2. Bölüm♥Uykucu

563 41 54
                                    

Eve döndüğümde Alya oradaydı. Olayları heyecanla ballandıra ballandıra anlattı. Bütün olayları bildiğim için bana oldukça sıkıcı ve sıradan geliyordu. Olanları anlatma işi bitince aşağı kata indik. Babam içinden çikolata akan bir Sufle yapmıştı. Alya ile televizyona bir romantizm filmi bulduk. Macera da içeriyordu. Alya ve ben televizyon karşısında hem televizyon izliyor, hemde Suflemizi yiyorduk. Derken filmimizin en romantik yerinds bir sondakika haberi ile bölündü. Muhabir zar zor mikrofonu elinde tutmaya çalışıyordu.
Muhabir:
"Evet sayın seyirciler. Gördüğünüz üzere zar zor konuşuyorum. Sözü uzatmayacağım. Gördüğünüz üzere kimliği belirsiz bir kişi elindeki sopasıyla tüm Parisi niyeti belli olmadan uyutuyor, uyutmaya çalışıyor. Eğer bu olayı görüyor iseniz; uğur böceği ile kara kedi bize yardım edinnnn!.."

Ve muhabir de zamanı belirsiz bir uykunun yolcusu oldu. Alya telefonunu alıp izin istedi.
Alya:
"Bu şans kaçmaz Marinette! Geliyor musun?"

Marinette:
"Eee ben burada kalıp, saklanacağım. Sen git."

Alya:
"Kızım saklanarak neyi kaçırıyorsun bir bilsen? Uğur böceği ile kara kedi göremeyeceksin!.."

Marinette:
"Merak etme bugün onları göreceksin!.."

Alya elimi tutarak olay yerine kadar resmen zorla sürükledi. O bir kenatda durup uğur böceği ile kara kedinin çıkmasını bekledi. Bense oradan kaçmayı bekliyordum. Uzaklaştığımı gören Alya sinirledi.
Alya:
"Marinette nereye gidiyorsun. Hadi ama Marinette bu kadar korkak olma!!!"

Marinette:
"Telefonumu unuttum. Uğur böceğini bende çekmek istiyorum."

Alya:
"Ben çekip sana gönderirim. Hem bloğumdan da izleyebilirsin."

Marinette:
"Aaa tamam..."

Plan işe yaramamıştı. Başka bir yol bulmak gerekiyordu. O sırada arkamdan biri belirdi. Ve sırtıma bir sopa dayadı.

Alya:
"Marinette kaç!!! Arkandaki uykucu!!!"

Hemen tabana kuvvet koşmaya başladım. Topuklarken Alya'da benim arkamdan geliyordu. Fakat Alya benim gibi şanslı değildi. Yada ben kendimi şanslı sanıyordum. Uykucunun kara ışını Alya'yı hedefe aldı. Alya'da derin uykunun cazibesine yenik düşmüştü.
Uykucunun yerimi bulmaması için bir duvarın arkasîna saklandım. Nefes nefese kalmıştım. Tam rahatlamışım derken bir sesle irkildim.

-:
"Nereye gidiyorsun. Parti yeni başlıyor! " dediğini duydum.

Bu ses Uykucunun sesi dışında kime ait olabilirdi ki? Hemen koşarak bir otelin içine girdim. Nefes nefese kalmıştım. Artık işe bir son deme zamanıydı.

Tikki:
"Marinette eğer daha beklersen sende Alya ile beraber derin uykuya dalacaksın." dedi.

Marinette:
"Haklısın Tikki." deyip sırıttım. "Tikki Benekler! Ha!!!"deyip dönüştüm.
Dönüşüp bir binanın çatısına çıktım. Çatıdan Uykucunun yerini tespit ettim. Yoyomu onun bulunduğu bölgenin yakınındaki bir elektirik direğine fırlattım. Uykucu yüksek sesle bağırdı. Uykucu :
" Nerdesin Böceğim?!! Seni seviyorum. Seni istiyorum!.."

Galiba ortaya çıkma vakti gelmişti. Uykucun amacı da belli olmuştu. Yoyomu salladım ve yanına geldim.
Uykucu:
"Böceğim. Nerdeydin? Ve bana niye vurdun?"dedi. Dediğine şaşırarak "Sana mı vurdum?"dedim. Uykucu kaşlarını çattı. "Sırf kimliğini öğrenmeye çalıştım diye yoyonla bana vurdun. Ama bu sorun değil. Önemli değil."dedi sakince. Ve sözlerine devam etti."Sadece kimliğini korumaya çalışıyordun. Sonuçta bu bizim Aşkımıza engel olmayacak. Artık beraber mutlu bir şekilde yaşayacağız!.."dedi. Bense şaşkın bir şekilde "Kara Kedi."dedim. Duymamış olacak ki diye bana gayet sakince "Böceğim seni ne kadar seviyorum biliyorsun. Ve senin de beni sevdiğini biliyorum. Ama sendennn b-bir ricada bulunmalıyım."dedi. Söylediklerinin ne olduğunu merak edip "Nedir? " diye sordum. Uykucu solgun bir yüzle "Mucizen onu bana vermelisin."dedi.

Şimdi anlamıştım. Hawkmoth benim mucizemi alabilmek için "Aşkın gerçek olacak."sözüyle Kara Kedi'yi kandırmıştı. Yada kara kedi olan kişinin, şahsın işte.

Uğur Böceği:
"Bir dakika! Hemen geliyorum. " diyerek koşmaya başladım.

Uykucu:
"Leydim! Nereye?"diye merakla sordu bana Uykucu.

Uğur Böceği:
"Dönüşmem gerek. Hemen geleceğim.Burda kal!"diyerek sıvıştım.
Tabii ki dönüşmek için çıkmamıştım. Tılsımımı Uykucunun gözü önünde kullanamazdım. Bu yüzden ordan uzaklaştım.

Uğur Böceği :
" Bu iş burda bitmedi Uykucu! Şanslı Tılsım!"diyince elime bir halat geldi. Şaka dimi. Ben ne yapacağım bunla? Düşün Uğur Böceği düşün...
Uykucunun yanına gittim. Etrafa baktım. Evet galiba bir fikrim vardı. Bir fikir.

Uykucu:
"Böceğim ee mucize işi ne oldu? Verecek misin?"dedi.

Uğur Böceği :
" Düşündüm de doğru dedin. Mucizeye ihtiyacım yok. Aşkımız böylede sürer."dedi. Uykucuyu kandırmaya çalışıyordum.

Uykucu :
"Leydim bunu yapacağını biliyordum."diyerek bana sarıldı. Zamanı gelmişti. Kollarını boynumdan ayırırken elimde tuttuğum halatla ellerini ve gözlerini bağladım. Yoyomu Eyfel kulesine fırlattım. En yüksek yerine Uykucuyu bağladım. Şimdi bana bu salak niye Uykucuyu Eyfel kulesine getirdi diye soracaksınız. Uykucu kara kediydi. Ve kimliğini bilmediğim bir kişinin kimliğini bilerek onu rezil etmek istemem. Ve Eyfel kulesini herkes bildiği için sorun olmayacaktı. -Umarım anlatabilmişimdir.- Yoyomla Uykucunun elinde sopasını aldım ve yoyomu aşağı alana fırlattım. Fazla vaktim yoktu. Hele hele Uykucu'yu birileri bulmave Uykucunun ordan kaçmadan akumayı eski haline getirmem gerekiyordu.

Hemen sopayı kırdım. Ama akuma sopasında değildi! Peki nerdeydi? Sopayı inceledim üstünde bir kutucuk vardı. Kutuyu açtığımda içinde bir fotoğraf buldum. Tabii ya!!! Akuma benim fotoğrafımdaydı!.. Hemen fotoğrafı yırttım. Ve yoyomun ortasını çizdim.

Uğur Böceği :
" Kötülük bitti Akuma!"diyip yoyomu sallayıp akumayı yakaladım. Yoyomla Akuma'yı yakalarken "Yakaladım!.."dedim. Kelebekçiği gönderirken " Güle güle küçük Kelebek!"dedim. Elimde kalan bir parça halatı havaya fırlattım. "Mucizevi Uğur Böceği!!!"dedim. Küpelerimin ötüşleriyle hemen yoyomun yönünü okula çevirdim.
Okulun bahçesinde kimse görmeden Marinette oldum. Tikki avcuma düştü. Oldukça acıkmıştı. Hemen çantamda olan bir kurabiyeyi verdim. Çantama girince okula girdim. Herkes okuldaydı. Sonuçta bugün okulun ilk günüydü. Ve basit bir akuma yüzünden kimse okulu terk etmezdi(!) Hemen sırama geçtim. Alya henüz okula gelmemişti. Sınıfta Max, Kim, Juleka ve Rose vardı. Çantamdan tasarım defterimi çıkardım. Yeni tasarımlar vardı aklımdan uçmadan onları çizsem iyi olacaktı. Kalemliğimden yumuşak uçlu bir kurşun kalem çıkarıp çizdim. Yanıma biri oturdu. Demek Alya sonunda gelmişti. Yüzümü yana çevirince... Onun Adrien olduğunu anladım.

Adrien:
"Harika çizimler Marinette. Başka var mı? " dedi. Diğer tasarımları gösterdim. Derken yanımıza Chloe geldi. Ve iki davetiye koydu.

Chloe:
"Öhmm bugün akşam olacak yılbaşı günü partime davetlisiniz. "Dedi. Sonra Adrien'a döndü. "Şimdi oldu mu Adrien partime gelecek misin?"dedi.

Adrien:
"Geleceğim Chloe."

Chloe:
"Hhh bekliyorum..."

Alya gelmişti. Adrien yanımdan kalktı. Ve bana "Bence yarışmalara katılmalısın Marinette. Sende çok büyük bir yetenek gizli kazanırsın. Istersen arada bir bizede gelebilirsin. Beraber çalışırız. " dedi. Bende "Tamam."diyerek karşıladım. Alya'da davetiyesini aldı. Beraber ders başlayana kadar ne giyeceğimizi konuştuk.

Devam Edecek...

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.

Miraculous: Maske Leydim (WMB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin