Kamp

4 0 0
                                    

    Her şeyi yerleştirip yerlestirmedigime son bir kes daha baktım.Benjamin birazdan burada olur.Telefonumun sarj aletini neden çantama koyduysam sanki dağda ağaç gövdelerinde priz varda.Ben kendi aptallığıma gülerken kapı zili çaldi.Tabi ki annem açtı ben bunun üstüne koşarak aşşagıya indim.Bir dakika koşarak mı dedim?Yanlış oldu uçarak diyecektim.Bildiginiz merdivenlerden uçtum.Sonunda kapıya gelince nefes nefese kendimi dışarı attım tabi ne oldugunu anlayamayan Benjamin ve annem bana boş boş bakiyordu.Aslında bende ne oldugunu anlamamıstim.Neden se annemle konussun istememistim.

Konuşmalarına izin vermeden hızlıca dışarı çıktım ve anneme görüşürüz diyip yürümeye başladım . İkisi de şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

''Az önce neden öyle yaptın?''dedi kahkahalarının arasında.

''Ne yaptım ki?''dedim ama tabi sormaya devam edecekti ama ben konuyu degistim.

''Hani araba kullanmana izin yoktu.''

''Bu hafta sonu için özel izin ''Peki tamam tamam sorugulama yok.En azından bu günlük.

arabaya geçtik koltuğa oturdum ben daha ehliyet kemerimi takmadan o benim ehliyet kemerimi taktı .Bir an nefesini yüzümde hissettim.Sonra dudaklarını yanağımda hissettim.Tabi benim yüzüm yine kıpkırmızı oldugu ki yüzume yayılan sıcaklıkta bunun kanıtı.

    ''Kampta bir an olsun yanımdan ayrılma.Tüm zamanımı seninle geçirmek istiyorum...Ayrıca sana süprizim var.

   ben tam ne süprizi oldugunu sorucakken

''Sakın süprizi sorma açıklamam.Hadi ama Somurtmak sana hiç yakışmıyor.Yani her halinle güzelsin ama gülme daha yakışıyor ... daha güzel oluyorsun.''

Biz konusmaya dalmışken- bu arda benimle konusurken gözünü bir an olsun yoldan ayırmıyordu.Galiba ben bu yüzden ehliyet almıyorum.Sınavına bile katılmadım.Konuşur kaza yaparim ...Yok yok kalsın.-Kamp alanına gelince arabayı durdurdu.Ben arabdan dışarı attığim ilk adımla Josh ve Lucas 'ı görmüstum.Yüzüme bu sefer utangaçlıkla uzaktan yakından alakası olmayan bir sebeple bir kızarıklılık yerleşti.Ardından Bize doğru geldiklerinde Benjamin'in yanına gidip bir süreliğine izin istemeye karar verdim.

''Benjamin ben biraz dan geri gelirim olurmu?''

''Az önce ne konustuk biz.''dedi sahte bir sitemle
Utangaç bir gülümsemeyle ona baktım. Her ne kadar 'canım o hain arkadaşını görmeden önceydi' demek istesem de sadece gülümsedi . Beni kendine çekip sarıldı. Bir an öylece kalsam da bende ona sarıldım ve bıraktığında görüşürüz demek yerine el sallayıp hızlıca yürümeye başladım. Arkamdan seslendiğini duydum.

''O kadar da zor degil mis degil mi?''
Arkamı döndüğümde bana doğru bakan Lucas ve sinirli bir Joshla karsılaştım.Bir dakika sinirli mi? Bu onu ne ilgilendirir ki? Tamam paranoyaklığı biraz abartıyorum sanırım neden benimle ilgisi olsun ki?Başka bir seye sinirlendi her halde.

     Onlardan uzaklasıp sahilde kumların üstüne oturdum .Hafiftan esmeye başlayan rüzgar saçlarımı karıştırdı.Ama şu filmlerde gördüğümüz turden degilde daha çok kabarmasına sebeb olan bir karıştırmaydı.Aslında buralar pek soguk olmaz hatta kışları kar yagmaz.Biraz sonra yanıma birisi gelmişti.Tabii ki de Benjamin di.Benim saç tellerim bir birinae''hah ben daha fazla kabara bilirim ki''tribi atarken...Tamam tamam kulaga saçma geliyor ama dogru .onun saçları sanki birisi hafiften havaya kaldirıp daha hoş görünmesine sebeb olucak bir sekilde bırakıyordu.Bu haksızlikti.

  

    Belimden cekerek kendine yaklaştırdı.Tanrım hayatımda daha önce hiç kendimi bu kadar zayıf hissetmemistim.Yani kilolu degilim ama beni tek hareketiyle yanına çekmesi...

   ''Biliyor musun buna alışman gerek.''

''Ne ye alışmam gerek?''

''Bana yakın olmaya tabiikide.Kalbin daha yavaş atmalı...Ya da böyle iyi .Her ne kadar sevsemde sana yaklaştıkca yüzunde kızarmamalı.'' cevap veremedim.Daha dogrusu vermedim.Kafamı omzuna yasladım.Boynun dan öptüm?Bir dakika bunu ben mi yaptım.?Bir iç çekti sonra :

''Söyler söylemez etki edecegini bilsem çok daha önce söylerdim.''

''hmm bana hàlâ süprizini göstermedin.''

''Sabret bebegim.Bu gece benim çadırımda kalmanı isterdim ama sen arkadaşınla kalıcaksın galiba?''

''Evet ona söz verdim.''

''Peki ...Sen...Daha önce hiç ...''

''Daha önce?''

''bu sorum garip kaçar diye düşündüm ama sormalıyım kimseyle öpüştün mü?yani ben den önce.''

''Hayır.''

''Bu süper bir duygu.Önce den olsa aptlaca gelirdi ama simdi...Seni cok kıskanırken durum farkli oluyor.''

''Sen kaç kisiyle öpüstun?''

''saymadım.''Inanin bana aniden birisi tekme atmış gibi hissetim.Hem de bana bu duyguyu tek kelimeyle yaşattı.

''Üşüdüm .''

Elimden tuttu.

'hadi gel kamp ta bu gece hava soguk olucak gibi.''

''Evet aslinda hava hic bu kadar soguk olmazdı ama galiba bu bizim şansımız.''

''Haklısın ama bu havada kamp hikayeleri daha iyi gider.''

  Onun hızına yetişmeye çalışırken bir taraftan da onu kesiyordum.Tanrım bu çocuk ilahi bir mucize.Ben ona içten içe laf atarken o da benim ı farketmisti.

''Manzara hosuna gitti mi güzelim?''

Gelde utanctan ölme.Ama bunu söylerken bile ayrı tatli o da bambaşka bir konu.

  Kamp alanına çadırların oldugu yere gittik.Zoe nin çoktan kurdugu-ne yani ben yapsam ...Ne olurdu bilmiyorum ama yapamayacak kadar becereksiz oldugumu bilmiyorsunuz-Eşyalarımı yerleştirmek için çadıra girince arkamdan biri geldi.Belimde birinin ellerini hissetince Benjamin sanıp başta umursamadım daha sonra çadırı dolduran parfüm kokusunun Benjamin 'e ait olmadığını farkettim.

   Kim olduguna bakmak için dönünce Josh in sinirden kasilmiş yüzüyle karşılaştım.

  ''s-sen burada ne yapıyorsun?''

dedim.Oysa cevap vermek yerine belimi tutan ellerini daha sıkılaştırdı.

''Ona yakın olma...Zarar görüceksin.Lütfen bu oyuna bulaşmadan uzaklaş biz den ...Lütfen sorgulama yap.''

''Hayır Benjamin den sadece sen istiyorsun diye ayrılamam.''Ne sanıyordubir haine güvenecegimi mi?Yoksa beni o kadar aptal mı sanıyordu?

''İnanmayacaksın degil mi?Senin güvenini kazanıcam.Söz veriyorum...''

Ardından yanağıma masum bir öpücük bıraktı.Öpreken yüzü yüzüme yaklaştığında yüzünde ki göz yaşının bıraktığı izi farkettim.

Popülerlik mi? yok ben almayayım(Düzenlenmekte)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin