1.Bölüm : En Şanssız İnsan

505 18 0
                                    

"Hadi ama niye olmuyor?!"

"Abarttın ama zaten bütün hayatlarını biliyorsun, başkalarının duygularından sana ne?"

Bunu ona tabi ki söyleyemezdim.

"Offf her neyse bunu binlerce kez denemiş olmama rağmen olmamasına alışmış olmam gerekirdi."

"Alışverişe ne dersin? Bunun seni mutlu ettiğini biliyorum, kafanı boşaltmana yardımcı olduğunu da."

Haklıydı alışverişin bende mutluluk hormonu salgıladığına oldukça emindim.Aynı çikolatanın verdiği his gibi.

Her rengine sahip olduğum ama almaya doyamadığım çantalar, her kadının vazgeçilmezi ayakkabılar, her kombine uyan kot pantolonlar, tatlı ve asla modası geçmeyen botlar. Hepsi benim için vazgeçilmezdi.

Rüya ise benden bile fazla modaya düşkündü ki -bu kesinlikle şaka yada abartma değil- geri kalan hayatında mağazada yaşamaya oldukça razıydı.

"Tamam ama eğer ikimizinde beğendiği ve son kalmış bi ayakkabı ya da çanta olursa onu ben alırım haberin olsun." dedim.

"Sen öyle san tatlım eğer benimle alışverişe çıkarsan asla o son kalan ürünün sahibi olamazsın." dedi sırıtarak.

"Ben de seninle gitmem o zaman." dedim dudak büküp.

Güldü "Hadi ama çabuk ol, çok vaktimiz yok."

Çantamı alıp hemen dışarı çıktım. Rüya çoktan bir taksi durdurmuştu. Taksiye bindik ve alışveriş merkezinde durduk. İlk karşımıza çıkan güzel ve şatafatlı mağazaya girdiğimizde bizi orta boylu, kumral dalgalı saçlı uzun kirpikli, badem şeklinde bal rengi gözlü -evet karşıma çıkan kişileri dikkatlice incelemek gibi garip bir huyum var- tatlı bir kız bizi karşıladı.

"Hoşgeldiniz."dedi bir çocuk sesini andıran incecik sesiyle.

"Teşekkürler."diye karşılık verdim. Rüya'nın cevap vermesini beklemiyordum çünkü çoktan kıyafetlere dalmıştı bir kere.

"Size nasıl yardımcı olabilirim?"dedi tatlı kız.

"Yeni gelen ürünler nerede acaba?" sordum çünkü zaten daha önce mağazayı üç dört kere dolaşmış neredeyse bütün kıyafetleri ezberlemiştik. -ben ne kadar bir iki parça şey alsam da Rüya her zamanki gibi abartmış o kadar çok şey almıştı ki eline sığmayanları bana taşıtmıştı.-

"İleride sağdaki bölümdeler ve %60 indirimdeler." dediğinde

"60 mııı, yeni gelen ürünler miii?!" diye bağırdı Rüya.

"Şşş sakin ol herkes bize bakıyor" diye uyardım onu.

"Umrumda değil zaten şunların hepsini kucak kucak alınca tekrar dönüp bakacaklar.''

Mağazayı dolaşmaya başladık. Açıkçası neredeyse siyahtan başka bir renk göremiyordum.Her yer fazlasıyla siyahtı. -Evet siyah sevdiğim renkler arasındadır ama tüm gardırobumu siyah yapacak kadar değil- Giyinirken en çok beyaz, krem ve kahve tonları kullanırdım yazın ise daha renkli giyinirdim. Rüya ise tarzına uygun abartısız her şeyi giyerdi. Ama hakkını vermeliyim ki hayatımda gördüğüm en zevkli insanlardan biridir. Zevkli olduğu kadar güzel bir kızdır da, açık kumral beline kadar uzun dalgalı saçları, kocaman su yeşili gözleri, upuzun kirpikleri, küçük şekilli burnu, dolgun dudakları ve oldukça fit vücuduyla müthiş bir görünüme sahipti. -Benim de dahil- çoğu kızın imrenek bakacağı bir görünüme.

O en yakın arkadaşımdı, sırdaşımdı, dostumdu. O sırrımı bilen tek kişiydi, eğlenceliydi her ortamda beni eğlendirirdi -ki bu üstün bir yetenek ister-, güvenilirdi kısacası muhteşem bir arkadaştı.

"Hadi gidelim yeterince aldım" dedi kocaman bir gülümsemeyle elindeki kıyafet yığınını göstererek.Oysaki ben bir şey bile almamıştım. İtiraz etmedim.

Kasaya ödeme yaptıktan sonra yemek yemek için sakin bir pizzacıya oturduk. Rüya yeni aldığı çantaları okşarken ben de onunla alakam yokmuşcasına telefonumu karıştırıyordum.

Gelen bir mesaj vardı.Kesin önemsiz bir şeydir diye düşünerek mesajı açmamla şok olmam bir oldu.Bilinmeyen bir numaraydı ve mesajda şunlar yazıyordu:

"Sana yardımcı birini göndereceğiz , onu fiziksel olarak geliştirdik, sizin okulda okuyacak, onu bulmalısın, bu işi bu yıl bitirmelisin.Yeteneklerini kullan ve bu işi bitir."

Hayır bu olamazdı, evet intikam almak istiyordum ama başka birini daha peşime takamazdım, ayak bağından başka bir şey olmazdı, beni yavaşlatırdı.Annem ve babam daha doğrusu halkımız için bu intikamı almalıydım.Derin düşüncelerim Rüya'nın tiz sesiyle bölündü.

"Neyli pizza isteyelim?" diye sordu, birden iştahım kaçmıştı.

"Sen ye ben tokum" dedim. Bu mesaj cidden keyfimi kaçırmıştı.

"Yaa o zaman eve gidelim tek başına yenmiyo kiii"dedi tepinerek.

"Peki hadi gidelim."

Eve gittik.Ben Rüyalarda kalıyordum.Beni evlerine kabul etmişlerdi.Banyoya gittim.Aynaya baktım.Kendimi beğenmiyordum.Simsiyah dalgalı saçlar,buz mavisi gözler ve sıska sayılabilecek bir vücut.Keşke Rüya'ya benzeseydim.Banyodan çıktıktan sonra hemen uyuduk.Sabah olduğunda ikimiz de kalkıp mutfağa gittik.Nefis bir koku vardı.Rüya'nın annesi yemek konusunda çok yetenekli olduğunu söylemeliyim.Sofrada bir tek kuş sütü eksik olurdu.Ve bu sabah da öyleydi.

"Hadi otur kızım." dedi annesi.

Ayrıca Rüya'nın annesi ve babası beni kızları olarak görüyorlardı.Ben de onları annem ve babam gibi.Hatta bazen onlara yanlışlıkla anne ve baba diyordum.Bazen de bilerek diyordum.

"Tamam anneciğim."dedim.Bu sefer bilerek demiştim.

Ben kahvaltımı bitirip giyindiğimde Rüya her zamanki gibi hala hazır değildi.

"Hadi kızım.Acele et.Dünya,senin yüzünden azar işitecek."

"Tamam." diyip geldi.Ayakkabılarımızı giyip okula gittik.Okulun koridoruna geldiğimizde bana seslenen birini duydum.

"Hey,Dünya."

Arkamı döndüm.Hayır,hayır bu olamazdı.Bu o olamazdı.Kesinlikle en şanssız insan ben olmalıydım.Gözlerimi kapadım ve içimden şunu söyledim:

Şansıma tüküreyim.

Bu bölümü tam olarak anlayamadığınızı biliyorum.Yani öyle ise normal :)Ama sonraki bölümlerde anlaşılacak.İlk hikayem olduğundan acemiyim.Yanlışlar varsa kusuruma bakmayın.Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum.Sizleri çoooook seviyorum.

Öpüldünüz :))

-ANGEL

HER ŞEYİ BİLİYORUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin