rebel girl

3.3K 92 12
                                    

#Incubus - Rebel Girl

Oturduğum koltukta biraz daha yayılıp anneme baktım. Düşük omuzlu siyah elbisesinin içinde asil duruyordu. En sevdiği yoğun kokulu parfümünü boynuna doğru sıktı, bunu biliyordum. Bana da dolusuyla bu parfümlerden alırdı, hepsi yatağımın altına atılmıştı bile. Sanki ne düşündüğümü hissetmiş gibi bana döndü.

"Umarım biz dönene kadar yaramazlık yapmazsın Anna."

"Ben çocuk değilim." dediğimde buna sadece gülmekle yetindi. Benimkiyle aynı renkte olan sarı saçlarını omzundan sırtına doğru itti ve bana küçümseyici bir bakış attı.

"Umarım değilsindir tatlım."

Ona cevap vermemek için dudağımı dişlediğimi görünce "İşte annesinin kızı." dedi ve bir şey dememe fırsat vermeden odadan çıktı. Şu dünyada olmak isteyeceğim son şey bile değildi. Bunu ona bağırmak istesem de bende onda olmayan bir şey vardı.

Ne derlerse desinler, hakkımda ne düşündükleri umrumda bile değildi. Beni saygısız zannederlerdi ama annemin saygıyı hak eden bir özelliği bile yoktu.

Reddetmeden önce biraz bekleyin.

Yavaş hareketlerle odanın kapısını açıp dışarıya çıktım ve merdivene doğru yürümeye başladım. Bugün annem ve babam iş gezisine çıkacaklardı ve umarım önümüzdeki yüzyıllar boyunca dönmezlerdi. Bu süre içinde abim Seth ile birlikte evde kalmak zorundaydım. Ondan da pek haz etmesem bile katlanması daha kolaydı. Arada komik olabiliyordu.

"Kız kardeşine iyi bak." Babam evden çıkmadan önce Seth'e bunları söyledi ve Seth'in göz devirdiğini gördüm. Bana bakmak onun için işkence gibiydi. Ama 18 yaşındaydım ve pekala kendime bakabilirdim, zaten Seth'in bana göz kulak olmak istediği de yoktu. O yüzden babamın bu uyarısına ikimiz de boş gözlerle karşılık verdik.

Babam buna aldırmadan bana bakıp gülümsedi ve kapıdan çıkan annemi takip etti. Böylece ev sessizliğe gömüldü.

Saniyeler sonra Seth bana doğru dönüp "Kendi başının çaresine bak, sadece eve getirdiğim hiçbir kıza karışmayacaksın. Ve annemler gelene kadar evde bizimle beraber yakın bir arkadaşım kalacak. Bunları bilmen yeterli." dediğinde onunda alay edercesine "Emredersin." dedim ve yapmacık bir gülümseme takındım. Bunu görmezden gelip salona doğru ilerledi. Ben de peşinden gittim.

"Arkadaşın kim?" diye sorduğumda cevap vermeden kendini koltuğa attı. Ben de tekli koltuğa oturduğumda sorumu tekrarladım.

"Arkadaşın kim?"

"Gelince görürsün." dediğinde "Sadece adını merak ediyorum." dedim. Televizyona doğrulttuğu bakışlarını bana yöneltip "Meraklı." diye söylendi. Dediği şeyi duymazdan geldim.

"Hadi ama Seth, belki de haftalar boyunca beraber kalacağız."

"Adı Harry, ayrıca rahatsız edilmeyi hiç sevmez. Sinirli bir yapısı var ve sen oldukça rahatsız edicisin, kapa çeneni." Umursamadan omuzlarımı silkip koltukta oturmaya devam ettim. Seth'in çok arkadaşını tanımasam bile yakın dediği arkadaşlarını bilirdim. Ama Harry bana hiçbir şey çağrıştırmamıştı.

Bakışlarımı belgesel gösteren televizyona yönlendirdiğimde Seth kanalı değiştirdi ve bir spor kanalında durdu. Futboldan nefret ediyordum, amerikan futbolundan daha çok. Bana sadece birbirlerini boynuzlayan kızgın boğaları anımsatıyorlardı.

Televizyona bakmaya devam ederken yarım saat kadar acısız intihar yolları düşündüm ve sonunda kapı çaldı. Seth koltuktan doğrulup kapıya doğru yürümeye başladığında arkadaşının geldiğini anlamıştım. Yoksa hiçbir kuvvet Seth'in kapıyı açmasını sağlayamazdı.

Ne kadar merak etsem de koltuktan kalkmayıp onların buraya gelmesini bekledim. Birkaç gülüşme sesi geldiğinde derin bir nefes aldım. Umarım o aptal ve serseri arkadaşlarından biri değildir.

Sesleri iyice yakınlaştıktan sonra salona girdiler. Seth'in bakışları beni bulduktan sonra kafasıyla odama çıkmamı işaret etti. Ama onu umursamadan yanındaki çocuğa baktım.

Güzel bir yeşillikle parlayan gözlerini aramızda onca mesafe olmasına rağmen fark edebilmiştim, dudakları dümdüzdü. Gülüsemiyordu ama nedense gülünce gamzelerinin çıkacağını hissettim. Saçları sıcak bir kahverengiydi ve bukleleri dağınıktı. Güzel bir vücudu ve tuhaf dövmeleri vardı. Aptal ve serseri gibi gözükmüyordu ama dağınık bir havası vardı.

Pekala, güzel bir şeye bakıyordum.

Biraz daha bakarsam yanlış anlaşılacağımı düşünüp aceleyle konuştum. "Ben Anna, Seth'in kardeşi." Kaşlarını kaldırınca ciğerlerime keskin bir nefes almayı engelleyememiştim. Dolgun ve kırmızı dudaklarını açıp konuşmaya başladı. "Harry." Sesinin güzel olacağını biliyordum ve beni yanıltmamıştı.

Kafamı onaylar anlamda salladığımda Seth'in gözleriyle beni deştiğini hissediyordum ama gözlerimi kaçıramadım çünkü Harry de bana dimdik bakıyordu. Bakışları saçlarımda ve boynumda gezindi. Kel ve çıplak gibi hissetmeme engel olamadım, rahatsızdım. Bakışları bile beni rahatsız etmişti ama benim de onu incelediğimi yeni fark ettim. Aptal gibi ona bakıyordum ve dudaklarını yaladığında gözlerim oraya düştü. Elektirik çarpmış gibiydim, hareket etmeliydim. Yapamadım.

Sonunda konuştu.

"Güzel ev."

Sözleriyle kendime geldiğimde kaşlarımı çattım. Evi incelememişti bile, tek baktığı bendim.

Ben güzel bir ev miydim yani?

  Seth "Sana odanı göstereyim." dediğinde Harry son kez bana bakıp Seth'in arkasından yukarıya doğru çıktı.

Biraz önce ne olmuştu?

Yazar notu: Bölüm isimleri bazen bölümlerle alakasız olabiliyor, belli bir bölüme kadar İncubus isimli grubun şarkılarını bölümlere uygun koymaya çalışarak bölüm başlığı yaptım. "Anna Molly" ismi bu grubun bir şarkısı, hikayesi var.

anna molly/ h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin