olurum bende.

-Hayır Hilal sen şimdilik geri dur.Senin bir ailen var kendini böyle tehlikeye atma.Ayrıca seni de kaybedersek kim halkı cesaretlendirir? Kalemine sahip çık sen Hilal kardeş.

-Silah verme ama yine de gelicem seninle.Engel olma bana .

-Peki , gemi limana bir saate kalmaz yaklaşır.O zaman gideriz .

-Peki.

-Sen burda bekle Hilal ben bir yere uğrayacağım.On dakikaya gelirim.

Hilal başını salladı.Hasan Tahsin matbaadan çıkar çıkmaz özel durumlar için matbaada bulundurduğu silahı alıp sakladı.Onun da eli boş durmayacaktı. Oturup Hasan abisini beklemeye başladı.

Hasan Tahsin gideli 1 saat olacaktı nerdeyse.Beni almadan gitti ,diye düşündü Hilal.Ona bir zarar gelsin istemezdi çünkü .Hasan Tahsin 'in gelmeyeceğini anlayan Hilal limana gitti .Kalabalık toplanmıştı bile.Kalabaligin içinde Hasan Tahsin ' ı ararken iki el ateş edildiğini duydu.Hasan abisi ateş etmiş ama genç Yunan subayı onu vurmuştu.Hasan Tahsin başarılı olamamıştı.Ona doğru koşmaya başladı Hilal .Hasan Tahsin ölemezdi,ölmemeliydi. Ama yüzünde bir tebessüm gözü açık olarak şehit olmuştu.Gözunü kapatıp ayağa kalktı Hilal.O yunan subaya doğrulttu silahını.Vuramasa bile abisinin arkasına giderdi o da .Vatan için canının bir önemi yoktu.Tam ateş edecekti ki kolu bir anda çekildi.Gelen abisi Ali Kemal 'di. Silah elinde patlamıştı. Yunan askerler abisini tutukladı anında.
Ne yapacağını bilemeyen Hilal askerleri ezip geçmeye çalışıyordu.

Bu sırada Cevdet Yunan komutanı olduğunu kanıtlamak için gözü kapalı bir Türk gencini öldürmek zorundaydı.Silahini doğrultmus sıkıcaktı ki.

-Baba diye bir ses duydu. Dönüp baktığında mavi gözlü kendisine benzeyen bir kız gördü.Kizin gözü yaşlarla doluydu.Kızıydı bu evin küçük hanımı Hilal 'di.

Ateş pozisyonuna geçen Yunan askerlerini görünce Hilal 'abi!' diye bağırmaya başlamıştı.Cevdet o an anlamıştı onun da oğlu Ali Kemal olduğunu .Askerleri hemen durdurdu.Ali Kemal 'ı tutuklamakla yetindi sadece .Buna tepki gösteren Yunan taraftarları için de ,'hoşgörü getirmek uğruna burdayız'diye bir konuşma yaptı.

Küçük HanimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin