Sabah Ablamın o cırtlak! sesiyle uyandim. Ablam odadan çıkınca yatağımdan kalkıp banyoya ayağımı sürüye sürüye gittim ve rutin ierimi hallettim. Bankadan çıkınca yatağımı topladım ve siyah dolabının önüne geçtim.
Her şeyin siyah ve mavi'den oluşuyordu.... Hayatımda öyle değil mi zaten?....Dolabından okul kıyafetlerimi çıkardım ve giyinmeye başladım. Çok şey değişmişti hayatımda... Annem ve üvey baba'm evlendikten sonra yurt dışındaki şirketleri ile ilgilenmeye gitmişlerdi ve 8 senedir annemle sadece telefon dan konuşuyorduk. Abilerim ve ablamla bu 8 sene içerisinde çok iyi anlaşıyordum. Birbirimizi koruyor ve kolluyorduk. Beraber dövüş, güzel sanat ve ses kurslarına gitmiş ve birçok ödül almıştık.
Toprak Abim ve Deniz ablam burada ki şirketlerle ilgileniyordu. Ateş abimde üniversite 2 de işletme okuyor, ben ise lise 3 e geçtim ve Mimarlık okuyordum.
Bugün okulun ilk günü ama benim için çünkü diğer okulunda yanlışlıkla kavga çıkardım ve okulun ilk günü atıldım. Abimgil de tüm ısrarlarıma rağmen beni koleje verdiler...Okul kıyafetini giyince makyaj yapmayı pek sevmesemde yeşil gözlerine ince bir eye liner ve siyah bir göz kalemi sürdüm. Ardından dudağıma şeftalili parlatıcımı sürdüm ve sarı saçlarımı açık bırakıp siyah kuru kafalı konverslerimi giyindim. Çantamı alıp odamdan çıktım ve aşşağıya indim.
Sanırım Toprak Abim ve Deniz ablam şirkete geçmişlerdi çünkü evde Ateş abimden başka kimsenin sesi yoktu. Çantamı sırtımdan indirip kahvaltı masasına oturdum ve Ateş abime;
- Günaydın Abi. Dedim oda omleti yutmaya çalışırken bana;
- Günaydın Mavim. Dedi kıkırdayıp
- Ağzında yemek varken konuşulmaz. Dedim o sırada Şirin Sultanda abimin bu haline gülerek
- Mavi Kuzum doğru söylüyor Ateş. dedi ardından
Ağzında yemek varken konuşulmaz.dedi Masadan kalkıp Şirin Sultan'ın yanaklarından sulu sulu öptüm ve- Günaydın Sultan'ım. Dedim Şirin Sultan bizim ailenin bir ferdi gibiydi bizim için. Kocası Hamit abide bizim için farklı sayılmazdı aslında.
- Dur kız sanada günaydın. Dedi gülerek. Ateş abim yalandan öksürerek
- Ben çıkıyorum Mavi seni Hamit abi bırakır okuluna. Dedi bende kafamı salladım. Aslında gidcektim okula ama... Yarın giderim artık..
Kahvaltimi yapınca Şirin Sultan a toplamada yardım ettim ve çantamı alıp dışarı çıktım. Hamit abi
- Günaydın Mavi kızım.dedi gülümseyerek
- Günaydın Hamit abi dedim ve arabaya yoneldim Hamit abi arka kapıyı bana acacakken;
- Hamit abi yine mi! Biliyorsun sevmiyorum. Dediğim de kafasını salladı. Büyükluk taslamayi sevmezdi ben! Öyle ' canım, cicim' diye seslenilmesinden de nefret ediyorum çünkü sevgi gösterilmez sevgi hissedilir bence... Hem benim elim ayağım yok mu ki bir kapıyı açamayacağim?!
Arabaya binince Hamit Abidr arabayı çalıştırdı ve okula surmeye başladı. Bende telefonumdan müzik açıp dinlemeye başladım...
Araba durunca okula geldiğimizi anladım ve çantamı alıp indim. Okula baktığımda büyük ve gösterişli bir okuldu. Telefonumu cantama koyarken yan taraftan ses duymaya başladım. O tarafa dönünce birkaç çocuğun bir çocuğu dövdüğünü gordum. Hem dovuyor hemde guluyorlardi. Bir tane çocuk beni fark etti. Göz göze gelince kafamı başka okula çevirdim ve yürümeye başladım...
Okulun içine girince dersin başladığını anlamam zor olmadı. Çünkü bahçede kimse yoktu. Hemen yukarı çıktım ve sınıfımı aramaya başladım. Sınıfımı bulunca kapıya vurmadan içeri girdim ve
- Geç kalmışım... Dedim hoca bana bakmadan
- Yeni misin? Diye sordu bende
- Evet! Dedim. Hoca bana bakarak
- Kendini tanıt ve boş bir yere otur.dedi.
- Mavi KADEROĞLU... 19 yaşındayım. Yeni geldim. Dedim ve boş bir sıra aramaya başladım. Bir kızın yani boştu bende oraya oturdum. Kız bana ben kıza bakarken kız elini uzatıp;
- Ben Havva. Dedi elini sıkarak
- İsmimi duydun ama yinede Mavi. Dedim Önüme döndüm ve dersi dinlemeye çalıştım. Birkaç dakika sonra kapı calinmadan açıldı ve okulun dışında göz göze geldiğim çocuk ardından dört çocuk girdi ve yerlerine oturdular. Göz göze geldiğim çocuk oturmadan önce;
- Karışmaman iyi oldu Mavi. Dedi. Şok olmuştum ismim. İsmimi nerden biliyordu!? Şoku üstümden atmaya çalışarak
- İsmimi nerden biliyorsun?! Dedim. Güldü ve
- Kuşlar söyledi. Dedi ve yerine oturdu. Sinirlerim hat safhayı bulmuştu.
Bunları sonra düşünmeye karar verdim ve sıraya kafamı koyup uyudum...
Birinin beni dürtmesiyle uyandımve dürten kişiye baktım;
- Ne var Havva?! Uykumun en güzel yerinde! Dedim Havva
- Öğle arasındayız ve öğle arasından sonra spor dersi var. Kantine inelimmi? Diye sordu. Gülümsedim ve
- Tamam hadi inelim. Dedim. Havva aslında güzel bir kızdı. Yeşil gözleri, ince beli, sarı parlak saçları ve yüzünü güzelleştiren benleriyle her erkeğin hayalindeki kızlardandı. Ben?... Benmi?.. Ah hayır ben çirkinin önde gideniyim!
Kantine inince Havvayla birlikte sıra beklediklerini. Ben bir kahve ve çikolata alırken Havvabir kahve birde kek aldı. Boş bir masa bulup oturduğumuzda sohbet etmeye başlamıştık...
Nihayet öğle arası bitince bizde Havvayla birlikte spor kıyafetlerimizi giyinmeye gitmiştik. Ben üzerime siyah yarım sporcu atleti ve altıma siyah yarım tayt giyindim. Havvayla baktığımda pembe bir sporcu atleti ve altına siyah bir tayt gitmişti. Saçlarını da toplayıp at kuyruğu yapmıştı. Oda giyindikten sonra spor salonuna doğru yürümeye başladık....
- Aaaa Mavi ben dolabımı kilitlemeyi unuttum. Sen spor salonuna git ben geliyorum şimdi. Dedi
- Tamam ama çabuk ol! Dediğimde kafasını salladı. Tekrar yürümeye başlayınca zil çaldı bende dersi boş verip okulun havuzunun yolunu tuttum..
RÜZGAR'DAN
Zil çalınca ben ve çocuklarla birlikte havuza doğru yürüdük. İçeri girince havuzda birini gördüm. Biraz yaklaşınca bunun bir kız olduğunu anladım. Eren ve diğerlerine saklanmaları için işaret yaptım ve bende saklandım. Kız bir yerde duruyordu ve hiç mi hiç nefes almaya çıkmıyordu... En sonunda dayanamayıp üzerimdekileri çıkardım ve suya atladım...
MAVİ'DEN
Düşünmek bazen insanları olgunlaştırır...
Bir insana düşündürebilmek, kendini değerli hissettirebilmek onları güldürebilmek kadar iyi bir şeydir... Ben... Hayatımda yaşadıklarımdan hep bir ders çıkarmaua, çözüm yolu aramaya çalıştım. Olaylara, hayata, kadere hep iyi tarafından bakmaya çalıştım...
Suyun altında ne kadar kaldığımı bilmiyorum ama çıkmaya çalıştığımı ve çıkamadığımı biliyorum. Sanırım yine astım krizim başladı. Suyun içinden çalıştığımda iki güçlü kol beni yukarıya çıkardı ve beni oturağa oturttu. Hemen ardından birkaç çocuk geldi. Zor nefes alıyordum. Nefes nefese;- S-sprey... S-sprey im... Diyordum sadece. Beni kurtaran çocuk;
- Sprey diyor sanırım. Eren koçum şurda bir çanta var. Bir bak bakayım. Dedi.
- Tamam Rüzgar. Dedi isminin Eren olduğunu öğrendiğim çocuk. Birkaç dakika sonra Eren elinde spreyimle geldi ve Rüzgar adındaki çocuğa verdi ve ağzıma sıktı. Nefesim düzene girince konuşmaya başladım;
- T-teşekkür e- ederim... Dedim. Rüzgar gülümsedi, gülümseyince gamzeleri belli oldu ve ben şu an onlara dokunmamak için savaş veriyorum. Tamam insalara soğuk davranirim yüzüne bile bakmam, benimde gamzem var ama görünce dayanamıyorum. Ne yapabilirim!???......
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH'IN KIZI (MAVİ)
RomansaKADER DEĞİL Mİ BİZE ACI ÇEKTİRİP SONRA DA DEVAM ETTİREN???